GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBUNUN, MANİSA MİLLETVEKİLİ HASAN ÖREN VE ARKADAŞLARININ KISA DÖNEM ASKERLİK SÜRESİNİN DÜŞÜRÜLMESİNİN ÜLKEMİZE VE TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNE SAĞLAYACAĞI YARARLARIN VE KAMUOYUNUN BEKLENTİLERİNİN ARAŞTIRILMASI AMACIYLA 24/10/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERMİŞ OLDUĞU MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 30 EKİM 2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:10
Tarih:30.10.2013

MESUT DEDEOĞLU (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisine verilen kısa dönem askerliğin düşürülmesiyle ilgili grup önerisi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına söz aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.

Türkiye'nin tarihî konumu ve kültürel mirasından doğan yükümlülükleri, bölge ve dünya barışının tesisinde üstlendiği rol nedeniyle güçlü ve caydırıcı bir savunma sistemi tesis edilmelidir, tesis edilen bu savunma sistemi sürdürülebilir olmalıdır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin görevini çağın şartlarına uygun bir şekilde ve başarılı bir biçimde yerine getirebilmesi mutlaka sağlanmalıdır; bu konuda, Hükûmet, Türk Silahlı Kuvvetlerine her türlü kolaylığı sağlamalıdır.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin hareket kabiliyetinin artırılması ve caydırıcılığının yükseltilmesi gerekmektedir. Askerî modernizasyon programı başlatılarak Türk Silahlı Kuvvetleri silah, teçhizat ve ileri teknoloji kullanma kabiliyeti konusunda dünyanın en güçlü ordularından biri hâline getirilmelidir.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin silah ve teçhizat yönünden dışa bağımlılığı azaltılmadır. İhracat kapasitesi yüksek, bağımsız ve yerli harp sanayisinin ve yerli müteşebbisin de silah, askerî teçhizat üretimine yatırım yapabilmesi için gerekli teşviklerin sağlanması gereklidir. Malzeme, teknoloji, elektronik harp, havacılık, uzay ve uydu teknolojileri, ağ merkezli savaş, insansız hava araçları, güdüm ve kontrol teknolojileri gibi savunma sanayisi teknolojilerinin AR-GE çalışmaları desteklenmelidir.

Savunma sanayisinde bilgi güvenliğini sağlamak amacıyla millî yazılım sistemi yaygınlaştırılmalı ve Türkiye'ye mal edilmelidir.

Savunma ve güvenlik alanında uydu imkânlarından yararlanmak için havacılık ve uzay teknolojilerine ağırlık verilmeli ve tamamen yerli uydu üretimi sağlanması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.

Savunma sanayimiz teknoloji transfer eden değil, teknolojiyi üreten bir yapıya kavuşturulmalıdır, harp sanayisinin ulusal ihtiyaçlarına dönük üretim yapması da sağlanmalıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; asırlık köklü maziye sahip olan Türk ordusunun, Türk milletinin vicdanında saygınlığının gelişigüzel günlük politikalarla, iç ve dış kamuoyunda yıpratılmasına izin verilmemelidir. Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratacak popülist politikalardan uzak durulmalıdır.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin yapısı, insan gücü, teknoloji ve organizasyon açısından güçlendirilerek yeniden yapılandırılmalı, modernize edilmeli, bölgesel ve küresel anlamda caydırıcı kabiliyeti artırılmalıdır. Yeni teşkilatlanma modelinde siber savaş ve elektronik güvenliğine önem verilmelidir. Eğitim, teşkilatlanma ve teçhizatlandırma alanlarında görev tanımına uygun uzmanlaşma yanında, asimetrik tehdit ağırlıklı değişikliklere de gidilmelidir. Belli uzmanlık gerektiren görevler ile asimetrik tehdide yönelik görevlerde profesyonel ağırlıklı, diğer görevlerde ise yükümlü askerliği esas alan bir sistem esas alınmalıdır. İdari ve sosyal tesisler sivil ağırlıklı hâle getirilmelidir. Bu tesislerden sivillerin de yararlanmaları sağlanmalıdır.

İç güvenlik birimlerinin faaliyetlerinde koordinasyon sağlanmalıdır. İç güvenlik alanındaki kurumların yetki ve sorumlulukları yeniden tanımlanmak suretiyle, hizmetin uyum içinde yerine getirilmesi sağlanarak çağdaş yöntemlerle çalışır hâle getirilmelidir. Kurumsal yapılanmada istihbarat faaliyetlerinde, bilgi akışında ve suçla mücadele birimleri arasında etkili bir eş güdüm sağlanmalıdır.

