| Konu: | MHP GRUBUNUN, TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ GÜNDEMİNİN "GENEL GÖRÜŞME VE MECLİS ARAŞTIRMASI YAPILMASINA DAİR ÖNGÖRÜŞMELER" KISMINDA YER ALAN, OSMANİYE MİLLETVEKİLİ HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN YAYLACILIK KONUSUNDA YAŞANAN SORUNLARIN ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLEN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN (10/242), GÖRÜŞMELERİNİN GENEL KURULUN 9 TEMMUZ 2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 135 |
| Tarih: | 09.07.2013 |
HACI BAYRAM TÜRKOĞLU (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin Akdeniz Bölgesi'nde geleneksel hâle gelen yaylacılıkla ilgili verdiği Meclis araştırması önergesinin aleyhinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bugün, mübarek ramazanı şerifin birinci günü. Rahmet ve bereket sağanağının bolca yağdığı bugünlerde gönüllerin huzur ve sürur içerisinde olmasını ve bu ramazanın Türk İslam âleminin ve tüm insanlığın kurtuluşuna vesile olmasını Cenab-ı Hakk'tan temenni ediyorum. Hepimizin ramazanı kutlu olsun. İnşallah salimen bayramı da idrak ederiz.
Evet, söz konusu "yayla, yaylacılık" deyince, hassaten Akdeniz Bölgesi'nde ikamet eden insanlarımız, hemşehrilerimiz, vatandaşlarımız için konu daha bir önem arz ediyor. İnsan ihtiyaçlarını bertaraf etmek, göz ardı etmek mümkün değil. Varı yok saymak mümkün değil. Akdeniz'in bunaltıcı yaz sıcaklarında, yaylalar, insanlarımızın ferah yaşamaları için, rahat yaşamaları için bir arada, kendi obalarıyla, kendi akrabalarıyla, kendi yakınlarıyla, dost ve çevre zenginliğiyle bir arada mekân tuttukları ve hoşça sohbetlerin yapıldığı, ikamet edildiği yerler konumunda.
Memleketimizin her köşesi bir başka güzel. Cennetmekân bir ülkede yaşıyoruz hakikaten. Akdeniz'imizde Amanoslar, Toroslar, ülkemizin diğer dağlarında yaylacılık da bir başka önemli, bir başka önem arz ediyor. Bir taraftan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki orman sahalarımızı koruma mükellefiyetimiz ve hassasiyetimiz varken bir taraftan da insanlarımızın bir ikamet, Akdeniz'in sıcağından kurtulma, iki aylık da olsa, üç aylık da olsa o yaylalarda güzelim çam havası teneffüs ederek sağlıklarına sağlık katma adına o mekânları seçmesi de tabii ki doğal bir şey, hepimizin de malumu olan bir şey.
Milliyetçi Hareket Partisinden çok değerli hemşehrim, yakın amca oğlu Hasan Hüseyin kardeşim de bahsetti. Yani, hakikaten, gerek Osmaniye'de Zorkun Yaylamız, hemen devamında Karıncalı, Üçgöz, işte diğer, Topaktaş, Horu, Tohtak yaylalarımız, Değirmendere, hülasa, Akdeniz kuşağındaki bütün yayla sakinlerine de buradan selam ediyorum. Onları biz unutmadık, unutmuyoruz da. Onlarla ilgili de birtakım düzenlemeler yapılmaktadır, yapılıyor.
Biz biliyoruz ki bu insanlarımız yaylalara sadece ikamet amaçlı, serinlemek amaçlı da gitmiyorlar. Bunun bir asli ihtiyaç olmasının yanında, insanlarımız, yayladaki mütevazı evlerinin etrafında çevirdikleri 500 metrekarelik, bin metrekarelik, 2-3 bin metrekarelik alanlarda, geçimlerini temin etmek üzere orada doğal şartlarda yetişmiş sebze ve meyvelerini ekiyorlar, biçiyorlar. Biz bunları da biliyoruz. Yine, Orman Genel Müdürlüğümüzün otlatma alanı olarak müsaade ettiği alanlarda da hayvancılık yapıyorlar, bunu da biliyoruz, bunların da farkındayız. Ama, bütün bunları bir harman tertip düşünceyle düşündüğümüz zaman, bir tarafta orman dokusunu Anayasa'mızın bize yüklediği vecibe gereği koruma mükellefiyetimiz, bir taraftan da yaylaları mekân tutmuş, yaylacılığı geleneksel hâle getirmiş insanlarımızı mekânlarında, onları yasaya karşı boğmadan, yasaya karşı suçlu duruma düşürmeden birtakım yasal tedbirlerini de alarak "yerlerinde muhafaza etmek" gibi de bir düşüncemiz var. Devletiâliye ve bakanlıklarımıza düşen de budur değerli milletvekilleri. Evet, bu manada, tabii ki son zamanlarda yapılmış -çıkmış daha doğrusu- kanunu, Başbakanlığa sunulan teklifi de ben sizlerle paylaşmak istiyorum.
6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesiyle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun 26 Nisan 2012 tarih ve 28275 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmıştır. Bu kanunla 31 Ağustos 1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17'nci maddesinin (1)'inci fıkrası değiştirilmiştir. Nedir 17'nci madde? 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17'nci maddesinin (1)'inci fıkrasına göre devlet ormanlarındaki yayla alanlarının tespiti ve idaresi hakkında yönetmelik hazırlanmış ve 7 Mart 2013 tarih, 28580 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu yönetmelik hükümlerine göre, devlet ormanlarında 31/12/2011 tarihinden önce toplu yerleşimin bulunduğu yaylak ve otlak olarak kullanılan alanlar içindeki yerler ile yılın belirli dönemlerinde geleneksel yaylacılık maksadıyla yerleşim yeri olarak kullanılan alanların kullanım bütünlüğü de dikkate alınarak yayla alanı tespit ve ilanı; yayla alanlarında kullanılan her türlü bina ve tesislerin tespiti, sabit kıymetlere alınması, vaziyet planına işlenmesi, kullanıcıların tespiti ile bunlara kiraya verilmesi; yayla alanlarında gerekli her tür ve ölçekteki planların yapılması, yaptırılması ve onaylanması amaçlanmaktadır. Bu cümleden olarak da Orman Genel Müdürlüğü, söz konusu yönetmeliğin 5'inci maddesi gereği yayla alanı tespit çalışmalarına devam etmekte ve 292 adet yayla alanını yayınlanmak üzere Başbakanlığımıza sevk etmiş bulunmaktadır.
Bu duygu ve düşünceyle, ben, Milliyetçi Hareket Partisinin bu yayla alanlarıyla alakalı vermiş olduğu grup önerisinin aleyhinde olduğumuzu, şu anda araştırma önerisine gerek olmadığını ifade ediyor, hepinizi en derin saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)