GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:133
Tarih:07.07.2013

CHP GRUBU ADINA VAHAP SEÇER (Mersin) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

478 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin sonuna doğru yaklaşıyoruz. Benden önceki konuşmacı arkadaşımın da söylediği gibi, gerçekten bu teklifin içerisinde ne olup olmadığını birçok milletvekili arkadaşım bilmiyor. Gerçekten bu kanun yapma tekniği? Herhâlde Türkiye Büyük Millet Meclisi, yüce Meclis, 1920'den bu yana Meclis oldu olalı, AKP dönemindeki zulmü görmedi. İşte, örneklerden bir tanesi de bu torba, çuval ya da -bizim Adana bölgesinde "harar" derler, birkaç yüz kilo pamuk alır, daha da büyük bir torbadır- bizim önergemizde, oradaki tanımlarda yer aldığı gibi, içine birtakım eşyalar konan hararı da geçti bu.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, tabii, burada ivedilikle çıkması gereken birtakım düzenlemeler de var, hiç acelesi olmayan düzenlemeler de var. Birtakım sosyal sınıfları, birtakım kesimleri mutlu ettiğimiz düzenlemeler var. 4/B sözleşmeli personeli, 100 bine yakın insanı mutlu ettik, Allah da sizleri mutlu etsin. Mutsuz ettiğimiz insanlar da var, 22 binden fazla 4/C'li ya da değişik statüde çalışan insanlar var. Onlar da dört gözle kendilerine ilişkin birtakım düzenlemeler bekliyor ama bu torba yasa içerisinde onlar görülmüyor. Taşeronluk sistemine ilişkin, taşeron işçilere ilişkin herhangi bir düzenleme yok. Tarım işçilerine yönelik herhangi bir düzenleme yok. Tabii, onlar da mutsuz olan sosyal sınıflar.

Bunun yanında, özellikle, çalıştığım ihtisas komisyonunun konusu olan tarıma yönelik önemli değişiklikler var. Hayvancılık sektörünün en büyük sorunu olan mera alanlarının tahrip edilmesi, yaylakların, kışlakların tahrip edilmesi çok önemli bir konu. Bakın, burada bir düzenleme yapılıyor ve buralar imara açılıyor.

Desteklemeler konusundaki yolsuzluklardan kaynaklanan destekleme ödemelerine getirilen yasaklar burada kaldırılıyor. Bunlar gerçekten üzerinde düşünülmesi gereken, tartışılması gereken, özellikle ihtisas komisyonlarında bu işten anlayan insanların etraflıca tartışması gereken konulardı ama bunlar geldi Plan ve Bütçe Komisyonunda jet hızıyla geçti.

Dün, üzücü bir olay meydana geldi. Bir emniyet mensubu intihar etti. Tabii, özel koşullarından dolayı intihar etmedi bu insan. Ölmeden önce de Facebook aracılığıyla bir not bırakıyor, çalışma koşullarının zorluğundan bahsediyor, baskıdan bahsediyor. "Ben bu yolda öldüm, bunalıma girdim, intihar ettim ama inşallah, meslektaşlarım bundan sonra özlük hakları için, demokratik hakları için mücadelelerini devam ettirirler ve en kısa sürede alırlar." Bu insanlara yönelik, emniyet güçlerimize yönelik herhangi bir düzenlemeyi göremiyoruz. Oysaki, bu kesimler tarafından, bunlar, bu düzenlemeler beklenen düzenlemeler, hızla yapılması gereken düzenlemeler.

Atanamayan öğretmenler sorunu var. Gerçekten, nereye giderseniz gidin, bir restorana oturun yemek yiyin, bir otele gidin, oradaki hizmetli, oradaki garson, öğretmen ise şaşırmayın. Değişik alanlarda yıllarca dirsek çürütüyor, eğitim alıyor, mezun oluyor ve mezun olduktan sonra bu öğretmenler görevlerini yapamıyor ve o ülkeyi yöneten Sayın Başbakan da bu insanlara iş bulmak zorunda olmadığını beyan ediyor. Şimdi, böyle bir ülkede yaşayan bu öğretmenlerimizin sorunlarına da Türkiye Büyük Millet Meclisinin çözüm getirmesi gerekiyor ama bu düzenlemeler içerisinde onları da göremiyoruz.

Gerçekten, demokrasinin vazgeçilmez öğeleri, unsurları muhtarlarımız var. Seçimlere bağımsız giren, hiçbir siyasi kurumun gücünü arkasına almadan bu seçimlere iştirak eden, bizlerden çok daha fazla halkla yüz yüze olan, onların dertleriyle hemhâl olan, cenazesiyle, mutlu günüyle, alacağıyla, sıkıntısıyla, sağlık sorunlarıyla, birçok sorunlarıyla hemhâl olan muhtarlara ilişkin düzenlemeler yok. Açlık, sefalet içerisinde, 50 binden fazla muhtarımız, kendilerinin özlük haklarıyla ilgili, koşullarıyla ilgili, çalışma koşullarıyla ilgili düzenleme bekliyorlar ama nafile, burada görmek mümkün değil.

