| Konu: | SON YILLARDA TÜRK SPORUNDA YAŞANAN DOPİNG SORUNUNUN ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGELERİN GÖRÜŞMELERİNDE HÜKÛMET ADINA YAPTIĞI KONUŞMASI SIRASINDAKİ BAZI İFADELERİN YANLIŞ ANLAŞILDIĞINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 12 |
| Tarih: | 05.11.2013 |
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Samsun) - Sayın Başkan, çok saygıdeğer milletvekilleri; Genel Kurulu tekraren saygıyla selamlıyorum.
Gruplar adına yapılan konuşmalarda söz alan milletvekillerimize teşekkür ediyorum. Özellikle Osman Aşkın Bak İstanbul Milletvekilimize konunun teknik detaylarına olan vukufiyetinden dolayı ayrıca teşekkürlerimi ifade ediyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, doping konusunda mücadele odaklı hiçbir şey yapılmadığını söylemek haksızlık olur. Şahsıma yapılan haksızlık o kadar önemli değil ama Türk spor yönetimine yapılacak haksızlığı doğrusu tolere etmek mümkün değil.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Şu olimpiyatlar niye kaybedildi onu söyle Suat! Olimpiyatlar niye kaybedildi?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - Bu ciddi manada bir haksızlık olur. Bu haksızlığı bu Parlamentoya yapmamak lazım çünkü atılan adımları burada özetleyerek ifade ettim. Atılan adımlar var, alınan kararlar var, yapılan uygulamalar var. Bütün bunlar Türk sporu adına, gelecek adına umut vaat eden gelişmelerdir ve olumsuzlukların bertaraf edilmesine yönelik hamlelerdir.
Ödül yönetmeliğine yönelik eleştirilerde bulunuldu. Doğru, 2004 yılında ödül yönetmeliği değiştirildi. Olimpiyatta, dünya şampiyonalarında ve Avrupa şampiyonalarında bayrağımızı göndere çektiren, İstiklal Marşını gururla okutan bütün sporcularımıza yüksek ödüller verilmesi hâlinde bunun sporda başarıyı artıracak bir faktör olduğu o dönem itibarıyla değerlendirildi fakat sonradan yüksek ödüllerin doping riskini teşvik eden bir yaklaşımı da beraberinde getirdiği ifade edildi, seslendirildi, buradan hareket ettik. Yönetmelik değişti. Olimpiyat şampiyonu olan bir sporcunun olimpiyatta aldığı altın madalyanın karşılığı 2 bin tam cumhuriyet altınıydı, bine indirdik; gümüş madalyanın karşılığı 1.500 tam cumhuriyet altınıydı, 750'ye indirdik; bronz madalyanın karşılığı bin tam cumhuriyet altınıydı 500'e indirdik, ödüllerde yüzde 30'dan, yüzde 70'e kadar varan oranlarda indirimlere gittik. Sadece antrenörlerin ödüllerini oransal olarak 2 katına çıkardık, bu sayede mevcut ödülleri muhafaza ettik.
Değerli milletvekilleri, buna bakmak lazım. Antrenör eğitim yönetmeliğini değiştirdik. Bağımsız spor federasyonlarının çalışma esas ve usullerini yeniden belirledik. Birileri burada şunu ifade edebilir: "Federasyonlara siyaset karışıyor." diyebilir. Kimi "Federasyonlara siyaset karışıyor." diye ifade edecek kimi çıkacak başarısızlığın hesabını bizden soracak. E, federasyonlar sınırsız bir özerklik kullanacaksa başarının da, başarısızlığın da faturası federasyonda olması gerekmez mi, bunu da bununla birlikte değerlendirmek lazım. Türk sporunun bugün hâlâ bir süre daha siyasetin desteğine, teşvikine, katkısına, etkisine ihtiyacı vardır, bunu net olarak ifade ediyorum.
Spor enstitüsünü kuruyoruz Hacettepe Üniversitesiyle birlikte. Doping merkezlerini yeniden akredite ediyoruz, bütün bunlar önemli hadiseler. Özel beden eğitimi spor tesislerinin denetlenmesi yoluna gidiyoruz. Bütün bunları ifade ettim.
Değerli milletvekilleri, anlatamamış olabilirim. 2011 yılından önce Dopingle Mücadele Komisyonu yoktu. Olmadığı için numuneler federasyonlar tarafından alınıyordu. Bir federasyon -burada bakanlarımızın kabahati yok, benden önce görev yapan bakan arkadaşlarımın kabahati yok- kendi sporcusunu yasaklı madde kullandığını bile bile habersizce denetleyip yakalatabilir mi? Yakalatmaz. 2011 yılında Dopingle Mücadele Komisyonunu kurduk, Başkanı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hocası Profesör Doktor Rüştü Güner, bağımsız denetime devam ediyoruz. 2011'deki numune adedi 71, 2012'de 447, bugün 1.077. Anlatamamış olabilirim rakamlara dikkat buyurun. Elbette ki 71 numunede çıkan doping sayısıyla 1.077 numunede çıkan doping sayısı farklı olacaktır ama gaye hepsini sıfırlamaktır.
Bir rakam daha vereceğim: 2002 senesinde Türkiye'deki lisanslı sporcu sayısı 278 bin. Bugün itibarıyla Türkiye'deki lisanslı sporcu sayısı 4 milyon 717 bin. 4 milyon 717 bin sporcuyla 278 bin sporcunun riskini kıyaslamak, karşılaştırmak mümkün değildir çok saygıdeğer milletvekilleri. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Oran ne oran? Oranı söyle.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - Elbette ki kürsüye çıkanların bizi takdir etmelerini beklemiyoruz ama eleştirilirken de insaflı eleştirilerde bulunmasını hak ediyoruz diye düşünüyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)