GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:131
Tarih:05.07.2013

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 78 sıra sayılı torba kanunun 26'ncı maddesinde vermiş olduğumuz önerge üzerine söz almış bulunuyorum.

Önergede konu devlet hava araçlarının tanımı. Tabii, bu tanımdan yola çıktığımızda, bunun içerisine Devlet Hava Meydanları da giriyor doğal olarak ama buraya başlamadan önce de şu kitapçık hakkında, "sıra sayısı" dediğiniz kitapçık hakkında ufak bahsetmek istiyorum.

Şimdi, 26'ncı maddede diyor ki: "14/10/1983 tarihli ve 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu'nun 3'üncü maddesi (C) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir." Şimdi, bu kitabın içerisinde bunun gibi yüzlerce madde, yüzlerce kanun sayısı bulunuyor. Eğer, bu kitabı gerçekten incelemeye çalıştığınızda ki hiç kimsenin çok da incelediğini zannetmiyorum Plan ve Bütçe Komisyonu dışında -oraya da herhâlde bunlar geliyordur- çünkü buna vakti yok hiç kimsenin. Ama, şu kitapçığın başına bahsedilen konuyu yazarsanız yani değiştirmek istediğiniz kanun maddesini yazarsanız, böylece, zamandan da 550 milletvekili arkadaşım büyük tasarruf yapmış olur diye düşünüyorum. Çünkü, gerçekten merak eden arkadaşlarımın, bu kitapçıkta yazan bu (C) bendini veya diğer maddelerin atıfta bulunduğu kanunun maddelerini incelemek, tekrar çıkarmak, "print" almak için hem kendisi hem de çalışan arkadaşları büyük zaman harcamaktadır. Ama, bu kitapçığa bunu koyarsak ne yapacağız? 550 milletvekili arkadaşımıza bayağı zaman tasarrufu yapmış olacağız.

Diyoruz ya, Devlet Hava Meydanlarının araçlarının tanımı. Konudan dışarı çıkmayacağım ama "Devlet hava araçları tanımı" deyince tabii ki havaalanları da gündeme geliyor. Havaalanı deyince, Türkiye'ye en çok vergi veren kentin milletvekili olarak bu konuda da mağdur olduğumuzu bu kürsüden ifade etmek istiyorum. Tabii, diyeceksiniz ki: "Hayır, efendim, İstanbul vergi veriyor." Hayır, Kocaeli, fert başına düşen 22 bin TL'lik vergiyle Türkiye'nin fert başına vergi veren 1'inci ili. Peki, karşılığında ne alıyor? Karşılığında 1.500 TL alıyor devletten. Türkiye ortalaması ne? Yaklaşık fert başına 4.500 TL. Kamu yatırımlarında sıramız ne? 79'uncu sıradayız kamu yatırımlarında. Bakın, böyle bir kentte yaşıyoruz: Kentin trafik problemi çözülmemiş, kentin çevre kirliliği problemi çözülmemiş, kentin işsizlik problemi çözülmemiş, kentin okul problemi çözülmemiş ama Başbakan tarafından tüm Türkiye'ye "örnek kent" olarak gösteriliyor Kocaeli.

Sevgili arkadaşlar, sevgili milletvekilleri; tam otuz yıldır bir askerî havaalanından devşirme bir havaalanı yapmaya çalışıyoruz. En son 2011'de büyükşehir bunu üstlendi, Türkiye'de ilk defa Devlet Hava Meydanları İşletmesi dışında yapılan bir havaalanı terminalini yaptı ve uçuşa hazır hâle getirdi Sivil Havacılıkla da konuşarak. O gün çıktım: "Bu havaalanı çalışmaz." dedim, neredeyse vatan haini ilan ediliyordum. Evet, o gün, bizim de bir Bakanımız var, Sanayi Bakanını pırpır uçakla indirdiler ve havaalanı açtık diye şov yaptılar. Bu şov sadece Türkiye genelinde yapılmıyor. Bakın, Başbakanın yaptığı şovlar marketing, pazarlama işi değil; kentlerdeki belediye başkanlarınız da aynı işi yapıyor. Şov yapıyorlar ve pırpır uçaklar gelmeye başladı.

Şimdi, önce Trabzon'a seferler düzenlendi Atlasjet'le, orta boy uçaklar inmeye başladı ama havaalanının konumu bu uçakların inişine elverişli değildi çünkü pisti uluslararası standartlara uymuyordu. Mesafe olarak, uzunluk olarak yetiyordu, genişlik olarak 60 metre olması gerekiyordu, 45 metre. Yani "Uluslararası havaalanı hâline getireceğiz." dediler, sizin milletvekilleriniz, sizin bakanınız bunu bu hâle getireceğiz dediler, tümü doğru çıkmadı. Daha sonra bir sefer koydular. Atlasjet'le başladı Trabzon seferleri ve seferlere ilave edeceğiz dediler. Bunun yanında bir Antalya seferi koydular, 1 yolcuyla gitti. Ankara seferi koydular, 1 yolcuyla uçtu. Daha sonra da Trabzon seferlerini iptal ettiler. Tabii, önce şirket değişti, Borajet geldi, pırpır uçaklara döndüler ve bugün havaalanı, 10 Nisandan itibaren, yine karanlığa gömüldü. En sonunda, oradaki merdivenler, uçaktan yolcuların inmesini sağlayan merdivenler de Trabzon'a nakledildi.

Şimdi, Başbakan her yerde şunu söylüyor, diyor ki: "Türkiye'nin her tarafına havaalanları yaptık." "Havaalanları yaptık." diyor da kapanan havaalanlarını korkudan kimse söyleyemiyor Başbakana.

Kastamonu'da havaalanını düğün salonu olarak kullanıyorlarmış. Dün de bizim, tesadüf ya bir yerel gazetedeki arkadaşımız, yazar -okumayacağım bunu- diyor ki: "Hiç olmazsa atıl durmasın. Cengiz Topel Havaalanı'nı düğün salonu olarak kullanalım, yazın orada düğünleri yapalım."

Yazık günah bu kente, bu kente bunu yapmak yazık günah, bir kez daha yineliyorum. 3.500 kilometrekare alanıyla, kilometreye düşen 456 kişi sayısıyla Türkiye'nin İstanbul'dan sonra en yoğun kentine, en çok vergi veren kentine bunu yapmak yazıktır diyorum. Milletvekili arkadaşlarımı göreve çağırıyorum, Hükûmeti göreve çağırıyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)