| Konu: | BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 134 |
| Tarih: | 08.07.2013 |
İLKNUR DENİZLİ (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 478 sıra sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin beşinci bölümü üzerine şahsım adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.
Sayın milletvekilleri, istatistiklerin bize söylediği şudur: Uzun yolculuklarda trafik kazaları genellikle eve yaklaştıkça olur. Benzer bir durumu yüce Meclisimizde de gözlemliyoruz bugün. Hepimiz biraz fazla alıngan, biraz da heyecanlıyız. Oysa gerilim yüklü havadan mümkün olduğunca uzak durmamız gerekiyor.
21'inci yüzyıl toplumların değişimlerinin film seyreder gibi insanların gözlerinin önünde gerçekleştiği bir dönem olarak hatırlanacak. Bu elbette şikâyet edilecek bir şey değil. Zaten şikâyet etseniz de bir anlamı yok, hayat akıyor ve sizin bir kenarda oturup olan biteni anlamanıza izin vermiyor. Bu durumda, halkın ülkeyi geleceğe taşıması için görev verdiği siyasi parti olarak yapmanız gerekenler var. Toplumun değişim talebinin gerisine düşmeyeceksiniz ve talepleri karşılayacak yasal düzenlemeleri hayata geçireceksiniz.
Muhalefetimizin torba yasaya ilişkin kimi eleştirilerini anlamamız mümkün, ancak muhalefetimizin de bu yasal düzenlemeleri hayata geçirmekte geç kalmanın ciddi mağduriyetlere yol açacağını anlamalarını rica ediyorum. Toplumun taleplerine cevap verip yurttaşların önünü açmayan, kendi dünya tasavvurunu halka dayatan iktidarların ülkelerini gelişmiş ülke standardına taşımaları mümkün olmuyor. Örneğin Mısır. Mısır'da hızlandırılmış bir tarih akışı var. Kameralar sayesinde naklen izliyoruz. Hani bir söz vardır: "İtalya'nın çizme biçiminde olduğunu görmek için İtalya'ya gitmek gerekmez. İtalya'ya uzaktan ve yüksekten bakmak gerekir." Gözümüze perde çekmeden baktığımızda Mısır'da tablo çok net. Sandıktan çıkan bir iktidar var ve o iktidar, o lider, sadece bir yılını doldurmuş. Öncesinde ne var? Askerî, seçkinci, kokuşmuş bir dikta rejimi. Yıllar süren karanlık dönemden sonra atılan adım elbette Batı standartlarında bir demokrasi olamayacaktı, uzun süren bir kara kıştan sonra ince bir bahardı çünkü. Sonra ne oldu? Zulümle geçen tarihe özlem duyanlar, bir yıllık iktidarı sadece yapamadıkları üzerinden sorgulamaya başladılar. Her biri sakat demokrasi tanımları ortaya saçılmaya başlandı. Yarısına kadar olumlu gidip sinsice bir "u" dönüşle "ancak" diye kıvrılan ve sonu suçlamayla biten demokrasi tanımları yapıldı. Sormadılar hiç "Halkın oyuyla seçilmiş iktidara tahammül etmezsek demokrasiyi ne kadar zaman sonraya ötelemiş olacağız?" diye. Bir yılını doldurmuş iktidarı meydanlara çağırdılar çünkü bir düello yapılacaktı; bir yanda sandık diğer yanda tanklar, aydınlarsa tam ortada "tarafsız, demokratik" bir tutum sergilediklerini söylediler. "Çağın ruhu" dediler, "Güçlü olan kazandı." dediler.
Bu dönemde bir şeye daha şahit olduk, dünya sustu Mısır'da darbe olduğunda, herkes ıslık çalarak başka bir tarafa baktı, gizliden gizliye şu ayrım yapıldı: Demokrasiyi hak edenler, demokrasiyi hak etmeyenler. Bu ayırıma yaslananlar aslında şunu yaptılar: Zenginliği hak edenler, zenginliği hak etmeyenler; medeniyete layık olanlar, medeniyete layık olmayanlar, hatta kendi topraklarında yetişene, doğal kaynaklarına sahip çıkmayı hak edenler ve etmeyenler. Evet, bir de "Darbe desem ne olacak?" diyenler vardı. Evet, hiçbir şey olmaz, darbe darbedir, değişmez çünkü ancak siz değişeceksiniz, en azından değişme şansınız olacak.
Bütün bunları söylerken bunu Mısır ve Türkiye karşılaştırması yapmak için söylemiyorum. Ne demokrasi tarihimiz, ne ödediğimiz bedeller, ne ekonomimiz bu karşılaştırma için yeterli değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İLKNUR DENİZLİ (Devamla) - Ancak şunu hep birlikte bilmemiz gerekiyor ki bu ülkede bunları yaparsak eğer, bu hayatı özlersek, bu bir vahamet demektir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)