GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:106
Tarih:15.05.2012

MEHMET VOLKAN CANALİOĞLU (Trabzon) - Çok teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 180 sıra sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı'nın 13'üncü maddesinde öngörülen "belirlenen" sözcüğünün "tespit edilen" olarak değiştirilmesi önerimiz üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisin çok değerli milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, Sayın Bakanım, sizin iyi niyetinizi biliyorum, hemşehrimsiniz, Trabzon'da birlikte kentsel dönüşümler yaptık ama söylemem gereken bir gerçek var ki bu yasayla bu kadar yükü nasıl kaldıracaksınız? Çünkü öncelikle bu yasa tasarısının her tarafı sakat olup ele alınacak tarafı yoktur. Bu yasanın 9'uncu maddesi, konuyla ilgili bütün yasaları uygulanmayacak mevzuat kapsamına almaktadır. Özelleşmeyle satılan kurum ve kuruluşlardan sonra "Daha satılacak yer kalmadı." diye düşünürken şimdi bu yasalarla zeytinlikler, meralar, ormanlar, kültür ve tabiat varlıkları, koruma alanları, askerî bölgeler dönüştürülüyor yani alınıp satılıyor.

Şimdi, değerli milletvekilleri, bu konuda sizlere bir şey hatırlatmak istiyorum. Bilindiği gibi, Hun Kağanı Oğuz Kağan zamanında, Çin ile barış zamanında, Çin elçisi, beyleriyle sohbet hâlindeyken Oğuz Kağan'ın huzuruna gelen elçiler, Çin İmparatorunun gümüş yayı istediğini,  verilmezse savaşarak alınacağını söyler. Bunun üzerine Oğuz Kağan silahını verir. Bir süre sonra, Çin elçisi, bu sefer Oğuz Kağan'ın boz aygırını ister. Beyler yine ayaklanır "Haydi savaşa." diye ama Oğuz Kağan, beylerini sakinleştirir, "Verin gitsin boz aygırı." der. Bir süre sonra yine Çin elçisi gelir ve bu sefer Bilge Hatun'u Çin sarayına cariye olarak ister. Beyler yine ayaklanır, direnirler ama Oğuz Kağan'ın emriyle Bilge Hatun saraya cariye olarak verilir ve bunun üzerine şımaran Çin elçisi, bu sefer tekrar gelir ve her iki ülke arasındaki çorak toprağı  ister ve bunun üzerine Oğuz Kağan "Haydi savaşa." der  ama beyler der ki: "Sayın Kağan, bu bir çorak arazidir, bununla ilgili herhangi bir şey yok. Siz atınızı verdiniz, silahınızı verdiniz, hanımınızı verdiniz." O zaman der ki Oğuz Kağan: "Silah benim, at benim, hanım benim ama o çorak toprak vatanındır, vatan parçasıdır, haydin savaşa." ve Çin'e savaş açar ve verilen şeyler de geri alınır.

Bunun üzerine, Sevgili Bakanım, sayın milletvekilleri; bu tasarının yasalaşmasıyla kamunun elinde kalan son araziler de elden çıkarılarak kamusal fakirleşme yeni bir boyut kazanacaktır. Ayrıca, bu tasarı yasalaşırsa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun ilgili maddelerini yürürlükten kaldırarak afet riski taşıyan bütün yapıların yıkılabilmesi ve alanının kentsel dönüşüm alanı ilan edilmesinin önü açılacaktır. Ve buna göre, şayet Trabzon'un Sümela Manastırı'nı "Afet riski var." diyerek yıkacak mıyız, yoksa onaracak mıyız, bunu da iyi düşünmek gerekir.

Sayın milletvekilleri, ayrıca bu yasayla ilgili belediyelerle yapılacak protokollerde bedel belirlenmesi belediyelerin iktidar belediyesi olup olmadığına göre aşağı yukarı değişkenlik gösterebilir. Bu nedenle, bedel tespitinin tarafsız bilirkişiler tarafından yapılması daha uygun olacaktır. Ayrıca, bu kentsel dönüşüm kapsamında -biraz önce söyledim Sayın Bakanım dinlemiyordu ama şimdi söyleyeyim- unutmamamız gerekir ki ve göz önünde bulundurmamız gerekir ki riskli alanlarda alınacak mallar aynı zamanda konut olarak alınması değil, orada yaşayan insanların da anılarının alınması gerektiğini düşünmek gerekir çünkü o insanlar, o gecekondu denilen mahallelerde yaşamışlardır, onlar çocuklarını da orada evlendirmişlerdir, düğünlerini orada yapmışlardır, cenazelerini o evlerin avlularında kaldırmışlardır. O nedenle, onların yalnızca mallarının değil aynı zamanda onların anılarının da alındığını düşünerek ona göre dönüşümleri yapılmalıdır ve maddi manevi zarar görmelerine meydan verilmemelidir.

Sonuçta, değerli milletvekilleri, bu yasa tasarısının iktidar partisinin çoğunluk oylarıyla kabul edileceği görülmektedir ancak uygulamasında bakalım Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve TOKİ bu kadar yükün ağırlığını nasıl kaldıracaktır?

Sayın Bakanım, son söz olarak da şunu söylemek istiyorum: Değişikliklerle, ek madde ve ek geçici madde ilaveleriyle delik deşik olan 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu da daha saydam, daha verimli ve daha anlaşılır olarak yeniden hazırlanmalı ve yüce Meclise sunulmalıdır.

Tekrar teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim.