GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ONUNCU KALKINMA PLANININ (2014-2018) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA SUNULDUĞUNA DAİR BAŞBAKANLIK TEZKERESİ (S. SAYISI: 476)
Yasama Yılı:3
Birleşim:127
Tarih:01.07.2013

AK PARTİ GRUBU ADINA CAHİT BAĞCI (Çorum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Onuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı'nın ikinci bölümü üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, Onuncu Kalkınma Planı küresel ekonomide geleceğe dönük ilişkilerin ve belirsizliklerin sürdüğü, değişim ve dönüşümlerin yaşandığı, yeni dengelerin oluştuğu, gelişmekte olan ülkeler arasında ise güç dengelerinin yeniden şekillendiği bir dönemde tasarlanmıştır. Plan tasarlanırken özellikle istikrarlı ve kapsayıcı bir ekonomik büyüme, hukukun üstünlüğü, bilgi toplumu, uluslararası rekabet gücü, insani gelişmişlik, çevrenin korunması ve kaynakların sürdürülebilir kullanımı gibi unsurları kapsaması da hedeflenmiştir. Ayrıca, ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınma süreci bütüncül ve çok boyutlu bir bakış açısıyla ele alınmış ve insan odaklı kalkınma anlayışı ile toplumun tüm kesimlerinin katkıları alınarak da hazırlanmıştır. Plan metninin oluşturulmasında ise özellikle Türkiye'nin elli yıllık planlama deneyiminden, özel ihtisas komisyon raporlarından, iş dünyası, STK'lar, düşünce kuruluşları, akademik çevreler, kamu ve özel sektör temsilcileri ile yapılan istişare toplantılarından da yararlanılmıştır.

Değerli arkadaşlar, ülkeler gelişme stratejilerini hazırlarken bir taraftan potansiyellerini, bir taraftan insan kaynağının kalitesini, diğer taraftan ise diğer ülkelerin gelişme yönlerini, piyasaların taleplerini, tehditleri, riskleri, fırsatları dikkate almak durumundadırlar. Bu stratejileri doğru bir şekilde ortaya koyarak fırsata dönüştürebilen ülkeler kalkınma süreçlerini başarı ile sürdürmektedirler.

Ülkemizin sanayileşme birikimi, firmaların artan organizasyon, yönetsel becerileri ve dışa açık yapıları, örgütlenme, geliştirme ve değişen üretim ve talep şartlarını fırsata dönüştürme kapasiteleri dikkate alınarak ortaya konulacak programlar, eylem planları ülkemiz ekonomisini yüksek katma değer yaratan kulvara da sokacaktır.

Batı'dan Doğu'ya kayan büyüme ve üretim ekseni gelişmekte olan ülkelerin nüfus ve doğal kaynak avantajlarını teknolojik üretime ve rekabet avantajına dönüştürme yönündeki politikalarıyla orantılı yatırımları belirleyici unsurlar olarak da öne çıkmaktadır.

Diğer taraftan, küresel ekonominin giderek daha fazla bütünleşmesiyle ekonomik ve mali kriz riskleri daha sık gündeme gelmekte, krizler yayılma etkisiyle küresel boyut kazanmakta ve derinleşmektedir. Bu çerçevede, gelişmiş ülkelerin yüksek borç oranları ve bankacılık ve finans yapısındaki sorunlar, küresel mali piyasalardaki daralmalar tasarrufları güçlü ülkelere istikrarlı ve sürdürülebilir bir büyüme avantajı sunmaktadır. Tasarrufların artırılmasıyla yatırımların ve büyümenin finansmanında kullanılmasını sağlayacak, bu şekilde finansmanda dış kaynaklara olan bağımlılık da azalacaktır. Zira, finansmanı zayıf ülkeler finansman piyasaları zayıf, ekonomileri kırılgan ve risk unsuru taşıyan ülkeler sermayenin serbest dolaşımı nedeniyle ani sermaye akımlarından olumsuz yönde etkilenmekte, döviz kurları  ve cari dengeler üzerinde risk oluşturmakta ve ülke ekonomilerinde istikrarsızlığa yol açabilmektedir.

