| Konu: | ONUNCU KALKINMA PLANININ (2014-2018) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA SUNULDUĞUNA DAİR BAŞBAKANLIK TEZKERESİ (S. SAYISI: 476) |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 127 |
| Tarih: | 01.07.2013 |
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Onuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı üzerinde verdiğimiz bir önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Konu şöyle değerli milletvekilleri, biliyorsunuz sağlık çok önemli bir konu. Sağlık harcamaları da sürekli olarak bizde artıyor. Bundan önceki plan döneminde de, Dokuzuncu Plan döneminde de sürekli bir artış vardı, Onuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda da ifade edildiği şekilde sağlık harcamalarının artışı önemli bir sorundur, artmaya devam edecektir, bunun mutlaka önlenmesi, makul bir düzeye getirilmesi gerekiyor çünkü sağlık harcamaları önemli ölçüde özellikle sağlık sektöründe cihaza dayanır, sarf malzemesine dayanır, yeni teknolojiye, yüksek teknolojiye dayanır. Yüksek teknoloji de bizim dışarıdan ithal ettiğimiz bir alan, sağlıkta özellikle. Çok fazla para veriyoruz sağlıkta yüksek teknoloji ithali için, yüksek teknoloji gerektiren cihazları ve sarf malzemelerini ithal etmek için. Bu, sürekli olarak harcama özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde büyük bir sorundur. Şimdi, plan bunu hedef olarak almış ama diğer taraftan da? Ondan önce şunu da belirteyim: Bizdeki bu cihaza dayanan sağlık sektörü 2 milyar dolarlık bir sektör aşağı yukarı. Bunun yüzde 85'i ithale dayanır, yüzde 15'i yerli üretimdir ve son zamanlarda bunda bir artış olmaya başlamıştır son yirmi, yirmi beş sene içerisinde. Sağlık sektörümüzde cihaz ve sarf malzeme üreticilerinde, imalatında önemli ölçüde bir artış söz konusu olmuştur. Şu anda yüzde 15'i yerlidir bu sektörün. Bunun da artması lazım. Özellikle yine son zamanlarda biyomedikal mühendisliği daha önce yoktu, biyomedikal mühendisleri mezun olmaya başladılar. Konuyu bilen insanlar. Yavaş yavaş sektör gelişiyor ancak tam bu aşamada, biz, bu kamu-özel iş birliği yoluyla hastane kurulmasını, hastane yapımını ve işletmeciliğini getirdik. Şimdi, kamu-özel iş birliği yoluyla hastane yapımı ve işletmeciliği yine yabancı para gerektiriyor, finansman gerektiriyor. Bu nereden temin edilecek? Bu parayı verebilen kuruluşlar yani bu ihaleleri alan kuruluşlar kendi ülkelerinden bunu getirecekler. Kendi ülkesinden finansman getirecek, kendi ülkesinin, bu finansmana bağlı olarak, cihazlarını getirecek, sarf malzemesini getirecek. Kamu-özel iş birliğinde süre en azından yirmi beş yıl; ihaleleri yirmi beş yıl üzerinden yapıyoruz, yirmi beş yıl, otuz yıl. En az yirmi beş yıl, otuz yıl dışarıdan, dışarıya bağımlı olarak kendi ülkesinden cihazları getirecek, sarf malzemesini getirecek. Bu yüzde 15, yeni yeni palazlanmaya başlayan Türk sağlık sektörü de iyice ölecek, sıkıntıya girecek; hiç altından kalkılamaz, sürekli olarak sağlık harcamalarının arttığı bir alan olacak. Bunu biz Komisyonda görüşürken de, Genel Kurulda da dile getirdik ama "Biz ihale şartnamelerine özel bir hüküm koyacağız, bir kısmının, yerli üretimi teşvik etme amacıyla Türkiye'den temini şartını getireceğiz." dendi ama bu geçerli bir sebep değil, bunu durdurabilecek bir mantık değil. Biz, onun için, verdiğimiz önergeyle, hiç olmazsa, bu kamu-özel iş birliği modeliyle hastane yapımının ve işletmeciliğinin sınırlanmasını getirdik. Bu, çok mantıklıdır. Hiçbir plancı, geleceği planlamak isteyen, görmek isteyen hiç kimse buna "Hayır." diyemez mantıki olarak diye düşünüyoruz çünkü yapılan iş sonuç olarak yanlış. Yani bir taraftan siz sağlık harcamalarını kontrol altına almak, düşürmek istiyorsunuz, doğru, ama öbür taraftan bunun artması için uygulamada her şeyi yapıyorsunuz. Burada bir mantıki çözüm olması lazım. Başlanmış olan ihalelere bir sınırlama gelmesi lazım, bir orta yol bulunması lazım. Bizim önerdiğimiz de budur. Zannediyorum, Hükûmet politikaları için de uygundur, geleceğimiz açısından da uygundur.
Türkiye'nin tasarruf yapabilir bir ülke olması lazım. Bu da planda öngörülen konulardan bir tanesidir. Bu nedenle söz aldım.
Hepinize gecenin bu saatinde saygılar sunuyorum, iyi akşamlar diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)