Engelliler yok, gaziler yok, şehit aileleri yok, velhasılı yok, yok. Türkiye, daha ileri demokrasi istiyor, özgürlük alanlarımız genişlesin istiyor, daha ileri, çağdaş hukuk normlarında yönetilen, demokrasisi daha ileri, Batılı demokrasilerin seviyesini bırakın, onun daha üstünde bu kadim topraklarda demokrasiyi güçlendirmek için çalışan bir Parlamento, birçok yasal düzenleme bekliyor.

Bakın, geçtiğimiz günlerde Anayasa Mahkemesi, burada CMK hakkında yaptığımız düzenlemeyle ilgili birtakım maddeleri biliyorsunuz iptal etti; bunlardan bir tanesi de uzun tutukluluk süresiydi. Parlamentoda bunların konuşulması lazım, özel yetkili mahkemelerin konuşulması lazım, düşünce, fikir özgürlüğünün önünü açan düzenlemeler yapılması lazım, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nda değişiklikler yapılması lazım, seçim barajının tartışmaya açılması lazım, Siyasi Partiler Kanunu'nun, Seçim Yasası'nın tartışmaya açılması lazım ama işte, Parlamento, 24'üncü Dönem Parlamentosu İkinci Yasama Yılını bitiriyor ama bu konulara ilişkin toplumun beklentilerine cevap verecek yasal düzenlemeleri yapmış değil.

Değerli arkadaşlarım, dün İstanbul'da gösteriler devam ederken, biliyorsunuz, elinde satır, pala, kasatura -adını ne koyarsanız koyun- kurban bayramında kaçan koyunları kovalayan kasap edasında 4 tane insan siluetine bürünmüş hayvan, oradaki göstericileri kovalıyordu. Ben bu görüntüleri izledim. Az önce size hitap eden Sayın Atıcı'ya tepkiler gösterdiniz. Bence o gösterilen tepkiler haksız tepkilerdi. Orada, tekrar, lütfen sizler de izleyin? En az hepimiz,-ben sizler kadar, siz benim kadar- bu ülkeyi seviyoruz. Bu ülkenin gerçekten bir çatışma ortamına sürüklenmesini, demokrasisinin zarar görmesini hiçbirimiz istemeyiz, zinhar istemeyiz ama lütfen, o görüntüleri tekrar izleyin, insanlık adına izleyin, demokrasi adına izleyin, insan hakları adına izleyin, bu ülkenin geleceği adına, barış adına izleyin. Orada, polis arkadaşlarımızın o eli satırlı insan siluetindeki hayvanlara müsamahasını izleyin, tekrar tekrar izleyin. Bu arkadaşlarımız tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk ediliyor, bugün -"Arkadaşlarımız" dedim, düzeltiyorum onu- o yaratıklar serbest bırakıldı. Şimdi, bu, demokrasi adına benim içimi karartıyor, eşitlik adına, özgürlük adına, insan hakları adına benim içimi karartıyor.

Değerli arkadaşlarım, şimdi bunları burada konuşmayalım mı? Bu konuları, bu mevzuları burada açmayalım mı? Bakın, o 4 tane siluet, dün Türkiye Büyük Millet Meclisini de gerdi. Burada istenmeyen hadiseler meydana geldi, az önce Özgür arkadaşım bundan bahsetti. Sayın Mehmet Emin Dindar, hiç arzu etmediğimiz? Kesinlikle şiddetle reddediyoruz, burada birbirimize bağırabiliriz, birbirimize çağırabiliriz, eleştirebiliriz ama unutmayın, hedefe atılan oku, hedefe atılan mermiyi, ağzımızdan çıkan sözcüğü geri çevirme şansına sahip değiliz. Burada birbirimize hiç yakıştı mı söylediğimiz sözler? Hepimiz bu toplumun önderiyiz, öncüsüyüz. Biz burada ne yaparsak aynen topluma yansıyacak. Birbirimize nasıl davranırsak toplum bizden örnek alacak. Umut ediyorum, bir daha aynı sahneleri Türkiye Büyük Millet Meclisinde hiçbirimiz yaşatmayız, buna engel oluruz ama Türkiye'deki antidemokratik uygulamaları, Türkiye'deki Hükûmetin ortaya koyduğu siyasi, iktisadi, hangi alanda olursa olsun yanlışlıkları burada Meclis kürsüsünde de özgürce tartışmak zorundayız. Bu, bizim için, geleceğimiz için, gelecekteki kuşaklarımızın daha çağdaş, daha müreffeh, daha aydınlık bir Türkiye'de yaşaması için olacak.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)