Değerli arkadaşlar, 2014-2018 dönemini kapsayan Onuncu Kalkınma Planı'nın ülkemizin 2023 hedefleri doğrultusunda toplumumuzu yüksek refah seviyesine ulaştırma yönünde önemli bir kilometre taşı olacağına inanıyorum. Nitelikli insan, güçlü toplum, yenilikçi üretim, istikrarlı yüksek büyüme, yaşanabilir mekânlar ve sürdürülebilir çevre ekseninde ortaya konulan amaç, hedef ve politikalar Onuncu Kalkınma Planı'nın gerçekleştirilebilir hedeflerini ve programlarının üretilmesini sağlayacaktır. Özellikle, ortalama 5,5'lik büyüme, 1,3 trilyon dolarlık gayrisafi yurt içi hasıla, kişi başına millî gelirin 16 bin dolar seviyesine çıkarılması, beş yılda 4 milyon kişinin ilave istihdam ve iş gücüne katılma oranının yüzde 51'lerden 54'lere yaklaştırılması, işsizlik oranının 9'lardan 7'lere indirilmesi ve ihracatın 150 milyar dolardan 277 milyar dolara çıkartılması hedeflerinin gerçekleştirilebilir hedefler olduğuna inanıyorum.

Borsa İstanbul'daki şirket sayısının 431'den 606'a çıkması önemli bir hedeftir. Hakeza, KÖYDES, BELDES, SUKAP ve SODES programlarına devam edilmesi önemli sosyal politika araçlarıdır.

100 bin kişiye düşen hekim sayısının 176'dan 193'e çıkarılacak olması da önemsenmelidir.

Plan döneminde, 417 milyar TL'lik kamu yatırımının hedefleniyor olması, Türkiye'nin büyüdüğünün ve gayrisafi yurt içi hasıla içerisindeki yatırımlara ayrılan payın da yüzde 5'lere yaklaştığının bir göstergesidir.

Değerli arkadaşlar, bazı sorun alanlarında yeni düzenlemeler ve iyileştirmeler yapılacak olması da önemli hedefler olarak görülmelidir. Özellikle, hepimizin bildiği, yargı sistemi içerisinde bulunan bilirkişilik müessesesinin gözden geçirilecek olması önemli bir hedeftir.

Millî eğitimde okul türlerinin azaltılacak olması, tüm çocukların, özellikle engellilerin okula erişimini sağlayacak programların var olması, sınıf tekrarının ve okul terkinin azaltılması, yabancı dilin iyi bir şekilde öğrenilmesi yönündeki politikaları önemsiyoruz. Birleştirilmiş sınıf ve ikili eğitim uygulamasının azaltılması önemlidir. Eğitim-iş gücü piyasası arasındaki uyumun artırılarak, okul-işletme ilişkisinin kurulması önemlidir.

Diğer taraftan, yükseköğretim sisteminin de özerklik, ihtisaslaşma, kalite odaklı bir yapıya dönüştürülecek olması önemli bir hedeftir.

YÖK'ün, bugün itibarıyla, gelecekte standart belirleme, planlama ve koordinasyondan sorumlu bir yapıya dönüştürülmesinin hedef olarak konulmuş olması da önemli bir hedeftir. Bu şekilde, yükseköğretimde kalite güvence sisteminin de oluşturulacak olmasını önemsiyoruz.

Yükseköğretim kurumları, sanayiyle iş birliği içinde, teknoloji üretimine önem veren çıktı odaklı bir yapıya dönüştürülmeye de teşvik edilecektir plan döneminde.

30 bin ilave yatak sağlayan şehir hastanelerinin tamamlanması ve 10 bin kişiye düşen yatak sayısının da artmış olması önemli bir hedeftir.

Sermaye birikimi ve sanayileşme süreci hızlandırılacak, yurt içi tasarruflar, üretken yatırımlar, üretim faktörlerinde verimlilik düzeyleri de artırılacaktır.

İthalatta bağımlılık azaltılacak, mutlu, müreffeh, onurlu, özgür, sağlıklı, güvenli, yüksek standartlarda bir yaşam ve sosyal ortam sağlanacaktır.

Tek numara acil çağrı merkezleri önemli bir projedir.

2015-2016 yılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine adaylık için aktif bir çalışma hedeflenmiş olması önemli bir hedeftir.

Toplumdaki farklı kesimlerin bütün yönleriyle kendilerini özgürce ifade ettiği tüm inançlara ve yaşam tarzlarına saygıyı ilke kabul eden bir toplumsal zemin geliştirilmesi ise temel amaçtır.

Kapsayıcı, bütünleyici, çoğulcu bir anayasanın yapılması hedeflenmektedir.

Sosyal yardım ve hizmetlerde aile temelli bir yaklaşım sergilenecektir. Tamamlayıcı sağlık sigortacılığı teşvik edilecektir.

