| Konu: | BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 130 |
| Tarih: | 04.07.2013 |
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 19'uncu maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, gecenin bu vaktinde bir torba yasası görüşüyoruz. Ben şunu ifade etmek istiyorum: Mısır'da yapılan darbeyi şiddetle kınıyoruz. Milletin iradesiyle gelen, milletin iradesiyle gider. Bir yönetimi beğenmeyebilirsiniz, onunla demokratik kurallar içerisinde, hukuk kuralları içerisinde mücadele edersiniz ve sandıkta sonucu alırsınız. Buna katılmamak mümkün değil ama bunu iktidar partisinin yöneticileri, milletvekilleri defalar kere dile getirmesine rağmen, kendilerine geldiği zaman demokrasiyi işleten anlayış, ne yazık ki başkalarının iradesini irade olarak görmedikleri zaman bu demokrasi değildir.
Ben şimdi size soruyorum: Adana'da üç buçuk yıldır görevinin başında olmayan Aytaç Durak kimin iradesiyle geldi? (MHP sıralarından "Bravo!" sesleri, alkışlar) Oradaki Adana halkını siz irade olarak görmüyor musunuz? Sizin zamanınızda beş yıl belediye başkanlığı yaparken dünyanın en namuslu adamı olacak ama Milliyetçi Hareket Partisinden seçildikten beş ay sonra görevden alacaksınız. Adana halkının iradesini irade yerine koymayanın, kendine geldiği zaman milletin iradesinden bahsetmesi yalancı demokratlıktır. (MHP sıralarından "Bravo!" sesleri, alkışlar) Eğer demokrasiye inanıyorsanız herkese eşit şekilde, mesafeli davranmalısınız. Bugün, burada yapmak istediğiniz de budur. Grup çoğunluğuyla, grup çoğunluğunuzun getirdiği güçle kendinize gelen bir şeyi kabul edeceksiniz ama bir toplum psikolojisiyle, kalabalık grup psikolojisiyle dediklerinizi yaptıracaksınız, bu demokrasi anlayışı doğru değildir. Demokrasi herkese lazımdır, hukuk herkese lazımdır, adalet herkese lazımdır. Eğer siz Adana'da, birileri hazmedemediği için, birileri orada Başbakana söz verdiği hâlde seçimi kaybettiği, kaybetmesinin faturasını Adana halkına çıkarıyorsa ve siz burada "Demokratım" diye geçinerek, kürsüye her çıktığınızda demokrasiden, "Milletin iradesiyle geleni millet götürür." diye konuşurken, Adana'da üç buçuk yıldır demokrasi katliamına sessiz kalıyorsanız, sizin demokrasiniz kendinize demokrasidir. Eğer kendi menfaatinize dokunduğu zaman demokrat ama başkalarına geldiği zaman demokrat değilseniz, siz sahte demokratlıktan bahsedebilirsiniz ancak, gerçek demokratlıktan bahsedemezsiniz.
Bakın, size bir şey daha söyleyeceğim: Bir milletvekili siyasi linç ediliyor. Bir vali savunmamı alıyor benim, vali muavini vasıtasıyla iki defa savunma gönderiyor. Nedir biliyor musunuz? Altında imzamın olmadığı hususta, sadece burada Orman Bakanını eleştirdim diye? Müfettiş bir başka yerde -hepsinin kayıtları var- "Ben bu suçu Seyfettin Yılmaz'a nasıl dayarım." diye bunu söyleyecek kadar bir müfettiş rapor hazırlıyor, altında imzam olmadığı hâlde. Ve ne oldu biliyor musunuz? Dün, bu ülkenin şerefli cumhuriyet savcıları "Soruşturmaya gerek yok, burada bir soruşturma yoktur." diye karar verdiler ama bir senedir biz bununla uğraşıyoruz değerli milletvekilleri.
Bir vali hakkında yüzlerce iddia var, birinizin sesi çıkıyor mu? Bir valiyle ilgili diyorlar ki; "Bu, her gittiği yere müteahhidi götürüyor." Ya, bize inanmıyorsanız, kendi partinizin milletvekili dilekçe verdi "Bir vali bizi dinletiyor. Gittiği yere kendi müteahhidini götürüyor. Hakkında bir sürü hukuksuzluk var." diyor. Ama, niye işinize geliyor biliyor musunuz? Ben, Adana'da 238 bin oyla gelmiş bir milletvekiliyim. Adana'daki bir problemle ilgili Adana'nın Valisini arıyorum, telefonuma çıkmıyor ama buna kimse ses çıkarmaz çünkü sizin telefonlarınıza çıkabilir. Bizim aldığımız 238 bin oy demokrasinin bir gereği değil! Bunlar demokratlık değil ama bu şekilde bakarsanız yarın? Bakın, nasıl 28 Şubat sürecinde, 28 Şubat kararlarına, uygulamalarına dimdik durduysak, haksızlık yapan karşısında herkes dik durduğu zaman bu ülkeye demokrasi gelir. Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır. (MHP sıralarından alkışlar) Eğer "Benim hırsızım haklıdır." diyorsanız, "Demokratlık bana göre." diyorsanız, yarın, bakın, samimiyetimle söylüyorum, bunlara ihtiyacınız olacak. Onun içir her zaman doğru durmak lazım.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)