| Konu: | MHP GRUBUNUN, TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ GÜNDEMİNİN "GENEL GÖRÜŞME VE MECLİS ARAŞTIRMASI YAPILMASINA DAİR ÖNGÖRÜŞMELER" KISMINDA YER ALAN, (10/214) ESAS NUMARALI MERSİN MİLLETVEKİLİ MEHMET ŞANDIR VE 19 MİLLETVEKİLİNİN İŞSİZLİK VE BUNA BAĞLI OLARAK GELİŞEN İÇ GÖÇ SORUNUNUN; YOZGAT MİLLETVEKİLİ SADİR DURMAZ VE 19 MİLLETVEKİLİNİN 28/12/2012 TARİH 7099 SAYI İLE YOZGAT İLİNİN İŞSİZLİK SORUNUNUN; KÜTAHYA MİLLETVEKİLİ ALİM IŞIK VE 19 MİLLETVEKİLİNİN 9/4/2013 TARİH 11473 SAYI İLE ÜNİVERSİTE MEZUNLARININ YAŞADIKLARI İŞSİZLİK SORUNUNUN ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİNİN, GENEL KURULUN 11 TEMMUZ 2013 PERŞEMBE GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 137 |
| Tarih: | 11.07.2013 |
ZEYNEP KARAHAN USLU (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, sözlerime başlamadan 1995 yılında, bundan yıllar önce Bosna'da katledilen binlerce masumu hiçbir zaman unutmayacağımızı ve unutturmayacağımızı bir kere daha ifade etmek istiyorum.
Bu çerçevede, MHP Grubunun verdiği önerinin konusu olan işsizliği ele aldığımız zaman, şunu öncelikle söylemek lazım: AK PARTİ iktidarı insan odaklı bir iktidar ve hayatı da, siyaseti de bu şekilde kavrıyor ve bu çerçevede, insanımızın hayat kalitesini artırmak, herkes için ama herkes için bu ülkenin her köşesinde hayatın kalitesini yükseltmek, refahı artırmak ve şüphesiz ki işsizliği azaltmak adına göreve başladığımız 2002 yılından itibaren çoklu politikalar üretmek suretiyle büyük bir efor sarf ettik ve bu eforun karşılığını aldık, almaya da devam ediyoruz. Yani, diğer bir ifadeyle: Sıklıkla konunun sadece olumsuzlukları, âdeta lunaparklardaki abartı aynalarından yansıtarak durumu olabildiğince vahim göstermek isteyen ve bu anlamda doğru, iyi, güzel, toplumun yararına olan, netice almış olan her gayreti yok saymaya ve toplumsal hassasiyetleri nasıl kaşısak da buradan bir olumsuzluk damıtsak, ne yapsak da kara propagandalarla kapkara tablolar çizerek kampanyalar yapsak diye çalışanlara rağmen ülkemizin en önemli sosyal meselelerinden biri olan işsizlik konusunda da pozitif gelişmeler yaşanıyor.
Bakın, ILO ne diyor: Gençler için Küresel İstihdam Eğilimleri 2013 Raporu'na baktığımızda, tüm dünyada genç işsizliğinin arttığını ve dünyada 73 milyon genç işsiz nüfusun olduğunu görüyoruz. Fakat yine ILO'nun verilerine dönüp baktığımızda, son beş yılda Avrupa'da, Orta Doğu'da, Kuzey Afrika'da genç işsizler artarken Türkiye'de bambaşka şeyler oluyor, Türkiye genç işsizlerini istihdam etmeye başlıyor. 2018 yılına kadar dünyada genç işsizliğinin artmaya devam edeceği bekleniyor ve yüzde 16'nın altına düşmesi beklenmiyor. En nitelikli, en çalışabilecek çağındaki gençler adına konuşuyoruz sadece Türkiye değil dünya gençleri adına. Ama Türkiye'ye dönüp baktığımızda pozitif bir trendin gözlemlendiği açıkça ifade ediliyor. 2007 rakamlarıyla yüzde 20 olan genç işsizliği 2009'da yüzde 25'e ve 2012'de ise yüzde 17,5'a düşmüştür.
