GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBUNUN, MERSİN MİLLETVEKİLİ ALİ RIZA ÖZTÜRK VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN DEVLET PERSONEL BAŞKANLIĞININ 2013 MART AYI İTİBARIYLA AÇIKLADIĞI 4/C KAPSAMINDA ÇALIŞAN ON BİNLERCE KAMU ÇALIŞANININ TÜM SORUNLARININ ARAŞTIRILIP TESPİT EDİLMESİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİNİN BELİRLENMESİ AMACIYLA 3/7/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 3 TEMMUZ 2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE OKUNARAK GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:129
Tarih:03.07.2013

ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu milletvekillerinin vermiş olduğu 4/C kapsamında çalışan kamu personelinin sorunlarının araştırılmasıyla ilgili Meclis araştırma önergesinin gündeme alınması konusunda lehinde söz aldım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bu yüce Mecliste zaman zaman gündeme gelen bu 4/C konusu, en son hâliyle geçen dönem ısrarlarımız sonucu on bir aya kadar olan bir yıllık çalışma süresi on bir ay yirmi dokuz güne kadar uzatılarak, Hükûmetin "Bu sorunu çözdük." diye kamuoyuna yaydığı bir konu. Bu 4/C'li çalışanlar sadece çalışma süresinin yirmi dokuz gün uzatılmasıyla yaşadıkları sorunlardan kurtulmadılar. Bu sorun, özellikle AKP hükûmetleri döneminde hızlanan özelleştirme uygulamaları sonucunda özelleştirilen kamu iktisadi teşekküllerinde çalışan personelin özelleştirme sonrasında diğer kurumlara, kamu kurum ve kuruluşlarına atanması sonucu uydurulan bir statü. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4'üncü maddesinin (A) fıkrası, devlette, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların daimi olarak çalışacağını düzenliyor; (B) fıkrası, geçici olarak sözleşmeli kapsamında çalışanlarla ilgili; (C) fıkrası da bu ikisine uymayan, vatandaşın arasında konuştuğu dille, ne deve ne kuş, yani 4/C'liler devekuşu. Dolayısıyla, bu devekuşundan bu ülkenin kurtulması lazım.

Yine, bugünkü verilerle yaklaşık 1.000 TL civarında aylık, maaş alan bu çalışanlar, yine yaklaşık 1.000 TL olan açlık sınırı düzeyinde bir maaşla yaşamaya mahkûm edilmektedirler. İlgili sivil toplum kuruluşlarının yaptığı çalışmalar sonucunda bugün yoksulluk sınırı 3.200, 3.300 TL'ye yükselmiş, siz 4/C'liye diyorsunuz ki: "Yoksulluk sınırının üçte 1'i düzeyindeki bir parayla yani 1.000 lirayla 4 kişilik aileni geçindir. Sana bunu biz lütfettik. Bizden önceki dönemlerde bu da yoktu." Zaman zaman sayın bakanlar bunu dile getiriyor, "Özelleştirmelerde daha öncekiler kapı önüne konuyordu, biz bunlara lütfettik, 4/C'yi uydurduk."

Değerli milletvekilleri, uydurduğunuz 4/C statüsü, bugünkü açlık sınırında 4 kişilik bir aileyi yaşamak zorunda bıraktığınız bir statü. "Devekuşu" olarak tanımlanan bu 4/C'liler sendikal haklardan yoksun. Yanındaki arkadaşı, işçi veya memur, aynı işi yapıyor, onun 3 katı maaş alıyor. Ondan vazgeçti, birisi işçi sendikasına üye, diğeri memur sendikasına üye ama 4/C'li olduğu için "Sen insan değilsin, sendika üyesi olamazsın." diye buna layık görülen bir statü var. Maaşları düşük, sosyal haklardan yararlandırılamıyor, bundan dolayı da o psikolojik ortamın baskısıyla bugüne kadar sayıları belki yüzleri bulan intiharlar yaşandı. 4/C'liler intihar ediyor. Bu ülkede bunları yaşadık. 4/C'lilerin beraber çalıştığı aynı bürodaki memur ve işçiler veya amirleri o kurumun döner sermaye gelirlerinden paylarına düşen oranda her ay veya üç ayda bir ek ücret alırken 4/C'liler kapının dışında onlara bakıyor, "Acaba bugün doktorumuz kaç para döner sermaye ücreti aldı? Hemşire hanım kaç para aldı veya öğretmen kaç para aldı?" diye, bunun hesabını yapıyorlar. Değerli milletvekilleri, bu sorun Türkiye'nin sorunu.

Yine, sayın bakanlara sormuşuz daha önce "Nedir bunlar?" diye. Sayılarına bakarsanız, Temmuz 2012 itibarıyla 25.251 kişi bunlar, bugün de diyelim ki 30 bin kişi, bu 30 bin kişiyi eğer Türkiye Cumhuriyeti devleti bir yere sığdıramıyorsa o zaman, durup bir düşünmemiz gerekiyor, nerede yanlış yapıyoruz, buna nasıl bir çözüm bulmamız gerekir diye bunu yeniden değerlendirmemiz lazım.

