| Konu: | SEÇİMLERİN TEMEL HÜKÜMLERİ VE SEÇMEN KÜTÜKLERİ HAKKINDA KANUN İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 104 |
| Tarih: | 09.05.2012 |
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; görüşülmekte olan 201 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 15'inci maddesinin 4 numaralı bendinin metinden çıkartılması için söz aldım ama önce Mavi Kart uygulamasından bahsetmek istiyorum.
Mavi Kart uygulaması, yurt dışındaki Türklerin çifte vatandaşlık hakkından mağdur edilmesi nedeniyle, yurt dışındaki Türklerin derken, Almanya, Avusturya ve diğer İskandinav ülkelerinin çifte vatandaşlık hakkından mağdur edilmesi sonucu, Türk vatandaşlarına tanınan birtakım hakların veya diğer, Türk vatandaşlığından çıkartılmış ama Alman vatandaşlığına geçmiş veya yabancı ülke vatandaşlığına geçmiş vatandaşlarımızın haklarının korunması için çıkartılmış bir kanun metni, kanun.
Şimdi, bu kanundan bahsederken sözü şu dünya liderine getirmek istiyorum ve övgüyle bahsetmiş olduğunuz dış politikaya getirmek istiyorum.
Niye buraya getirmek istiyorum? Geçen gün Sayın Bakan da Almanya'ya gittiğinde, Türklerin Almanya'ya gidişinin 50'nci yılını orada övgüyle ve on yıllık Hükûmetinin Türkler için neler yaptığını anlatmakla bitiremedi. Televizyondan da izledim, genelde de TV 8'de Erkan Bey'in programına çıktı ve orada, Avrupa'da yaşayan Türklerin nasıl sosyal haklarının veya Türk vatandaşlık haklarının korunduğundan övgüyle bahsetti ya da Almanya'da yaşam şartlarının nasıl iyileştirildiğinden övgüyle bahsetti ama gerçeğin öyle olmadığını hep beraber biliyoruz. Biliyorsunuz ki Almanya özellikle Türk vatandaşlarını zorluyor. Niye Türk vatandaşlarını zorluyor diyorum? Tayland'dan gelen bir vatandaş bile Alman vatandaşı aynı zamanda Tayland vatandaşı olabiliyor ama Türkiye'den Almanya'ya giden bir vatandaş çifte vatandaşlık hakkını kullanamıyor. Almanya diyor ki veya bir başka ülke: "Türk vatandaşlığından çıkacaksınız, aksi takdirde Alman vatandaşı olamazsınız, Alman vatandaşlık haklarından da yararlanamazsınız." Peki, sadece bunu mu diyor?
Almanya'nın Türk vatandaşlarına reva gördüğü bir başka uygulama da var. Hepimizin bildiği gibi A1 denen bir sınav yapıyor. Bu sınavda da Türkiye'den Almanya'ya gitmek isteyen? Yani şöyle anlatayım: Almanya'da yaşayan bir Türk genci Türkiye'deki bir bayanla evlenmek istiyor veya Almanya'da yaşayan bir bayan Türkiye'de yaşayan bir gençle evlenmek istiyor. Bunların Almanya'ya gidebilmesi için Alman Kültür Merkezi tarafından yapılan A1 sınavını geçmek zorunda.
Arkadaşlar, kimse kimseyi kandırmasın. Dünya lideri olmak, Almanya'daki vatandaşların, dünyanın her tarafındaki Türk vatandaşlarının problemlerini çözmekle gerçek bir hâle gelir. Eğer bu problemleri çözemiyorsa ve bunları halledemiyorsa dünya liderliği vasfından da söz etmek mümkün değil. Sadece bununla da bitmiyor.
Bakın, vize problemleri? Hangi Avrupa ülkesiyle vizeyi çözdünüz? Bir tanesini örnek verebilir misiniz? Ama geçen gün, Sayın Bakan Egemen Bağış övgüyle bahsediyordu, Brunei Sultanlığı herhâlde vizeyi kaldırmış bizden, hepimiz oraya seyahat edebiliriz ama İngiltere'ye gitmek için diplomatik pasaportunuzun olması bile yetmiyor, değil mi?
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Rusya'ya gidebilirsiniz.
HAYDAR AKAR (Devamla) - Rusya'yı örnek verdiniz, değil mi? Peki, daha çok örnekler verebiliriz.
Yalnız, şimdi bu kanunla getirilmek istenen Mavi Kart uygulamalarında daha önce Türkiye doğumlu ve reşit olmayan çocuklara Mavi Kart uygulaması yapılıyordu ama bu yeni getirilen kanunla üçüncü dereceden nesle kadar Mavi Kart uygulaması getiriyor, okey, tamam, buraya kadar bir problem yok ama Bakanlar Kuruluna bir yetki veriliyor, üçüncü dereceden sonra da "Bunları Bakanlar Kurulu kararıyla Mavi Kart uygulamasına geçirebilir." diyor. Bence, bu çok tehlikeli bir madde çünkü çok büyük bir karmaşaya neden verecek. Aile bağlarının artık Almanya'daki üçüncü kuşaktan sonra çocukların Türkçe bilmediği, hangi yerden geldiğini dahi bilmediği, Türkiye ile bir bağlantısı olmadığı noktada Mavi Kart uygulaması getirilmek isteniyor. Bu doğru bir şey değil ve ben de tasarıdan çıkartılması yönünde söz aldım, önerge verdim.
Yalnız, son günlerde gelişen acı bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Dünyanın hiçbir yerinde bir ülkenin lideri, bir yazarı, bir baro başkanını bu kadar acımasızca itham etmez. Bakın, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı köşe yazısı yazan bir yazara ne diyor? "Kaleminden pislik akıyor." diyor. "Pislik damlıyor." diyor. Bu kadar kötü bir söylem bir Başbakana yakışmıyor.
Şimdi, ben de diyorum ki, nasıl dünya lideri diyorsunuz ve hiçbir şeyi başaramamış, sıfır ilişki, sıfır sorun, sıfır komşu hâline dönüştürülmüş bir dış politikadan bahsediyorsanız? Ben bunu "çakma dünya lideri" diye adlandırıyorum, "çakma dindar" diye adlandırıyorum ama gerçek bir kindarı da karşınızda görebilirsiniz. Evet, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı gerçek bir kindar ve ağzından bal damlamıyor ve gerçekten Türkiye Cumhuriyeti adına üzülüyorum. (x)
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Akar.