E, tamam, peki, uluslararası objektif değerlendirmeler böyleyken dönüp kendi içimize bakalım ve ulusal verilerimize bakalım. İşte, orada da TÜİK verilerinde hanehalkı iş gücü istatistiklerinde 2013 Mart dönemi sonuçlarına göre; evet, geçen yılın Mart ayında 2 milyon 615 bin olan işsiz sayısı 186 bin artmış ve 2013 yılında 2 milyon 801 bine ulaşmıştır. Ama bunu söylerken şunu da söyleyeceğiz: Evet, aynı dönemde istihdam 23 milyon 817 binden 24 milyon 974 bine çıkmıştır yani bir tarafta, ülkemizin nüfusu bir yılda 200 bin kişi artmış, diğer taraftan ise artık vatandaşlarımız ülkesine güveniyor, geleceğine güveniyor. Artık, iş bulma ümidinin arttığı ve bu anlamda iş bulma, arama motivasyonunu bırakmış kişilerin de yeniden iş aramaya başladığı sevindirici bir Türkiye portresi var ve bütün bu ilave faktörlere rağmen, ülkemizde iş, aş, istihdam, refah gelişmeye devam ediyor. Yani, rakamlar yalan söylemiyor. Bir yılda 1 milyon 150 bin kişilik bir istihdam artışına biz bu ülkede imza attık, birlikte attık. Ülkemizin iş gücüne katılma oranı geçen yılın mart ayına göre 2013 yılında 1,6 puan arttı ve yüzde 50,2 olarak belirlendi. Çünkü, artık hem iş gücüne katılımı artıran hem de aynı zamanda istihdamı artırabilecek güce ve yetkinliğine sahip bir iktidar var, Türkiye böyle bir iktidarla yönetiliyor.
OECD ülkeleri arasında Almanya dışında işsizliğini düşürebilen tek bir ülke var, Türkiye. 2009 sonrasındaki krize rağmen Türkiye bunu başardı ve bunu başarırken bütün OECD ülkelerinde işsizlik artmaya devam ediyor. Yunanistan, İspanya, İtalya'da yüzde 25'in üzerinde ve 2009 küresel ekonomik krizin ülkemize etkisiyle işsizlik yüzde 14'e yükselmişken bugün geldiğimiz nokta yüzde 9,2. Bir de şunu da söyleyelim: Bakın, krizin, şunun bunun olmadığı bir Türkiye'de dahi yani 2008'de Türkiye'de işsizlik yüzde 11'di. Yani, biz işsizliği küresel krizin olmadığı dönemden de daha geriye ülkemizde çekebildik. Bu ciddi bir başarı hikâyesidir, bunun da adını böyle koyacağız. Hani derler ya "Kediye kedi diyeceğiz." her konuda "Kediye kedi diyeceğiz."
Bir diğer sevindirici gelişme de kadınlarımızın artık aktif iş gücü olarak kendilerini hayata karşı konumlama motivasyonlarının AK PARTİ iktidarı döneminde gerçekten artmış olmasıdır. 2008'e baktığımızda kadınlarımızın iş gücüne katılma oranı yüzde 24,5. 2012'ye baktığımızda ise bu, yüzde 29,5'a çıktı. Bu ne demek? Böyle rakamla konuşunca insan anlamıyor ama bu, şu demek başka bir sayısal rakamla konuştuğumuzda: Bu, 1 milyon 900 bin kadın iş hayatına katıldı demek. Bu ne demek? Bu, cumhuriyet tarihini dört yıllık periyotlara ayırdığımızda, bir cumhuriyet tarihi rekoru demek ve ilk defa, tarım dışı sektörlerde yani -hadi adını koyalım çocuğun- ücretsiz aile işçisi olmadan, parayı eşler almadan, kadınlar, kendi işlerinin ve kendi ücretlerinin sahibi olarak istihdam edilebildiği bir Türkiye portresinde ilk kez böylesine bir rekora imza atarak konumlanabiliyor ve şunu da söyleyelim: Kadınlarımız da bununla kalmayacak, erkeklerimiz de, gençlerimiz de; bu bulunduğumuz noktada kalmayacağız ve 2023'te, inşallah, Türkiye, kadın istihdamını da yüzde 38'e yükseltmiş yani her 3 kadının 1'inin aktif iş gücü olarak hayata katma değer kattığı bir Türkiye olarak karşımıza çıkacak.
