GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:132
Tarih:06.07.2013

CHP GRUBU ADINA BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlarım, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Biz bu torba kanunla ilgili olarak Plan ve Bütçe Komisyonunda bir maraton yaptık, birkaç kez sabahladık, geç saatlere kadar çalıştık on beş gündür, bir de burada böyle üst üste gelince zaman zaman dalıyoruz herhâlde. Ben arada birisinin daha olduğunu konuşmacı olarak düşünmüştüm, onun için tereddüt ettim. Teşekkür ederim.

Çok uzun, çok maddeli, çok kişiyi ilgilendiren bir torba kanunu konuşuyoruz, tartışıyoruz ama pek istekli, iştiyaklı değiliz, çok moralli olarak tartışmıyoruz.

Normalde, bütün dünyada, parlamentolarda salı, çarşamba, perşembe günleri Genel Kurul görüşmeleri yapılır; bizde de öyledir, yıllardan beri böyle yapılır. Bu üç günün hikmeti vardır, bir sebebi vardır. Milletvekilleri    -adı üzerinde- milletin vekilidirler, gider vatandaşla görüşürler, halkın, toplumun sıkıntılarını öğrenirler, bilirler, onlarla beraber olurlar, gelir Genel Kurulda, Mecliste onları yansıtırlar, onlarla ilgili, o sorunlarla ilgili, sıkıntılarla ilgili çözüm bulmaya çalışırlar. Biz, tabii, bütün bunları yapamadığımız için, özellikle son günlere sıkıştırdığımız için -ki bunu bir de gelenek hâle getirdik, ilk defa yapmıyoruz yani geçen dönemde son günlerde torba kanunla sıkıştık, sabahladık birkaç kere; bu sefer de daha da fazla zorladık- yanlış kanunlar çıkarıyoruz. Daha üzerinden çok fazla süre geçmemiş olan maddelerde, kanunlarda değişiklik yapmaya çalışıyoruz ve düzgün, böyle içimizden gelerek bir iş yapmıyoruz. Dolayısıyla da bunun da çok fazla hayırlı olacağını düşünmüyorum, hepimiz de aşağı yukarı aynı düşünce içerisindeyiz.

Şimdi, bu torba kanun -ilave maddeler de gelecek, yeni maddeler de ihdas edilecek- 100 maddeyi geçecek. Özellikle 73'üncü madde bölünecek ve daha uzun hâle gelecek, dolayısıyla 100 maddeden daha fazla bir kanun hâline getirilecek; öyle görüyorum.

Bu, toplumun çok önemli bir bölümünü de ilgilendiriyor ama kamu kuruluşlarına ağırlıklı olarak görev veriyor yani mesela, burada en önemli konu 100 bin kadronun verilmesidir ama bu bile toplumun beklentilerini tam olarak yansıtmadı. 100 bin kadro yeterli değil; biz sadece 4/B'lileri kadroya geçiriyoruz, aşağı yukarı 23 bin 4/C'li ise bekliyor. Öbür taraftan, taşeron olarak bekleyenler var. Devlette taşeron olarak yani fiilen kamu hizmeti yapıp da hukuken özel sektörde görünenler var, onlar bekliyorlar. Hiç kimseyi tatmin etmeyen, mutlu etmeyen bir çalışma yapıyoruz.

Daha önceki bir konuşmamda da söylemiştim, özellikle bu 35 kanun hükmünde kararnameyi çıkardığımızdan beri, ondan sonra -onların arasında 666 da var- ücret rejimini, personel rejimini değiştirdiğimizden beri büyük sıkıntılar yarattık. Rejim zaten yeterli değildi, personel rejimi zaten çok olgun değildi, herkesi kavrayamıyordu ama daha kötü hâle geldi. Bugün, her yaptığımız müdahaleyle sistemi iyice bozuyor, sıkıntılar yaratıyoruz maalesef ve yaptığımız bu düzenlemeyle, aceleye getirdiğimiz, böyle zorladığımız, sıkıntılarla yaptığımız bu düzenlemeyle de 657'yi de, personel rejimini de daha fazla sıkıntıya sokuyoruz, bunu görmemiz lazım. Hâlbuki devlet ciddiyet ister, devlet olgunluk ister, devlet sabır ister, devlet biraz da zaman ister. Devleti yönetmek için böyle alelacele yüzlerce konuyu, toplumun büyük kesimini ilgilendiren düzenlemeyi birdenbire yapmazsınız, böyle sindire sindire yapılır; kanun yapmanın da bir usulü, adabı vardır, ona göre yapılır. Maalesef, biz bunu hiçbirimizi, iktidarın milletvekilleri de dâhil, bakanlarımız da dâhil, hiç kimseyi tatmin etmeyen bir şekilde yapıyoruz.

Komisyonda da konularla ilgili sorular sormak istediğimizde, bazı rakamları, kaç kişiyi ilgilendirdiğini, bu tekliflerin gerekçesini öğrenmek istediğimizde, bakanlarımızdan cevap alamadık çünkü gelen bakan sadece kendisiyle ilgili, diyelim ki 5 madde varsa onlarla ilgili cevap verebiliyor ama geri kalan 50-60 maddeyle ilgili cevap veremiyordu, kendi konusu değildi, haklı olarak cevap veremiyordu, sıkıntılar yaşandı. Teklif sahipleri de gelip bir kere dahi sunum yapmadılar ne Komisyonda ne alt komisyonda. Burada da öyle, teklif sahiplerinin konuşması mümkün olmadı ne hikmetse. Dolayısıyla, hiçbir şekilde bunlarla ilgili bilgi alamadık.

