| Konu: | SÖZLEŞMELİ ERBAŞ VE ER KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE CUMHURİYET HALK PARTİSİ GRUP BAŞKANVEKİLİ YALOVA MİLLETVEKİLİ MUHARREM İNCE'NİN; TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ İÇ HİZMET KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 138 |
| Tarih: | 12.07.2013 |
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 5'inci maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi olarak verdiğimiz değişiklik önergesiyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Türk siyasi tarihinde askerî cuntalar, bazen darbelerle, bazen de muhtıralarla siyasete müdahale etmişlerdir. Geçmişte vuku bulan bu müdahalelerin hakiki sebebi vatanı veya rejimi kurtarma niyeti değil, planlayıcı aktörlerin siyasi görüşleri doğrultusunda hükûmet ve yönetim değişikliğine gitmektir. Yani darbeler daima ideolojik temelli olmuştur. Müdahalelerin hepsi de meşru yönetimleri ve seçimle iş başına gelmiş iktidarları hedef almıştır. Üstelik cunta heveslileri devletin ve sistemin silahlı ya da silahsız gayrimeşru güçler veya düşman tarafından ele geçirilmesi söz konusu olmadığı hâlde devreye girmişlerdir. Parlamenter sistemin kapısına silah zoruyla kilit vurulması, millet iradesinin cebren tahakküm altına alınması ülkemize bugüne kadar hiçbir şey kazandırmamıştır. Müdahaleler yüzünden yaşanan inkıtalar demokrasimizin gelişmesine sekte vurmakla kalmamış, kalkınma hamlelerini de yavaşlatmış hatta geriye götürmüştür. Velhasıl darbe yönetimlerinin sosyal, siyasal ve ekonomik faturası bu ülkeye bir hayli ağır olmuştur. Bugün, 35'inci maddeyi gerekçe göstererek askerî müdahalede bulunduklarını söyleyen 12 Eylül darbecileri yargılanabildiğine göre yaptıkları darbenin yasal dayanağı ve geçerliliği yok demektir. Aksi takdirde darbecilerin yasa hükmünü yerine getirmedikleri için yargılanmamaları gerekirdi. Biliyorsunuz, 12 Eylül referandumunda da en çok propaganda konusu yapılan 12 Eylül askerî darbesi yapanların yargılanmaları gündeme getirilmişti. Her darbe gayrimeşrudur ve yasal dayanaktan yoksundur. O hâlde 35'inci madde de darbeye mesnet olamaz. Kanunla darbe yapılır mı? Kanunla darbe yapılamayacağı gibi kanunla darbe de önlenemez. Darbeyi yapanlar zaten kanuna uygun yapmamışlardır. Darbeyi kafasına koyanların hukuka riayet etme gibi kaygıları da yoktur. Askerî müdahaleleri önlemenin ve cunta heveslilerinin cüretini kırmanın yolu orduyu devre dışı bırakmak değil, sivil otoriteyi güçlendirecek mekanizmaları kurmaktır; siyasi ve demokratik kültürün yaygınlaştırılması ve kurumsallaştırılmasıdır.
Bu gerçekler karşısında, terörle mücadelenin önemli bir unsuru ve caydırıcı gücü olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin kışlaya çekilmesi bugün itibarıyla en çok terör örgütünün işine yarayacaktır. Tasarı, Hükûmetin darbeleri önleme gerekçesine sığınarak terör örgütüne teslimiyetini gizlemesinin bir başka yoludur. Türkiye üzerinde emelleri olan bazı ülkelerin de destek verdiği bölücü terör Türkiye'nin hem iç hem de dış güvenliğini tehdit ederken Türk Silahlı Kuvvetlerini devre dışı bırakmak vahim bir hata olacaktır. Bugün, özellikle "barış süreci, çözüm süreci" adı altında PKK terör örgütünün Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da kendi silahlı kuvvetlerini kurumsallaştırmaya çalıştığı bir dönemde, özerkliği, federasyonu hedeflediği bir dönemde, üç gün önce toplanan Kongra-Gel Kongresi'nde alınan kararlardan bazılarında, oradaki yapılandırmayı güçlendirecek, hatta ayaklanmalardan bahsedilen bir süreç içerisinde, bugün ramazan ayı içerisine girdiğimiz bu dönemde, Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilgili darbenin gündemde olmadığı bir dönemde alelacele bunu getirmek acaba akla PKK terör örgütünün "çözüm süreci" dediği süreçle ilgili Hükûmetin, devletin vadettiği sözleri yerine getirmediği, bu sözleri yerine getirmediği müddet içerisinde de bundan sonraki sorumluluğun kendilerine ait olmayacağını dile getirerek devleti tehdit ettiği bir dönemde, alelacele ramazan ayı içerisinde hesaplanmadan bu kanunun getirilmesi PKK terör örgütüne verilen sözün bir gereği midir; Türk Silahlı Kuvvetlerini zayıflatmak, bölgede alanı PKK'ya açmak için getirilen bir kanun mudur? Bunları kamuoyunun takdirine sunuyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)