| Konu: | ORTA ASYA VE KAFKASLAR BÖLGESEL BALIKÇILIK VE SU ÜRÜNLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ KOMİSYONU ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 125 |
| Tarih: | 26.06.2013 |
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkanım, birden çok milletvekilimiz aynı soruyu sordular Sayın Alim Işık'la başlayan süreçte, onunla başlayayım. "Cizre bölgesinde PKK Kürt ordusu kuruyor." şeklinde gazetelere yansıyan haberlerden neşet eden, bu çerçevede 4-5 arkadaşımız aynı soruyu sordular. Şimdi şunu çok net şuradan ifade etmek istiyorum: Türkiye'de, Cizre'de olur, Erzurum'da olur, Antalya'da, Sinop'ta olur, hangi bölgesinde olursa olsun, yasalarımızın ihlali anlamına gelen her eylem kanunlarla yetkili olan cumhuriyet savcıları tarafından soruşturulur, cumhuriyet savcılarının talimatıyla kolluk o konularla ilgili araştırmalarını yapar, dosyasını teşekkül ettirir ve gerekli operasyonlarını yapar.
Şimdi, bahsettiğiniz olayla ilgili olarak ilk andan itibaren özel yetkili, Terörle Mücadele Yasası'nın 10'uncu maddesiyle yetkili Diyarbakır Başsavcılığı soruşturma dosyası açmıştır, kolluktan bununla ilgili delilleri talep etmiştir. Molotofkokteyli atarak kamu görevlilerinin araçlarına bunlarla saldıran, yol kesen ve yasaları ihlal eden eylemleri yapanlarla ilgili dosya tamamlanmak üzeredir ve bunun sonuçlarını kısa süre içerisinde görürsünüz. Anlık yapılan bu tür eylemler?
Tekrar ediyorum, Türkiye'nin hangi bölgesinde olursa olsun hiç kimse bu ülkenin yasalarının üstünde değil, bakanı da milletvekili de 76 milyon vatandaşının her bir bireyi de. O açıdan hiç kimse bu konuda bir endişeye kapılmasın, herhangi bir telaşa mahal yok. İlgili görevliler, sorumlular gereken çalışmaları şu anda yapıyorlar.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın Bakan, kolluk kuvvetlerinin önleyici görevi yok mu? Orada saatlerce süren bir suç işleniyor.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Elbette var. Elbette var, bununla ilgili?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Valisi var, emniyet müdürü var, kaymakamı var?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Sayın Şandır, hatırlarsanız üç hafta boyunca devam eden "Gezi olayları" diye İstanbul ve Ankara merkezinde yapılan eylemler sırasında da gördüğümüz ve asla kabul edemeyeceğimiz, devletin kolluk güçlerine karşı yaralamalı, ölümlü saldırılar da cereyan etmiştir. Kamu araçları, kolluk güçlerine ait araçlar, vatandaşlarımıza ait sivil araçlar yakılmıştır, tahrip edilmiştir, iş yerleri tahrip edilmiştir. Şuradan Kızılay'a doğru bir inin, Meclis kavşağından Kızılay'a kadar giderken yol kenarındaki o şeffaf kaldırım camlarının tamamı kırılmıştır. Bütün bunlar bu milletin kaynaklarıdır ama takdir edersiniz ki o kalabalık olaylar esnasında kolluk aynı anda bunların fezlekesini hazırlayıp, delilleri tanzim edip bunu fezlekeye bağlayarak savcıların önüne getirememiştir.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Sayın Bakan, kalabalık falan değil, yol kontrolü yapıyor bunlar. Arabanın plakası da belli, yol kontrolü yapılıyor ya!
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Bir süre sonra, bu dosyalar tekemmül ettikten sonra adliye gerekli işlemleri yapmış, bir kısmı sevk edilmiş, bir kısmı tutuklanmış, bir kısmı da tutuksuz yargılanmak üzere salıverilmiştir.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Cizre'yle ne alakası var?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Onun için şunu çok net ifade ediyorum: Hiç kimsenin yaptığı yanına kâr kalmaz, arkadaşlarımızın endişesine mahal yoktur diye ifade ediyorum.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Bunu takip edeceğiz yalnız.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Elbette takip edeceksiniz, göreviniz bu. Biz de bunun hesabını hem Parlamentoda hem sokakta vatandaşımıza vermek durumundayız.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Yani sizin beyanlarınızı önemsiyoruz.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Bir arkadaşımız bu çözüm sürecine ilişkin olarak yapılan görüşmelerle ilgili bir soru sordu "Hükûmet bu görüntülerin oluşmasına izin mi vermiştir?" diye. Hükûmetin böyle bir izin verme yetkisi de yoktur. Yasalarımızda olmayan bir yetkiyi kullanamayız, Anayasa'mız çok açık, hiç kimse kaynağını Anayasa'dan almayan bir yetkiyi kullanamaz. Bu şekilde, kanunların suç saydığı bir işi serbest bırakma gibi Hükûmetin bir yetkisi de yok, buna dönük bir tasarrufu da olamaz.
Onun ötesinde, Diyarbakır'da toplanan konferans sonunda yapılan açıklamalar? Sayın Yılmaz'ın sorusu, aynı soru yine Sayın Dilek Akagün Yılmaz'ın da sorusu. Bir başka Yılmaz da var, her ikiniz de aynı soruyu sorduğunuz için ifade ediyorum.
