| Konu: | BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 134 |
| Tarih: | 08.07.2013 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, görüşmekte olduğumuz 478 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 73/h-1 maddesi üzerine verdiğimiz önerge hakkında konuşmak üzere söz almış bulunuyorum. Anayasa'ya saygılı olan milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, bu madde 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin bir maddesini değiştiren bir önergedir, bir maddedir. 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yi bir hatırlayacak olursak Meclisin iradesini ortadan kaldırarak, sadece ve de sadece Bakanlık bürokratlarının hazırladığı, Sağlık Bakanlığının sunduğu ve Meclise getirilmeden geçirilen bir kanun hükmünde kararnameydi ve sağlıkla ilgili çok ama çok önemli değişiklikler içeriyordu, hiçbirisi tartışılmadan işleme konuldu ve yürürlüğe girdi. Ama maalesef görüyoruz ki çok kısa bir süre içerisinde sizin sayenizde 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname de paçavraya döndü, kevgire döndü, Anayasa Mahkemesi iptal etti, değiştirmeye kalktınız, halk itiraz etti, değiştirmeye kalktınız. Bunun bir tek nedeni "Ben en iyisini bilirim, benden daha iyi bilen yoktur." mantığı ile yasa yapmanızdır. Bakın, bunu size bir örnekle ispat edeceğim: Anayasa Mahkemesi bu maddeyi iptal etti. Siz, bu maddeyi sadece ve de sadece bir tek kelimesini değiştirerek yine getirdiniz. Kelime değiştirmek bazen çok önemli olabilir. Bir kelime, bir harf, bazen bir nokta her şeyin anlamını değiştirebilir ama şimdi size değiştirdiğiniz ve Anayasa Mahkemesi ile âdeta dalga geçtiğiniz cümleyi okuyorum, diyor ki öncesinde: "Meslek icrası esnasında neticesini öngörerek?" Anayasa Mahkemesi iptal ediyor, siz diyorsunuz ki: "Meslek icrası esnasında sonucunu öngörerek?" Allah aşkına, "neticesini öngörerek" demekle "sonucunu öngörerek" demek arasında ne fark var? Şimdi, bakın, Anayasa Mahkemesi sizin dikkatinizi çekiyor, diyor ki: "Kardeşim, yanlış iş yapıyorsun, senin yaptığın bu iş yanlış." Siz ne yapıyorsunuz? Bir tek kelimeyi, üstelik aynı anlamdaki kelimeyi değiştiriyorsunuz.
Şimdi, bu madde üzerinde çok şey konuşulabilir ama çok özetle ruhunu anlatacağım size maddenin. Şimdi, maddenin teknik, hukuki boyutunu konuştuk. Madde ne getiriyor? Sağlıkçı milletvekilleri, doktor milletvekilleri; lütfen dikkatle dinleyiniz çünkü buna el kaldırırsanız ömür boyu vicdan azabı çekeceksiniz. Diyor ki: "Sağlıkçılar görevlerini ihmal eder ve herhangi bir insanda ağır olmayan bir engele neden olursa üç ay ila bir yıl meslekten men ederim, eğer ağır engele neden olur veya ölüme sebebiyet verirse bir ila üç yıl meslekten men ederim, tekrarı hâlinde ömür boyu meslekten çıkarırım." Tamam, eğer bir doktor, bir sağlıkçı öngörerek bir hata yapıyorsa meslekten men edilsin, hiç itirazımız yok, hiçbir şekilde buna itiraz etmiyoruz. Peki, bu kararı kim veriyor, önemli olan bu, bu kararı kim veriyor? Bunca yıllık doktoru meslekten men edecek olanlar kim? Sağlık Meslekleri Kurulu. Peki, kimlerden oluşuyor bu kurul? Bakın, 15 kişiden oluşuyor. Bu 15 kişinin sadece ve sadece bir tanesi meslek birliklerinden geliyor, 14 tanesini Hükûmet atıyor; 14 tanesini, 15 üyenin 14'ünü Hükûmet atıyor. Peki diyelim yani olabilir, AKP'nin böyle bir yöntemi var; "Her şeyi ben yaparım, her şeyi ben bilirim, ben ne dersem o olur." Peki, böyle bir ruh hâlini anladık. Peki, acaba bu 15 kişiden kaç tanesi sağlıkçı biliyor musunuz? Sadece ve sadece 6 tanesi. Yani, 6 tanesinin sağlıkçı olduğu, 9 tanesinin sağlıkçı olmadığı bir kuruldan siz bir doktora meslekten men cezası veriyorsunuz. Allah aşkına, elinizi vicdanınıza koyun, doktor milletvekilleri, sağlıkçı milletvekilleri, bir düşünün; yarın bu koltuklardan kalktığınızda, mesleğe döndüğünüzde hangi yüzle meslektaşlarınızın yüzüne bakacaksınız. Bunu dikkate alın ve ona göre oy kullanın.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)