Bir diğer husus da bunların belki hepsinden önemlisi: Artık Türkiye'de insanlar işini kaybettiği için iş aramıyor, daha fazla insan istihdam pazarına girmek istiyor. Türkiye'nin asıl meselesi bu çünkü artık, Türkiye'nin ve Türk insanının kendine güveni arttı, artmaya devam ediyor ve biz, yürüttüğümüz bölgesel teşvik sistemleriyle, tarımı modernleştirerek, -yerli ve yabancı-yatırımcının önünü açmaya devam ederek, daha fazla yatırım, daha fazla üretimle Türkiye'yi güçlendirerek, elbette, 2023'te -dost da görecek, düşman da görecek- biz, bu dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olacağız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sosyal güvenlik kuruluşlarına kayıtlı olmayan çalışanların oranının da -önemli bir gelişme olduğu için ifade etmek istiyorum- 0,7 puan azaldığını yani aynı zamanda istihdamı artırırken diğer taraftan sosyal güvenlik şemsiyesinin altındaki insanımızı da artırdığımızı ifade etmek istiyorum. Bu, sadece bir yıldaki ilerleme.
İşte "göç" diyoruz. Burada da aslında sosyolojik bir çarpıtma var, bunu da söylemek lazım. Yani iç göçün etkisi? Ee, peki ne var iç göçte Türkiye'de? Hadi onda da bakalım hakikatlere. O zaman, hakikatlere baktığımızda, 2010-2011 dediğimizde, 2 milyon 420 bin kişi Türkiye'de iç göç yapmış. Peki, 2011-2012'ye geldiğimizde bu rakam 100 bin kişi düşmüş, 2 milyon 317 bin yani Türkiye'de iç göç artmıyor, Türkiye'de iç göç düşüyor; bir kere birincisi bu, hakikatti bu.
Diğer taraftan, TÜİK'in 2011 nüfus ve konut araştırmasına bakalım. Oraya baktığımızda da Türkiye'de insanlar niye göç ediyor acaba yani işsizlikten ötürü mü göç ediyor, başka sebeplerden mi? Oraya baktığımızda, bakın Türkiye'de iş bulmak ve iş aramak için göç sebebi sadece yüzde 12. Peki, niye göç ediyor yani bu 2 milyon küsur insan? Tayin ve iş değişikliği sebebiyle -yeni işler buluyoruz- yüzde 13, eğitim yüzde 23, evlilik-boşanma yüzde 7,5, sağlık yüzde 1, hanede fertlerden birine bağımlı göç yani eşiniz tayin olabilir, iş değiştirebilir, çocuğunuz, evladınız bir okul kazanabilir, o zamanda işte yüzde 42. Yani, artık iç göç işsizlikle ilgili değil, son derece düşük bir oran. Ayrıca, iç göçten de korkmamak lazım, biz artık başka bir dünyada yaşıyoruz, teknoloji çağında, iletişim çağında, insanların, olanakların çok daha fazla farkına vardığı ve bunu değerlendirebildiği bir Türkiye'deyiz.
Bu çerçevede, son olarak, 2023'te işsizlik oranını yüzde 5'e indireceğiz ve istihdamı yüzde 50'ye çıkaracağız, kim ne derse desin bu gezegenin en müreffeh ülkelerinden biri olacağız.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)