Biz bu -sürem kaybolmadan söyleyeyim- Devlet Memurları Kanunu'yla ilgili, genel olarak çalışma rejimiyle ilgili, personel rejiminin üstünde özel sektördeki çalışma rejimiyle ilgili olarak da gittikçe Çin'le rekabet eden bir havadayız. Yani, Çin, çok ihracat yapan, çok üreten bir ülke. O yönüyle değil de Çin'le rekabetimiz, Çin'deki gibi ücretin düşüklüğü, Çin'deki esnek çalışmanın olduğu, Çin'deki gibi çalışanın ezildiği bir rejim peşindeyiz. Gittikçe buna yönelik kanunlar yapıyoruz, buna yönelik işler yapıyoruz. Bunu niçin söyledim? Çünkü, bu yaptığımız son düzenlemeler de onu getiriyor, bu Devlet Memurları Kanunu'yla ilgili olan düzenlemeler de böyle. Gittikçe daha fazla çalışanların ezilmesini getiriyoruz. Tamam, Çin'le rekabet edilmesi gerekir, bütün dünya Çin'le rekabet etmeye çalışıyor ama buna karşı önlemler de alıyor, bölgesel ittifaklar geliştiriyor, bölgesel entegrasyonlarla kendi vatandaşını, kendi toplumunu, kendi çalışanını korumaya çalışıyor. Çin'le rekabet edilmemesini sağlamaya? Mesela, Amerika Birleşik Devletleri-Avrupa Birliği Serbest Ticaret Anlaşması'nın bir temel amacı da budur. Daha büyük bir kitleye hitap etmek, daha büyük bir tüketici kitlesi yaratmak ve bir sınır koyarak kendi içerisinde kendi vatandaşını ezdirmemek. Biz bunları görmüyoruz, ha bire baskılıyoruz maalesef çalışanları, sıkıntıya sokuyoruz.

Bilmiyorum, bu konuyla ilgili olarak, bu torba kanundaki maddelerle ilgili olarak kamuoyunu takip edebildiniz mi? Özellikle memur sendikalarının konuyla ilgili bazı yaklaşımları oldu, talepleri oldu, torba kanundan beklentileri oldu. Bunları çeşitli vesilelerle açıkladılar, kendi İnternet sitelerine koydular ama çoğumuz herhâlde onları görmedik, öğrenmek de istemedik. Bakın, ben bazılarını sizinle paylaşayım. Mesela, MEMUR-SEN'in "Tüm kamu görevlileri kadroya geçirilsin." şeklinde bir talebi var. Diyeceksiniz ki "Tüm kamu görevlileri nasıl kadroya geçirilsin, devlet o kadar zengin mi?" ama 100 bin sözleşmeliyi kadroya geçiriyoruz. Biz zaten 100 bin sözleşmeliye maaş ödüyoruz. Zaten bunların devlete bir maliyeti var, kadroya geçince ilave bir maliyet doğurmuyor ki öyle çok fazla dikkate alınacak. Devlet açısından değişen bir şey yok ki. 4/C'leri de dolayısıyla kadroya geçirmemiz gerekirdi. Sözleşmelilerden daha fazlasını kadroya geçirmemiz gerekirdi. Biz sadece seçim yatırımı olarak buna baktık.

Diğer taraftan "Toplam uzman kadro sayısının en az yüzde 30'u sınavla atanmalı." diyor mesela Memur-Sen. "Kamu görevlilerine yönelik siyaset yasağı kaldırılmalı." diyor. "Grev yasağı kaldırılmalı." diyor. "Kamu görevlilerinin sendika üyesi olmasını yasaklayan hükümler yürürlükten kaldırılmalı." diyor.

Kamu-Sen ise: "Sözleşmeli personelin tamamı kadrolu memur olmalı." diyor. "Türkiye'de memur ihtiyacı duyulan yerler ihtiyaç durumuna göre üç ya da dört ayrı kategoride değerlendirilmeli, bu yerlerde görev yapanlara brüt maaşlarının yüzde 40, 60, 80, 100 oranlarında fazladan ödeme yapılmalı bölgelere göre. Kalkınmada öncelikli illerde görev yapan kamu görevlisinin eşinin de kademe ilerlemesi teşvikinden yararlanması gerekir." diye bir düşünceleri de var. "Belirlenen disiplin cezalarının yeniden tanımlanması ve cezaların hafifletilmesi gerekir."

Biz, en son 2004'te sicil affını getirdik, ondan sonrasıyla ilgili sicil affı da getirmedik, böyle bir beklenti de vardı sendikalar tarafından.

KESK'in de "4/C statüsünde istihdam edilenler de 4/A kadrolarına geçsin" şeklinde "Özel hizmet tazminatı oranlarını belirleyen cetvelin yeniden düzenlenmesi, kamu hizmeti yapacaklarda aranan niteliklerin genişletilmesi" gibi talepleri var.

Bunlardan hiç birisi, Memur-Sen'in, Kamu-Sen'in ve KESK'in taleplerinin hiç birisi dikkate alınmadı. Hiç birisi. Bu torba kanunda bunlarla ilgili hemen hemen hiçbir şey yok ve bu torba kanun, 100 bin memura kadro vermek dışında hemen hemen hiçbir şeye yaramıyor. Bizim de bütün bu zahmetimizin bir karşılığı olmuyor maalesef.

Hepinize saygılar sunuyorum bu vesileyle. (CHP sıralarından alkışlar)