| Konu: | BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 129 |
| Tarih: | 03.07.2013 |
İHSAN ÖZKES (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ulu Önder Atatürk'ün kurduğu Diyanet artık yoktur, Atatürk'ün adını anmayan bir Diyanet var. 76 milyonun Diyaneti olmaktan çıkan, sadece AKP'nin Diyaneti olan bir Diyanet var. Görmez'in Diyanet Başkanı olmasından sonra devletin televizyonlarında bile Mevlit kandillerinde yapılan dualarda Atatürk anılmıyor. 18 martlarda, 23 nisanlarda, 29 ekimlerde, 10 kasımlarda, artık, camilerde Atatürk yok. "Atatürk olmasaydı Diyanet olur muydu, Görmez de Diyanet Başkanı olur muydu?" diye sormamıza bile tahammülleri yok. Diyanet Başkanı Görmez'i irfana davet ediyorum.
Sayın milletvekilleri, Başkan Görmez "Artık her mihrapta görev yapan arkadaşımız dört yıllık fakülte mezunu olsun istiyoruz. Ulu camilerde, selatin camilerde görev yapan arkadaşlarımız en az master, doktora yapan, 1 veya 2 yabancı dil bilen arkadaşlarımız olsun istiyoruz." diyor. Bir taraftan da melle projesiyle Diyaneti temelden sarsıyor.
İlk atamada şehir merkezlerinde bulunan 4/B sözleşmeli personel bu tasarı hazırlık aşamasındayken daha uzak köy ve kasabalara gönderilmişlerdir. Bu durum vekil imamlarda huzursuzluk yaratmıştır. Nitekim, Bingöl'ün Genç ilçesi merkeze yakın bir yerden aynı ilçenin Servi beldesine bağlı başka bir köye nakledilince çözüm için müftülüğe gidiyor. Sonuç alamayınca bunalıma giden M.Y. isimli imam eline geçirdiği bıçakla kendisini karnından bıçaklamıştır ancak aynı 4/B statüsüne tabi melleler bu uygulamanın dışında tutuldu. Şehir merkezlerinde görev yapan melleler aynı yerlerinde devam ediyorlar. Melleler bile din görevlisi olarak atandıktan sonra, imam-hatip lisesi mezunu olan vekil imamların kadroya alınması insafa ve vicdana daha uygundur. Diyanet ve iktidarın vekil imamlarda yeterlilik ve KPSS puanı şartı aramaları elhak doğrudur. Ancak madem bunlarda yeterlilik yoktu, KPSS yoktu, neden vekil imam olarak atadınız? Madem bunları yarım hoca olarak görüyorsunuz, "Yarım hoca adamı dinden, yarım doktor adamı candan eder." sözünü duymadınız mı? Bunların şimdiye kadar kıldırdıkları namaz, okudukları kıraat sahih değilse neden vekil imam olarak atadınız? Namazları ve kıraatları sahih ise el vekilü kel asıl yani vekil asıl gibidir kuralınca asıl olarak atamanız gerekir. Diyanetin hak ve adalet şirazesi zaten çok önceden şaştı. Ne derler? "Balık baştan kokar."
"Hak, hukuk ve adalet en çok hangi kurumda çiğneniyor, hangi kurum daha baskıcı ve zulüm içerisinde?" diye bir istatistik, bir anket yapılsa iddia ediyorum Diyanet çıkar. Hani anketleriyle meşhur Diyanet Başkanı yüreği varsa kendi içinde bir bağımsız kuruma anket yaptırsın da gerçekler ortaya çıksın. Görmez'i artık gerçekleri görmeye davet ediyorum.
Çok yakın zamana kadar Türkiye'de vekil Kur'an kursu öğreticisi yoktu. Bu yasa tasarısı daha fiskos hâldeyken bir kılıfla torpilli, kaymakçı bazı kimseler vekil Kur'an kursu öğreticisi olarak atandılar. Gariban, belki de işin daha ehli olan kimseler de fahri Kur'an kursu öğreticisi olarak atanmaya devam edildiler. Şimdi de torpilli vekil Kur'an kursu öğreticilerini kadrolu olarak atama teklifi getirdiler. Din, iman, cami, Kur'an işlerinde bile bunların hinlikleri var. Madem şiraze şaştı, tüm fahri Kur'an kursu öğreticileri, hafızları da kadroya alalım, en azından eşit muamele yapmış oluruz. Yeterliliği olan, KPSS'si tutan ancak görevde olmayanların hepsini de bu torba yasayla kadroya alalım ne hak yenilsin ne de hukuk çiğnensin.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)