GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YARGI HİZMETLERİ İLE İLGİLİ OLARAK BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI (S. SAYISI 475)
Yasama Yılı:3
Birleşim:126
Tarih:27.06.2013

MHP GRUBU ADINA FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; üzerinde iyi çalışmamış bir kanun tasarısı görüşmekteyiz ve son dakika müdahaleleriyle, birtakım önergelerle yeni madde ihdası talep edilmektedir. Bu madde ihdası da çok şaşırtıcı bir gerekçeye ve çok şaşırtıcı bir süreye tabi kılınmıştır.

Şimdi, ihdas edilmek istenen maddeyi ben aynen okuyorum: "Danıştay üyesi seçilebilmek için hâkimlik ve savcılık mesleğinde yirmi yıl çalışmış olmak gerekir." Buna tabii "çalışmış olmak gerekir" dediğimiz zaman, yirmi yıl fiilen mi çalışmış, iş günü itibarıyla mı çalışmış, aradaki tatilde, izinde ne olmuş, ne yapılmış, bunları da tartışma konusu yapacaktır. Dolayısıyla, terim açısından "çalışmış olmak" şartı yanlıştır.

İki: Niçin yirmi yıl? Daha önce, Danıştay üyesi seçilebilmek için yasalarımızda hüküm var. Bu hüküm, Yargıtay üyeliğine seçimle birlikte, dengeli ve birbirine paralel olarak sürdürülmektedir.

Şimdi, Yargıtay ve Danıştay üyeliğine seçilebilmek için birinci sınıfa ayrılmış hâkim olmak gerekir, artı, üç yıl da kıdemi olması gerekir. Birinci sınıfa ayrılabilmek için normal şartlar altında on yıl geçer; "artı üç yıl" dediğimiz zaman, on üç yıl neticesinde hâkimlik sınıfından Danıştay ve Yargıtaya üye olarak seçileceklerin süresi bu demektir. Bunun içerisine staj dönemi dâhil değildir.

Niçin bu on üç yıl veya ortalama Yargıtay üyeliğine seçilenlerin yaş grubuna baktığımız zaman on beş yıl hâkimlik yaptıktan sonra, savcılık yaptıktan sonra seçilebiliyorlar? Bunu niçin yirmi yıla çıkarıyoruz? Yirmi yıla çıkardığımız zaman ne oluyor?

Bir: Yargıtay üyesi seçilme şartları ile Danıştay üyesi seçilme şartları arasında fark oluşuyor. Bu farkı niçin yaratıyoruz, ikisi de yüksek mahkeme üyesidir.

İkinci farklılık şurada: Danıştay, tabii sadece hâkimlik ve savcılık mesleğinden seçilen insanların görev yaptığı bir yüksek mahkeme değil. Buraya idare makamlarından da bürokratlardan da üye seçilmektedir. Üyelerin seçilebilmesi için, bürokrasiden üye seçilebilmek için sadece on beş yıllık hizmet gerekmektedir. Bu on beş yıllık hizmetin içerisine memuriyet stajı da dâhildir. Dolayısıyla, Danıştay üyeliğine, hâkim sınıfından seçilecekler ile Yargıtay üyeleri arasında yaratılan fark bu defa Danıştay üyelerinin seçiminde de karşımıza çıkmaktadır. Bir kısmı idari görevlerden seçilen bürokratlar, bunlar on beş yıl görev yaptığı takdirde seçilebiliyor ama hâkimlerin seçilebilmesi için yirmi yıl çalışmış olmaları şeklinde muğlak bir ifade vardır. Dolayısıyla, bu yanlış bir durumdur. Bu, yargıdaki dengeleri bozan, çelişkileri artıran, düzeni bozan bir durumdur. Bu, terimlerle maddeler arasında çelişki yaratan bir durumdur. Bunun bir niyeti olması lazım. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu niyeti bilmiyoruz. Bu niyetin ne olduğunu Sayın Bakanın açıklaması lazım. Niyet halisse elbette ki destek veririz ama şimdiye kadar on beş yıl hâkimlik, savcılık yapmış kişilerin üye seçilebilmesi için yirmi yıla ihtiyaç duyulmasının gerekçesi ne? Bunu Sayın Bakanın açıklaması ve bu ihtiyaca göre bizim de gereğini yapmamız gerekmektedir. Yirmi yıl hâkimlik yapmış kişinin Danıştaydaki hizmet süresi, normal olarak emekli olduğu takdirde, beş yıl daha görev yapacaktır. Demek ki ömrünün son beş yılında Danıştay üyesi olabilmek gibi, tabir yerindeyse, enerjisini tükettikten sonra Danıştaya hâkim seçmenin, üye seçmenin ne anlamı bulunmaktadır? Açıkça ifade etmek gerekirse, biz soruyoruz: Bu bir siyasi operasyon mu? Yargının siyasallaştırılmasında önünüzde bir engel var da o engeli mi kaldırmak istiyorsunuz? Bu, adrese teslim bir yasa maddesi midir? Bu, niçin tasarı hazırlanırken gündeme gelmedi, niçin komisyonlarda gündeme gelmedi de şimdi geliyor son dakika olarak?

Peki, bu duygu ve düşüncelerle yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)