| Konu: | YARGI HİZMETLERİ İLE İLGİLİ OLARAK BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI (S. SAYISI 475) |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 126 |
| Tarih: | 27.06.2013 |
VAHAP SEÇER (Mersin) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
475 sıra sayılı Tasarı'nın 8'inci maddesi üzerine verdiğimiz önerge hakkında söz aldım.
Değerli arkadaşlarım, son bir aydır Türkiye'nin en önemli gündem maddesi Gezi Parkı olayları. Tabii, gayet doğaldır, Türkiye'nin kalbi olan Türkiye Büyük Millet Meclisinde, millî iradenin tecelli ettiği bu yerde bu konuların tartışılmasından doğal bir şey olamaz. Zaman zaman muhalefet partisine mensup milletvekili arkadaşlarımız bu konuyu gündeme getiriyor. Tabii ki kendi perspektifimizden baktığımız kadarıyla olayları irdeliyoruz ve bu konuda neleri gördüğümüzü, bunun siyasal, sosyolojik yansımalarını, toplumda bunun nedenleri, sonuçları, bunları burada elbette ki dile getirmeye çalışıyoruz.
Tabii, Türkiye'yi yöneten bir siyasi irade var. Dolayısıyla, bugün Türkiye'de 780 bin kilometrekare alanda, yurdun 7 bölgesinde, 4 köşesinde ne meydana gelirse, hangi olay meydana gelirse gelsin, bu iyi olaydır, kötü olaydır, bunun müsebbibi Hükûmettir; iyiyse o iyilik ona aittir, kötüyse onun sorumluluğu da ona aittir. Ama, sayın milletvekili arkadaşlarım özellikle Sayın Başbakana yapılan eleştirilerden rahatsızlık duyuyor. Ama, şu bir gerçek: Bu olayların bu noktalara gelmesinin temel sebebi Sayın Başbakanın tavır ve davranışlarıdır. Bakın, bir aydır bu olayın sonucunda bilanço ağır: 79 ilde gösteriler, nümayişler tertiplenmiş, 2 milyon vatandaşımız bu eylemlere katılmış, 4 yurttaşımız -bunlardan 1 polisimiz var, emniyet gücümüz- hayatını kaybetmiş, 600 güvenlik gücü yaralı, 4 binden fazla yurttaşımız yaralanmış, milyonlarca dolar kamu malları zarar görmüş. Elbette ki bunlar önemli konular, bu olayların sonucu tartışılması gereken konular. Sayın Başbakan -dikkat edin- bu olayların meydana gelmesinin hemen akabinde, ilk başladığı günlerden sonra özellikle topluma yönelik mesajlarında, hepimiz toplumu sakinleştirici, itidale davet edici söylemler beklerken gerçekten toplumu bölen, toplumu irite eden, toplumu tahrik eden söylemlerle yola çıktı. Hatırlayınız, o tarihlerde ana muhalefet partisi olarak yurdun muhtelif yerlerinde mitinglerimiz vardı. Biz o gergin ortamda birtakım polemiklere girmemek için ya da birtakım provokasyonlara meydan vermemek için bu mitinglerimizi iptal ettik. Sayın Genel Başkanımızın ağzından bu olayları tahrik eden, bu olayları provoke eden, basına yansımış, televizyon ekranlarından izlediğiniz bir tek cümle bulamazsınız ama Sayın Başbakanın söylemlerine bakınız "Biz 1 milyon insanı toplayabiliriz. Bu ülkenin yüzde 50 yurttaşı evlerinde dişlerini gıcırdatarak, dişlerini sıkarak bekliyor." O gösterilere katılanları "terörist, militan" olarak nitelendirdi Sayın Başbakan. Bakın, içkili bir şekilde göstericilerin camiye girme olayını defaatle gündeme getirdi, gerçekten hayretle karşılıyorum. Böyle bir olay olduğunu varsayıyorum, kendini bilmez densizlerin böyle bir şekilde, ellerinde içki şişeleriyle camiye girdiğini varsayıyorum. Sayın Başbakan, ortalığı tahrik etmeme adına, halkı galeyana getirmeme adına bunları gizleyeceğine, bunları örteceğine pişirip pişirip her mitingde insanların önüne getirdi. Kesinlikle lanetliyorum, kesinlikle reddediyorum, kesinlikle kınıyorum, başı örtülü bir hanım kardeşimize bir saldırı olmuş; bunu defaatle pişirip pişirip halkın önüne getiren Sayın Başbakandır. Oysa ki böyle bir durum karşısında, toplumu birleştirici, bütünleştirici, bu olayları yatıştırıcı söylemler geliştirmesi gereken, yapması gereken Sayın Başbakandı. Tabii, neyi murat ediyor anlamak mümkün değil. Gerçekten birtakım sosyologların, siyasal bilimcilerin söylediği gibi kendi tabanını, kendi saflarını sıklaştırmaya mı çalışıyor, ama bilemiyorum.
Her şeye rağmen şunu söylüyorum: Gerçekten, bakınız?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kesildi)
VAHAP SEÇER (Devamla) - ?bu tavrınızla, bu söylemlerinizle bu Meclisi geren, bu Meclisi de ayrıştıran?
AHMET YENİ (Samsun) - Ayrıştıran sizsiniz!
BAŞKAN - Sayın Yeni, lütfen?
VAHAP SEÇER (Devamla) - ?burada tartışmalara, kavgalara sebebiyet veren sizlersiniz. Önergemize destek vereceğinizi umuyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)