| Konu: | BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 132 |
| Tarih: | 06.07.2013 |
İZZET ÇETİN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun tasarısının 53'üncü maddesi üzerinde verdiğimiz önerge adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu kanun teklifinin, verilişi, hazırlanışı, içeriği, görüşmeler sırasındaki tutumu, her şeyiyle kanun yapma tekniğinden son derece uzak olduğu açık. Gerçekten, içindeki maddelere bakıldığı zaman, bu Meclisi bu kadar gerecek kadar acil, gerecek kadar olmazsa olmaz herhangi bir hükme rastlamanın olanağı yok.
Şimdi, burada hem Meclis Başkan Vekilimiz var hem grup başkan vekilleri var. İstenmeyen olaylar yaşandı; böyle bir olaydan sonra Meclisi hâlâ "Yasa yapacağız." diye çalıştırmaya kalkışmak ve zorlamak? Umarım, temennim o ki birkaç dakika ya da saat sonra istenmeyen olaylar yeniden yaşanmasın. O nedenle, milletvekillerinin, tüm arkadaşlarımın çok ağır yükünün olduğunu biliyorum.
Değerli arkadaşlar, gerçekten, görüşme yapmak zor ama bu ÖSYM Yasası'nın 6 maddesi, 7 maddesi var. Yani, bugüne kadar ÖSYM'de kaç? Ne zaman çıktı ÖSYM Yasası? 2011 yılında. İki yıl dört ay oldu. İki yıl dört aydan bu yana 20 kez değiştirildi. Tamamı 11 madde. Yani, ÖSYM gibi Türkiye'de yükseköğrenimin ve tüm sınavların yapıldığı bir kurum o iki yılda 20 kez yasasını değiştiriyorsa ve değiştirmek zorunda hissediyorsa buna ne demeli? Buna Hükûmetten yani yürütme organından hiç kimse "Ne yapıyorsunuz arkadaşlar?" deme yetkisine sahip değil mi?
Şimdi ne değiştiriyorsunuz? Yine (a) fıkrasında yer alan birtakım hükümleri değiştirmeye kalkışıyorsunuz. (a)'da, (b)'de yani hemen hemen bütün maddeleriyle, dört beş maddesiyle yine oynuyorsunuz. Buna hakkınız olmaması gerekir diye düşünüyorum. Yani, ÖSYM'nin, kendi yasasını yapmaktan âciz bir kurumun hâlâ Türkiye'nin geleceğini şekillendirecek, belirleyecek birtakım çalışmalar yapıyor olması gerçekten bir skandal. Zaten ÖSYM'nin eski kadrolarıyla oynadığınız günden bu yana Türkiye'de ÖSYM skandal üzerine skandal yaratan bir kurum konumuna geldi, güvenilirliği kalmadı. Türkiye'de belki bundan üç yıl önce en güvenilir birkaç kurumdan biriyken bugün öğrencilerin, velilerin, üniversitedeki bilim insanlarının, aydınların, herkesin âdeta tiye aldığı, gır gır geçtiği bir kurum konumuna dönüştürüldü. Bunu yasa değişiklikleriyle yapmanızın olanağı yok. Yapılması gereken, ÖSYM'ye gerçekten hak eden, nitelikli kadroları yerleştirmek ve yeniden, eskiden olduğu gibi, adam gibi bir kurum hâline dönüştürmektir.
Değerli arkadaşlar, bakınız, bugün gerçekten çok acı olaylar yaşanıyor Türkiye'de. Sayın Bakan az evvel söyledi, olayı açıkladı. Biz de "Bakan söyledi, doğrudur." deriz, inanırız. Ne zamana kadar? Olay gerçekten aydınlığa çıkıncaya kadar. Eğer Sayın Bakan burada ise, çıkıp kürsüye Taksim'deki olaylar konusunda birtakım bilgiler verse bu olaylar yaşanmazdı. Gerçekten, Taksim'in bütün kesimlere açılıp da, bu "Gezi eylemcileri" adı altında geleceğini, özgürlüğünü savunan, barışı savunan gençlere şiddet kullanılarak kapatılmış olması tahrik edici bir durum olarak belli bir kesimi geriyor ve gerçekten, Hükûmetin şiddet kullanması da kabul edilemez bir noktaya taşıdı ülkemize bakış açılarını. O nedenle, Hükûmetin, çevremizdeki ülkelerden, oralardaki gelişmelerden elbette dersler çıkarması gerekiyor ama bunu şiddet yoluyla bastırmak, en acemi, en korkak, en -ne bileyim- demokrasi dışı bir yöntem. İnsanlar bizim insanımız, orada gün geliyor, çıkış yasağına rağmen spor müsabakalarından sonra şeref turları atılıyor, otobüsler geliyor, gün geliyor gösteriler yapılıyor, gün geliyor izinsiz müzik gösterileri yapılıyor. Bütün bunlara izin verilirken, eğlenme amaçlı, barış amaçlı oraya gelişi engellemek, tahrik etmek, herhâlde Türkiye Cumhuriyeti'ne hiçbir artı getirmiyor. O nedenle, yapılması gereken iş, gençleri anlamak, onları dinlemek ve ortamı yumuşatmaktır. Bunu da herhâlde başta Sayın Başbakan ve Hükûmet üyeleri yapmalıdır, AKP Grubu yapmalıdır.
Hepinize teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)