| Konu: | BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 130 |
| Tarih: | 04.07.2013 |
MHP GRUBU ADINA ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın Başkanım, önce suhuleti bir temin edin.
BAŞKAN - Gidiyorlar, ne yapayım Sayın Şandır?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Biraz beklet o zaman.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bağırmadan gitsinler. Ara ver beş dakika, ondan sonra başlat, ne var yani? Beş dakika sonra başlayalım.
ERKAN AKÇAY (Devamla) - Sayın Başkan, gidiliyorsa bu ikinci bölüm niye konuşuluyor? Ne bu ciddiyetsizlik!
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Hatibi beklet o zaman ya da?
ERKAN AKÇAY (Devamla) - 478 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin ikinci bölümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sabahın bu kör vaktinde, AKP'nin âdeta yangından mal kaçırırcasına, ciddiyetten uzak, İç Tüzük hükümlerini yok sayan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin itibarını zedeleyen bir torba teklifinin görüşmelerini yapıyoruz. Teklifle, 71 kanun ve kanun hükmünde kararnamede değişiklik öngörülmektedir. Toplumun her kesimini yakinen ilgilendiren düzenlemelerle birlikte, kamu yönetimini zedeleyen, Türkiye Büyük Millet Meclisine olan güveni sarsacak olan düzenlemeler Meclise ve milletimize âdeta dayatılmaktadır. Her torba kanunun özellikleri burada da görülmektedir. Olumlu ve olumsuz düzenlemeler bir aradadır. Aslında olumsuz düzenlemeleri zerk etmek için de bu birkaç olumlu düzenleme araya serpiştirilmiştir. Teklifin Genel Kurul gündemine gelme süresi İç Tüzük hükümlerinin ihlalidir. İçeriği itibarıyla farklı ihtisas komisyonlarında görüşülerek bu komisyonların görüşleri alınması gerekirken bu süreç işletilmemiştir ve ilgili kurumların görüşleri de alınmamıştır.
Değerli milletvekilleri, teklifin ikinci bölümünde, Katma Değer Vergisi Kanunu'ndan Karayolları Kanunu'na, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'ndan Tarım Kanunu'na kadar geniş alanlarda değişiklikler öngörülmektedir. Teklifin bu bölümünde 29 maddede ve 21 kanunda değişiklik yapılmaktadır.
Teklifin 34'üncü maddesi ikinci bölümün dikkat çekici düzenlemelerinden birisidir. 34'üncü maddeyle ÖSYM tarafından uygulanan sınavlara ait soru ve cevapların Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamı dışına çıkarılması öngörülmektedir. Bu uygulama sınavlara dair tartışmaları ve bilgi kirliliğini tetikleyecek, devletin yaptığı sınavlara olan güven daha da azalacaktır. Bu güven zaten sarsılmıştır. 34'üncü maddeyle ÖSYM'nin kapalı bir kutu hâline getirilmesi için bir aşama daha katedilecektir. Bundan sonrasında ise ÖSYM belirli kitlelerin kurumu gibi algılanacak, kurum içi şeffaflık ve güven yok olacaktır. Bu düzenleme, ÖSYM'nin üzerine düşen görevi gereğince yerine getirmediğinin bir itirafıdır. Milyonlarca gencimizin hayatını bağladığı bir kurum, kapalı kapılar arkasına gizlenmek istenmektedir. Son üç yıldır neredeyse şaibesiz sınav yapamaz duruma gelen ÖSYM, kamuoyu yargısından kurtarılmak istenmektedir. Daha önce Şubat 2011'de TSK'da, MİT'te olmayan bir ayrıcalık tanındı ve ÖSYM'nin kuracağı veya iştirak edeceği şirketten sınav hizmetlerine yönelik olarak yapılacak alımlar Kamu İhale Kanunu kapsamından çıkarıldı. Eğer şimdi Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nun kapsamından da çıkarılırsa artık ÖSYM'yi en ziyade müsaadeye mazhar kurum olarak sayarız veya da en çok kayrılan kurum olarak ilan etmenin zamanı çoktan gelmiştir. Bütün bu gerekçelerle, 34'üncü maddenin teklif metninden kesinlikle çıkarılması gerekmektedir.
37'nci maddeyle Tarım Kanunu'na geçici madde eklenmektedir. Buna göre, naylon şirketler eliyle sahte müstahsil makbuzlarıyla destekleme alanlara ilişkin her türlü inceleme veya adli ve idari soruşturmaya konu olan tarımsal desteklemelere dair ödeme yasakları kaldırılmaktadır. Yine, desteklemelerden yararlanmak için başvurduğu hâlde herhangi bir nedenle desteklemelerden yararlandırılmayan veya yararlandıkları destekleme tutarı geri alınanlara üç ay içinde başvurmaları hâlinde destekleme ödemeleri geri ödenmektedir. 37'nci madde, sahtekârlık yapanı, devleti, kamuyu dolandıranı, sahte belgelerle bu desteklemelerden yararlananları koruyan ve onları affeden bir maddedir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, madde hükmünün gerekçesini mutlaka açık bir şekilde Mecliste açıklamalıdır, anlatmalıdır. Sayın Bakan bu açıklamayı yaparken 2006-2012 yılları arasında kendi seçim bölgesi Diyarbakır'da 41 özel firmanın ve bunların da bir kısmı hayalî şirketlerdir ve bu hayalî firmaların hayalî olarak çiftçilere müstahsil makbuzu verdiğini de, nasıl verdiğini de gelip anlatmalıdır.