Güvenlik güçlerinin saygınlığının tesisi için tedbirler alınmalı, mali ve sosyal hakları görev ve sorumlulukları ile uyumlu hâle getirilmelidir. Güvenlik personelinin atama ve terfilerinde liyakat esas alınmalıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Askerlik Kanunu'nun 5'inci maddesi "Erbaş ve erler için muvazzaflık hizmet süresi; Kara, Deniz, Hava Kuvvetleri ile Jandarma Genel Komutanlığında on sekiz aydır. Bu sürenin, barışta, önce on beş aya ve bilahare on iki aya kadar indirilmesine, Silahlı Kuvvetlerin de ihtiyacı dikkate alınarak, Bakanlar Kurulunca karar verilebilir." hükmünü içeriyor. Türk Silahlı Kuvvetlerinde hâlen 379 bin erbaş, er görev yapıyor. Bakanlar Kurulundan askerliği kısaltan kararın açıklanması durumunda, ilk etapta on iki ayını doldurmuş 40 bin civarında askerin terhis belgesi alması öngörülüyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri Türkiye'nin göz bebeği durumundadır. Terörle mücadele konusunda çok önemli çalışmalar yapmış bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının komutanları bugün maalesef tutuklu durumdadır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin komutanları bugün tutuklu durumda iken, hapse atılmış iken atılan adımlar, her gün Türk Silahlı Kuvvetlerinin moral ve motivasyonunu olumsuz yönde etkileyen gelişmeler hâline gelmiştir. Burada önemli olan, Hükûmet tarafından başlatılan politikayla Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarına bir zarar gelip gelmediği konusudur.

Devraldığımız ve uygulamaya koymaya çalıştığımız, her zaman, "Yurtta sulh, cihanda sulh." ilkesinin devamı açısından, ülkelerin savaşla birbirlerini yok etmeye çalışması sağlıklı değildir. Onun için, Yüce Önder Atatürk'ün söylediği gibi "Yurtta sulh, cihanda sulh." ilkesini her zaman uygulamaya koymak ve bu düsturun arkasında durmak durumundayız.

Önceliklerimize, bize karşı olabilecek hareketlere, politikalara ve husumetlere karşı bir caydırıcı güç her zaman var olmalıdır. Tarihsel geçmişimizi, coğrafi konumumuzu dikkate alarak silahlı kuvvetlerimizi daima göreve hazır hâlde bulundurmalıyız. Savunmamız için gerektiğinde kullanılmak üzere cephe savaşlarına, asimetrik savaşlara, teröristlerle mücadele gücümüze, ablukalara, güç göstermede askerlerimizi daima hazır durumda, eğitilmiş bir hâlde bulundurmak mecburiyetimiz var. Savunmamızın gereği, 3 kıtanın âdeta ortası durumundaki ülkemizin sınırlarını korumada çok güçlü olunmalıdır.

Denizlerimizde 8.300, karamızda 2.875 kilometre olan sınırlarımızdaki güvenliğimizi, kaçakçılığı, hem de teröristlerin giriş-çıkış trafiğini yeterli derecede önleyemediğimizi hepimiz maalesef ki biliyoruz. Bu sebeple, sınır güvenliğimizi çok yönlü iyileştirmelerle geliştirmeli ve güçlendirmeliyiz. Bu sebeplerle, sınırlarda belirttiğimiz makul yeni düzenlemeler gerçekleşinceye kadar da sınır güvenlik kuşağı, tampon bölgeler oluşturmalıyız.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; savaşta, vatan görevlerinde ve terörle mücadelede hayatlarını kaybetmiş şehitlerimiz ve birçok gazimiz bulunmaktadır. Gazilerimizin ve şehit ailelerinin tamamını kapsayan -onların tanımlamaları dâhil- onlara ve yakınlarına yapılacak maddi, manevi yardımlar ve hizmetlerin belirleneceği çeşitli yasal düzenlemelerdeki farklılıklar ve aksaklıklar mutlaka giderilmelidir.

Ayrıca, millî savunmanın ve silahlı kuvvetlerimizin ve emniyette görevli bütün personelin özlük haklarında iyileştirmeler yapmalıyız.

Bu duygu ve düşüncelerle yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.