GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBUNUN, BOLU MİLLETVEKİLİ TANJU ÖZCAN VE 20 MİLLETVEKİLİNİN BELEDİYE KANUNU'NUN 11'İNCİ MADDESİ KAPSAMINDA BELEDİYELERE DÂHİL EDİLEN KÖYLERİN SORUNLARININ ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA 4/7/2012 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERMİŞ OLDUĞU MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 8 EKİM 2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN ÖNERİSİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:4
Tarih:08.10.2013

NUSRET BAYRAKTAR (Rize) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu grup önerisinin aleyhinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Özellikle 1984 yılından bu yana çok yakinen takip etme fırsatı ve imkânı bulduğum yerel yönetimlerle ilgili tartışmalar, arzular, istekler, talepler, şikâyetler... Her gelen siyasi parti, seçim öncesi, seçim sonrası "Yerel yönetimlerle ilgili merkezî vesayeti kaldıracağız; şu, şu, şu değişiklikleri yapacağız; yeniden Avrupa'ya ve dünya gündemine uygun şekilde halkımızı yerel hizmetlerle buluşturacağız; kalkınma yerelden başlar, yerel kalkınma, yerel kalkınma projeleri" gibi taahhütlerde bulundu ama bu değişime, bu devrim niteliğindeki değişime, çeşitli tartışmalara, çeşitli risklere, çeşitli belki eksikliklere rağmen AK PARTİ dışında hiç kimse cesaretle adım atamadı. AK PARTİ, özellikle 2005 yılında Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nu, Belediye Kanunu'nu, İl Özel İdaresi Kanunu'nu; 1913 yılından, Osmanlı Dönemi'nden bu yana gelen İl Genel Meclisi Kanunu'nu ve 1580 sayılı Belediye Kanunu'nu ve 3030 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu'nu değiştirdi. Şimdi konumuz sadece 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun özellikle 8 ve 11'inci maddesi gereği köylerin mahalleye dönüştürülmesi olduğu için bu konunun detayına giremiyorum ancak başlıklar hâlinde temas edeceğim birkaç konu var.

Türkiye'de 38 binin üstünde köy vardı, 18 bine yakın mahalle vardı. Yeni değişikliklerle... Bakın, hiçbir siyasi parti ve hiçbir kimse ayağına kurşun sıkmaz. 2 binin altına düşen belde belediyelerinin rantabl ve verimsiz olduğu iddiası, gerekçeleri ve haklı olduğumuzu bilerek kapatılma cesaretine kolay kolay kimse giremedi ama biz bunu bile bile, yüzde 75'i AK PARTİ'li belediye olmuş olmasına rağmen tüzel kişiliklerini kaldırmak suretiyle 30 ili Büyükşehir Belediye Kanunu'na, 51'i de il belediyesi olarak kalmak suretiyle büyükşehir ilçelerinde, merkezinde 519 ilçe, 51 il içerisinde de 400 ilçe olmak kaydıyla, 51 ilin içinde de sadece 398 belde belediyesinin kalması suretiyle toplamda 3.225 olan belediye sayısı önceki düzenlemeyle 2.500'e, şimdi ise 1.398'e düşürülmüştür. Yani kaynakların yerinde, etkin, verimli kullanılabilmesi, halkımıza hizmet götürülebilmesi açısından bu devrime ihtiyaç vardı. Elbette, bütün bunlara rağmen toplam köy sayımız 18.132, mahalle sayımız ise köyden mahalleye dönüşenler 16.535 olmak üzere -bakın, 16.535 köy mahalleye dönüşmüş- toplam mahalle sayısı 31.750. Elbette, 31.750 mahallenin bazılarında bazı aksaklıklar olacak, 81 ilin bazılarında bazı aksaklıklar olacak. Yerel seçimlerde, bu aksaklıkların olduğu ve belediye başkanlarımızın hizmet yürütmediği yerlerde, oy kullanma yetkisini almış olan mahalleler belediye başkanına oy kullanacak; oy vermezler. Aslında, demokratik bir gelişme. Köyden mahalleye dönüşmek suretiyle hizmet alamadığı takdirde bu seçimlerde oy vermeyecek onlara ama biz görüyoruz ve biliyoruz ki aslında, köyden mahalleye dönüşen yerlerle ilgili, özellikle orman köylülerinin orman köy tüzel kişilikleri kaldırılmamış, orman köyü olmaktan kaynaklanan, elde etmek istedikleri ihtiyaçlardan yoksun bırakılmamış, ekstra görevler bırakılmış.

EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) - Tüzel kişilikler kalktı.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Müsaade edin.

EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) - Tüzel kişilikler kalktı.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Hayır, şimdi, tüzel kişilikler... Bakın, şimdiye kadar yürütüleni söylüyorum; 2014'ten sonra olacak o, bakın 2014'ten sonra olacak. 2014'ten sonra da bunlarla ilgili bu tip hak ve menfaatlerin kendilerine verilmesi ve kendilerine uygulanması şartıyla...

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Hayır, 5393 farklı.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - On yıl bunlara yönelik artılar var; onları gelecekte tartışırız. Ben, müsaade ederseniz...

TANJU ÖZCAN (Bolu) - 5393 farklı.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Bakın, söylenen ifadelerdeki eksiklikleri de dile getireceğim. Nedir eksiklikler? Bakın, istenilen köyü mahalleye dönüştürebiliyorlar. Ne ile? Danıştayın uygun görüşü, İçişleri Bakanlığının onayı. Öyle değil. Bakın, orada bir eksiklik var. Aynen maddeyi okuyayım...

TANJU ÖZCAN (Bolu) - 5393'ün 11'i.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Maddeyi okuyayım, ezber değil, irticali değil: "MADDE 11.- Meskûn sahası, bağlı olduğu il veya ilçe belediyesi ile nüfusu 50.000 ve üzerinde olan bir belediyenin sınırına, 5.000 metreden daha yakın duruma gelen belediye ve köylerin tüzel kişiliği; genel imar düzeni ve temel altyapı hizmetlerinin gerekli kılması durumunda..."

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Ne demek o?

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Bakın, köyler il hududuna yaklaşmış, 5 kilometreden içeriye girmiş, il olmuş, kendiliğinden oradaki imar faaliyetlerini kim denetleyecek, kim organize edecek, gördük. Belde belediyelerinde bile lâyüsel davranan belediyeler uluorta imar haklarını vermiş. Ama beldenin, belediyenin tüm belediye hudutları eğer büyükşehir belediyesinin kontrolü, denetimi ve imar bütünlüğü içerisinde kontrol edilirse yasalar çerçevesinde bu kadar eksiklikler, aksaklıklar olmaz. Buna rağmen eksiklik ve aksaklık olursa yasalar var. Bakın, böyle olduğu durumda "... Danıştayın görüşü alınarak, İçişleri Bakanlığının teklifi üzerine müşterek kararnameyle kaldırılarak bu belediyeye katılır." Müşterek kararname, uluorta değil. Bu kararnameyi kim imzalıyor? Bakan ve Bakanlar Kurulu, Başbakanlık. Yani bunlar sıradan kişiler değil ki ülkeyi yöneten kişiler. Ondan sonra devam ediyor.

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Hayır, öyle değil.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Müsaade edin.

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Öyle değil.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Ben sizleri dinledim, siz de beni dinleyin lütfen.

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Ama yanlış konuşuyorsun, yanlış bilgi veriyorsun.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Eksikler olursa sonra telafi eder, tekrar tartışmaları getirirsiniz.