Bu özel firmadan sahte makbuz alan 16 bin çiftçi, 2006-2012 yılları arasında devletten sahte belgelerle 40 milyon liralık destekleme almıştır. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı 41 özel firma -ki bunların bir kısmı, ifade ettiğimiz gibi, hayalîdir, naylondur- ve onlarla hayalî işlem yapan 16 bin çiftçi hakkında soruşturma başlatmıştır. Bakanlık, çiftçilerin aldığı primi iade etmeleri için tebligat göndermektedir. Destekleme primi alan çiftçilerin aldıkları parayı ödememeleri hâlinde, beş yıl destek almamaları gerekecektir.
Açıkça dolandırıcılık yaptığı bilinen bu kişilerin içerideki destekleme paraları mahkeme bitinceye kadar dondurulmuş, beş yıl süreyle bu insanlara destek verilmemesi kararlaştırılmışken, yargı sürecine müdahale ederek bu insanların desteklerden yararlandırılmasına ve içerideki paralarının verilmesine yönelik bir düzenleme getirilmektedir.
Organize bir dolandırıcılık faaliyeti olan bu durumda, bırakın destekleme ödemelerinin devam ettirilmesini, başta Tarım Bakanı olmak üzere, bu uygulamadan sorumlu kim varsa mutlaka hesap vermesi gerekmektedir. Bu çerçevede, 37'nci maddenin de teklif metninden mutlaka çıkartılması gerekir fakat dürüst olduğu ve gerçekten üretim yaptığı hâlde bu sahte, naylon firmalar nedeniyle mağdur olan dürüst çiftçiyi koruyacak lokal düzenleme ayrıca yapılabilir. Yalnız, bu düzenleme, dürüst çiftçiyi değil, aksine, dolandırıcıyı gözeten bir düzenlemedir.
Bu konuda, bir Manisa Milletvekili olarak Manisalı çiftçilerle gurur duyuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar) Çünkü, geniş bitkisel ve hayvansal ürün yelpazesiyle Türkiye tarımında çok önemli bir yere sahip olan Manisa, tarımsal üretimde ilk üç il arasında yer almaktadır.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - 10 milyar nerede, 10 milyar?
ERKAN AKÇAY (Devamla) - Üzüm, kiraz, tütün, zeytin, mısır ve pamuk üretiminde, ülkemizin en önde gelen üretici illerinin başında gelmektedir. Manisa'nın nüfusu 1 milyon 346 bin kişiyken, tarımda çalışanların sayısı ise yaklaşık 450 bin kişidir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı müfettişlerinin yaptığı incelemelere göre, Manisa'da bir tek sahte müstahsil makbuzuna rastlanmamıştır, bir tek çiftçi böyle bir yola tevessül etmemiştir ve haksız yere 1 kuruş destekleme primi de almamıştır. Bu nedenle, Manisalı çiftçilerimizi buradan başarı dileklerimle kutluyorum ve kendilerine teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri, 43'üncü maddede, 28 Şubat 1997'den sonra disiplin cezaları nedeniyle memuriyetten çıkarılanların yeniden göreve alınmaları durumunda bütçe kanunu kısıtlamalarının kaldırılması düzenlenmektedir. Daha önce de af kanunlarıyla görevlerine dönen vatandaşlarımız olmuştu. 1999 ve 2005 yıllarında, bu disiplin aflarıyla ve memuriyete geri dönüşlerle ilgili iki kanun çıkarılmıştı. Vahim olan, Hükûmet hâlen kaç kişinin görevlerine dönebilecek durumda olduğunu bilmemektedir. Diğer bir ifadeyle, bu düzenlemenin bir anlamı yoktur. Gerçekten, ifade ediyorum ki belki de bu tasarının en saçma düzenlemelerinden birisini getirmiştir ve yoklukla maluldür bu düzenleme. Kanunlar ihtiyaçtan doğar. Bu düzenleme hangi ihtiyaçtan doğmuştur? Hiçbir ihtiyaçtan doğmamıştır ve hiçbir kişi de yararlanmayacaktır çünkü geçmişte çıkan iki kanunla zaten?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Devamla) - ?memuriyete dönecekler döndü. Bu sadece seçim meydanlarında afaki, boş övünmelere fırsat tanımaya yönelik afaki bir düzenlemedir.
Bu düşüncelerle konuşmama son veriyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)