Değerli arkadaşlar, biliyorsunuz, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde korunmuş olan hakları korumak üzere birtakım yasalarda değişiklikler yaptık. En son yapmış olduğumuz değişiklikler de şiddet barındırmayan, şiddeti teşvik etmeyen düşünce açıklamalarının suç oluşturmayacağına dair. Bu konferansta katılımcıların görüşlerini beyan etmeleri ve bu görüşler doğrultusunda taleplerde bulunmaları, demokratik taleplerde bulunmaları en tabii haklarıdır. Ancak -parantez açıyorum- o sonuç bildirgesi içerisinde, talepler içerisinde, şiddeti öven, şiddeti teşvik eden, toplumu kaosa, teröre, anarşiye sevk edecek bir talep varsa bunun gereğini ilgili savcılar yapar. Yine tekrar ifade ediyorum, bununla ilgili hiç kimsenin bir telaşa kapılmasına gerek yok. Şu anda, Türkiye, Anayasa'sına ve yasalarına bağlı demokratik bir hukuk devleti. Bu anlamda, kimsenin yaptığı yanına kâr kalmamıştır bundan sonra da kâr kalmayacaktır. Ama, bizim yasalarımızın cevaz verdiği düşünceyi açıklama, görüşünü paylaşma? Şu Parlamentoda siyasi partilerimizin temsilcileri var. Bir milletvekilli arkadaşımız sorusunda şunu sordu: "Siz birkaç gün önce -bir siyasi partinin demedide- bir örgütün destekçileriyle bir görüşme yaptınız." Benim görüşme yaptığım kişiler bu Parlamentoda temsil edilen milletvekilleridir, bir siyasi partinin yetkilileridir, eş başkanlarıdır, grup başkan vekilleridir.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Sayın Başbakan diyor ya, Sayın Başbakanın Şemdinli açıklamasını hatırlayın Sayın Bakan.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Dolayısıyla, ben, Hükûmetin bir üyesi olarak, bu Parlamentoda görev yapan her milletvekiliyle görüşürüm.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Parlamentoda görev yapan milletvekiline Sayın Başbakan söylemedi mi aynı ifadeyi?
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Siz, Sayın Başbakanın söylemi üzerine mi iş yapıyorsunuz?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Her siyasi parti temsilcisiyle görüşürüm, onların demokratik taleplerini dinlerim. Bu demokratik talepler içerisinde karşılayabileceklerimiz varsa bunları karşılayabilmek için de elimizden geleni yaparız.
Türkiye 1950 yılından bu yana Avrupa Konseyinin kurucu üyesidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yargılama yetkisini tanımıştır. İnsan Hakları Sözleşmesi'nin altında imzası vardır Türkiye'nin. İnsan Hakları Sözleşmesi'nden kaynaklı hakları talep edenler için "Niçin bu hakları talep ettiniz?" diye sorulmaz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin içtihatlarının gereğini yerine getirmek isteyenlerin bu talepleri için "Bunları niye dile getirdiniz?" de denilmez.
Yine, sorulan sorular içerisinde: "BDP'nin sizden talepte bulunduğu 25 madde içerisinde ne var?" Barış ve Demokrasi Partisinin bize getirmiş olduğu kendi önerileri içerisinde Terörle Mücadele Yasası'nın bazı maddelerinin, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nun bazı maddelerinin, Siyasi Partiler Yasası'nın bazı maddelerinin değiştirilmesi yönünde talepleri vardır. Bu ülkede biz yıllardan bu yana şunu söylemiyor muyuz: Demokratik siyaset zemininde bunları konuşalım ve siyaset zemininde üzerinde mutabık kalabileceğimiz konularda mesafe katedelim. Yaptığımız şey budur.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Neden açıklanmıyor Sayın Bakan, biz bunu soruyoruz size. Niye kamuoyuna açıklanmıyor?
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Bütün basında yazıyor, okumadınız mı siz?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Bir siyasi partinin temsilcileri Hükûmetin bir üyesine bu yönde taleplerini getirmiş, ortaya koymuş. Ne yapması gerekiyor Hükûmet mensuplarının? Bu talepleri alır, kendi parti programına uyuyorsa, kendi siyaset yapma anlayışına, Türkiye'nin gelecek vizyonu içerisinde öngördüğü tabloda bu taleplerin yeri varsa ortak bulduğumuz zeminde bunları karşılamak siyasetin görevidir, Parlamentonun görevidir. Ben böyle inanıyorum, siyaset anlayışımız budur.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Peki, Sayın Bakan, bunlar neden açıklanmıyor? Neden kapalı kapılar ardında görüşülüyor?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Müsaade ederseniz? Siz soru sorarken ben dinledim ama benim cevap vermeme bile tahammül göstermiyorsunuz.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Sadece açıklanmasını istiyoruz.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Dolayısıyla değerli arkadaşlar, Anayasa'mızda ve yasalarımızda taahhüt etmiş olduğumuz, varmak istediğimiz hedeflere dönük, siyaset kurumundan ya da STK'lardan, sivil toplumdan gelecek taleplerin başımızın üzerinde yeri vardır. Herkes düşüncesini barışçıl yöntemlerle ifade edebilir.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Anayasa'ya aykırı işler de var mı bunun içinde?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Ama bu talepler içerisinden hangilerinin hayata geçeceği konusu Parlamentonun takdirindedir. Sadece siyasi iktidarın buna karar verme imkânı da yoktur, yetkisi de yoktur. Onun için, bu talepler gelir, bu taleplerden uygun gördüklerimizi, altına imza koyabileceklerimizi huzurlarınıza getiririz. Yüce Parlamento kabul ederse hayata geçer, kabul etmezse geçmez. Demokratik siyasetin anlamı da bu olsa gerek.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.