Değerli milletvekilleri, hatırlarsınız, iki yıl önce, sendikalarla ilgili anlaşma masasında Hükûmet adına oturan o günkü Başbakan Yardımcısı ya da Devlet Bakanı Sayın Hayati Yazıcı 4/C'lilerle ilgili sözler vermişti. Bunlara "Biz, 4/C'lilere aile ve çocuk yardımı vereceğiz." demişti. Değerli milletvekilleri, bunun üzerinden yaklaşık üç yıl geçti, bu üç yılda bu insanlar ne aile yardımı alabiliyor ne çocuk yardımı alabiliyor.

Bugün, Sayın Çalışma Bakanı demeçler veriyor "Sendikalarla oturacağız, 4/C'lilerin sorunlarını masaya yatıracağız." diyor. Sayın Bakanım, bu masaya yatıracağınız sorunlar artık büyüdü, intiharlara yol açan sorunlar hâline geldi. Masada ne olacak şimdi? Masada şunu diyecekler: "Aile yardımı vereceğiz, bunlara çocuk yardımı vereceğiz ama deve kuşu olmaktan kurtarmayacağız. Maaşları yine aynı şekilde, bizim takdir ettiğimiz ölçüde, açlık sınırında veya onun altında kalacak. Oy zamanı geldiğinde de "Arkadaş -sizden önceki hükûmetler sanki çok özelleştirme yapmışlar, çok sayıda 4/C'li oluşmuş gibi- sizi kapının önüne bırakmışlardı, biz şimdi özelleştirdiğimiz kurumlardan sizi aldık, bakın size ne güzel imkânlar sunduk." Bunu artık 4/C'liler yutmayacak sayın milletvekilleri.

Bugün, yaklaşık sayıları 180 bin civarında olan sözleşmeli personelin 96.505'ine kadroya geçme şansı tanıyacağımız bir kanun gelecek biraz sonra. Diğer 90 bin kişi nasıl elendi, onu da bilmiyoruz. Burada, sadece yetkililerin yaptığı açıklamalara göre 72.485 4/B statüsünde, 23.248 mahallî idarelerde, 772 personel de Sağlık Bakanlığında olmak üzere, biraz önce bahsettiğim gibi, toplam 96.505 personele kadro verilecek, Sayın Bakan bununla övünüyor. Peki, geriye kalan 90 bini niye almadın Sayın Bakan? 25 bin civarındaki 4/C'liye niye bu hakkı tanımadınız ve bunlara söyleyeceğiniz bir sözünüz yok mu? Herhâlde onu da burada söyler diye düşünüyorum. Bu konu oldukça önemli ve mutlaka bunun iyi araştırılıp bir an önce çözüme kavuşturulması gerekiyor.

Bugün görüşeceğimiz torba kanun nedeniyle de bugün 4/C'lilerin kulağı ve gözü bu yüce Mecliste. Onlar da hakları olan kadroyu istiyorlar çünkü bunlar 4/C'li olmadan önce kadroları vardı, devletin kurumlarında iş garantisiyle çalışıyorlardı ve sürekli çalışanlardı. Şimdi, siz, bunların çalıştığı kurumları sattınız, yaklaşık 44 milyar dolarlık ek gelir elde ettiniz. Cumhuriyet döneminde, AKP hükûmetleri öncesinde görev almış diğer hükûmetler dönemlerinde yapılan kurumları sattınız ama?

Yılmaz TUNÇ (Bartın) - 1994'den biri?

Alim IŞIK (Devamla) - 1994'ten beri yapılıyor da 1994'ten beri yapılan özelleştirmelerde sizin dışınızdaki gelirlerin oranı 5-6 milyar dolar, son on yılda yapılan bunu 10 katı. Dolayısıyla, bu 4/C'li yaptığınız insanların da yüzde 90'ı AKP hükûmetleri döneminde mağdur edilen insanlar. Belki yüzde 10'u önceki dönemlerde olmuş olabilir. Dolayısıyla, bunun müsebbibi bu Hükûmetse çözücüsü de mutlaka bu Hükûmet olmak zorunda.

Diğer taraftan, bu uygulama Anayasa'nın 10'uncu maddesindeki eşitlik ilkesine de aykırı. Aynı odada bugün 4/C'li, 4/B'li, 4/A'lı var, aynı işi yapıyorlar. O zaman, bu insanlara, mademki aynı işi yaptırıyorsunuz, aynı statüyü tanımak Anayasa'nın gereği olarak boynumuzun borcudur.

Değerli milletvekilleri, bununla ilgili söylenecek çok şey var ama bir kez daha özetlemek istersek: bugün yüce Meclisin gündemine gelecek olan torba yasa kapsamında mutlaka 4/C'li personelin de kapsam içerisine alınarak bu müjdenin verilmesini onlar bekliyor. Bu da bu yüce Meclisin görevidir diyorum.

Aksi takdirde, bugüne kadar olan intiharların sorumluları, inanıyorum ki vicdanlarını yokladıklarında "Acaba, benim de bu intiharda bir payım var mı?" diye düşünmek zorundalar, düşünecekler ve düşünmeleri sonucunda, inanıyorum ki ne bu dünyada ne de öbür dünyada bu vebalden kurtulamayacaklar. Çünkü, bu intiharlar boşuna olmuyor, bu intiharlar yuvaları dağıtıyor, dağıtılan yuvalarda sizlerin de katkısının olmamasını düşünüyorum, öyle temenni ediyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİM IŞIK (Devamla) - Bu konudaki araştırma önergesinin yerinde olduğunu ve mutlaka konunun yüce Meclis tarafından araştırılıp çözüme kavuşturulmasını talep ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)