Aile içi iletişim, etkileşim, aile danışmanlığı ve uzlaştırma mekanizmaları geliştirilecektir. Aile ve iş yaşamlarının uyumlaştırılması için esnek çalışma, kreş ve çocuk bakım merkezleri yaygınlaştırılacaktır. Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçelemenin hedef olarak konulması ve ilke olarak benimsenmesi önemli bir durumdur diye belirtmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, geliri kişi başına günlük 4,30 doların altında nüfus oranı 2006'da yüzde 13,3 iken 2013'te bu oran yüzde 2,3'e inmiştir. Plan sonunda yani 2018'de yüzde 1'in altına çekilmesi ve sıfıra yaklaştırılmasını bu kapsamda son derece önemsenmesi gereken bir hedef olarak gördüğümü belirtmek istiyorum.

Yoksul kesimin istihdam edilebilirliğinin artırılması ve üretken duruma geçilmesine yönelik programlar plan döneminde uygulanacaktır.

Bir diğer husus, alt işverenlikle ilgilidir. İşçi haklarını dikkate alacak şekilde yeniden gözden geçirilmiş olmasını önemli bir hedef olarak belirtebiliriz.

Aktif-pasif oranı gene şu anda 1,77'dir, bunun 2'ye çıkarılması hedeflenmektedir.

Sosyal sigorta kapsamındaki nüfusun 2013'te yüzde 77'den 2018 sonunda yüzde 90'a çıkarılması hedeflenmiştir.

Değerli arkadaşlar, gerçekleştirilen reformlar sonucunda güçlü bir finansal yapı oluşmuş ve bu çerçevede bankacılık sektöründe, aktiflerin gayrisafi yurt içi hasılaya oranı 2006'da yüzde 65,9'dan bugün yüzde 96,7'ye çıkmıştır. Kredilerin ise gayrisafi yurt içi hasılaya oranı gene 2006'da yüzde 28,9'dan yüzde 56'ya çıkmıştır ve Türkiye'de, ülkemizde şu anda güçlü bir finansal yapı bulunmaktadır. Kamu yatırımlarına ayrılan kaynaklar ve projelerin tamamlanma süreleri 2006'da beş buçuk yıldan bugün dört yılın altına inmiş ve plan dönemi sonunda daha da aşağılara çekilmesi hedeflenmektedir.

Değerli arkadaşlar, bu planın etkin uygulanması ve hedeflerin yakalanabilmesi için orta vadeli programlar, yıllık programlar, kurumsal strateji planları, bölgesel gelişme ve sektör stratejileri, kalkınma planının hedef, ilke ve politikaları esas alınarak ayrıca hazırlanacaktır. Kalkınma planlarında yer verilen politikaların etkili bir şekilde hayata geçirilebilmesi için kamu kurumlarının orta ve uzun vadeli amaçlarının temel ilke, hedef ve önceliklerinin ve bunlara ulaşmak için izlenecek yöntemler ile kaynak dağılımlarının kalkınma planıyla uyumlu olması önem taşımaktadır.

Kurumsal düzeyde stratejik planlar ile kalkınma planları arasında gerekli bütünlük ve uyumun sağlanabilmesi amacıyla kapsayıcı bir anlayış benimsenerek tüm kurumlara yön verebilecek, öncelikleri belirlemede yardımcı olabilecek bir politika seti de oluşturulmuştur. Plan, karar alma süreçlerinde daha tutarlı ve bilinçli bir şekilde hareket etmenin yanı sıra toplumun bütün kesimlerine hedef sunmaktadır.

Ana misyonu insanların refahını artırmak, hayat standartlarını yükseltmek, temel hak ve özgürlüklerini güçlendirmek, adil, güvenli ve huzurlu bir yaşam ortamını tesis etmek ve kalıcı kılmak olan Onuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı'mızın ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Planın ülkemizin gelişmesine, değişen ve yeni dengelerin kurulduğu dünya düzeninde aktif rol oynayacak rol model ülke konumuna gelmesine ve ekonomimizin yakaladığı istikrarın sürmesine katkı sağlayacağına inanıyorum.

Planın hazırlanmasında emeği geçen herkese, sivil toplum kuruluşlarından akademik çevrelere ve Devlet Planlama Teşkilatımızın, yeni adıyla Kalkınma Bakanlığımızın bütün çalışanlarına teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum, hayırlı olmasını diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)