Ben sadece üç dakikam kaldığı için bir örnek vereceğim. Büyükşehir ve bütünşehirden bahseden muhalefet ve iktidar partisi milletvekilleriyle, daha üç gün önce -katılma imkânı bulduğum- 4'üncü Uluslararası Birleşmiş Kentler ve Yerel Denetimler Genel Kuruluna katıldık Rabat'ta, 4'üncüsü yapıldı. Bu dünya kongresi 1-4 Ekim tarihlerinde Rabat'ta yapıldı. 3'üncü kongre Meksika'da yapılmıştı 2010 yılında; İstanbul'la bütünleşmiş Büyükşehir Belediye Başkanımız aday olarak katıldığında, zar zor o gün Dünya Belediyeler Birliği Genel Başkanı seçilmişti. Aradan üç yıl geçti, 4'üncüsü yapıldı. Cuma ve cumartesi günü bizzat son oturumlara katılmanızı aslında arzu ederdim. Çok duygulu anlar yaşadım, sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bu dönem, Türkiye'nin ve İstanbul'un, özellikle Türkiye'deki yerel yönetimlerin aldığı mesafeyi göz önüne alan bütün dünya devletleri ve 3 bine yakın delegasyon, âdeta Türkiye'nin -önde gelen bir belediye olması sıfatıyla- başkanlığını peşinen kabul etmiş gözüktüler. Fransa, İspanya, İngiltere, Almanya belediye başkanları -ki Paris Belediye Başkanı dâhil- aday adayı olmak istediler, nabız yokladılar, oy alamayacaklarını gördüklerinde Türkiye lehine çekildiler. Tek aday olarak, bakın tek aday olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Kadir Topbaş Başkanlığa aday seçildi. 2010 yılında cılız alkışlarla oturarak seçilen Kadir Topbaş, bu seçimlerde ayakta alkışlanarak oy birliğiyle yeniden Genel Başkan seçildi. Türkiye'nin yerel yönetimlerde aldığı mesafenin nereye geldiğinin göstergesi değil de nedir, bunu görmek lazım. Arkasından Başbakan...

MUHARREM İNCE (Yalova) - Peki, Başbakan Belediye Başkanı iken seçilebildi mi o göreve?

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Tabii, Türkiye'nin genel hâlidir, Başbakanımızın çizdiği ufuktur, Başbakanımızın yerel yönetimlerle ilgili gösterdiği ufkun göstergesi İstanbul'dur.

Ve İstanbul'un bir başka büyüklüğü oldu, Türkiye'nin büyüklüğü...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Trafikte bekleme süresi olarak 1'inci oldu, onun için seçildi. Onun için mi seçildi, bekleme süresinde 1'inci olduğu için?

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Bakın, dikkat edin, ayakta alkışlamanın dışında, bir başka şey: 2016 yılında bu Genel Kurulun dünyanın bir başka kentinde olması lazım.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - İstanbul yirmi beş senedir yağmalanıyor Sayın Milletvekili! Dünyanın en büyük rant şehri oldu orası!

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bekleme süresinde 1'inci olduğu için seçildi.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - İki aday çıktı; biri İstanbul, bakın diğeri de Bogota yani...

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - AKP il binasına para götürmeden kimse inşaat yapamıyor.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - 1'inci oldu, hep 1'incilikler size ait.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Adalet ve Kalkınma Partisi il teşkilatına para götürmeden kimse inşaat yapamıyor İstanbul'da.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Müsaade edin.

Bogota Başkanlığa ısrar etti -Güney Amerika ülkelerinden bir şehir- İstanbul Büyükşehir ile Bogota kendilerini tanıttılar onar dakika. İstanbul'un açık farkla önde olup seçimi kazanma imkânı varken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı şöyle deyince "Türkiye'ye bu yakışır ki İstanbul yüzlerce, binlerce kongrelere ev sahipliği yapıyor. Bogota'nın da gelişmesini sağlamak, onların da önünü açmak, güçlü iken güçsüzlere yardımcı olmak ve onlara ilgi göstermek adına İstanbul'u adaylıktan çekiyorum, Bogota'nın 2016 yılında toplantı yapmasını onaylıyorum." salon ayağa kalktı, gözyaşlarıyla hüngür hüngür ağlayarak Türkiye'yi alkışladılar, Türkiye'nin büyüklüğünü alkışladılar.

Bütün bunların yerel yönetimlerle ilgili attığımız adımların önemli göstergesi olduğunu ben burada sizlerle paylaşmanın bir görev olduğunu düşünerek Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisine olumsuz baktığımızı belirtir, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)