| Konu: | CHP GRUBUNUN, MERSİN MİLLETVEKİLİ AYTUĞ ATICI VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN SPORCULARIMIZI DOPİNG YAPMAYA İTEN NEDENLERİN ARAŞTIRILMASI VE DOPİNGİ ÖNLEMEYE YÖNELİK GEREKLİ ÇALIŞMALARIN YAPILABİLMESİ AMACIYLA 25/6/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 25 HAZİRAN 2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNARAK GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 124 |
| Tarih: | 25.06.2013 |
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisinin aleyhinde söz aldım. Bu vesileyle Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Biraz önce Cumhuriyet Halk Partili milletvekilimiz, doktor olarak tanıdığımız milletvekilimiz birtakım psikolojik sorunlardan bahsederek birtakım yakıştırmalar yapmaya çalıştı. Daha önce de bu kürsünden benzer ifadeler kullanmıştı. Biz de hukuk fakültesinde okurken kriminoloji dersi okuduk -avukat olan, hukukçu olan arkadaşlarımız bilir- kriminoloji bilimine göre, tüm saldırgan davranışların altında hayal kırıklığı doğuran bir durum yatmaktadır. Yani, hocalarımız bize kriminoloji dersinde "Saldırganlığın nedenlerinden en önemlisi, altında mutlaka bir hayal kırıklığı vardır." diye öğretmişlerdi.
Şimdi ben soruyorum buradan: Cumhuriyet Halk Partisinin içinde bulunduğu bu saldırgan durum acaba hangi hayal kırıklığından kaynaklanmaktadır? On bir yıldır başarıyla devam eden AK PARTİ iktidarı mıdır ya da Cumhuriyet Halk Partisinin altmış yıldır iktidar olamaması mıdır? Burada, sporda dopingle ilgili bir önerge vereceksiniz, ardından farklı değerlendirmelerde bulunacaksınız.
Bizim AK PARTİ'li milletvekillerimizin sporda dopingle ilgili verdiği önergenin arkasındayız. Ancak, bugün Meclisin gündeminde yargıyı ilgilendiren, adalet mensuplarını ilgilendiren adli tatil düzenlemesi var. Ayrıca, yine Devlet Memurları Kanunu'yla ilgili, sözleşmeli personelin kadroya alınmasıyla ilgili yasal düzenlemeler var. Meclis tatile girmeden önce bunların da çıkması gerekiyor.
Evet, doping önemli. Doping sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada sporcuları, sporu tehdit eden önemli bir konu. Performans artışı sağlamak için dışarıdan alınan veya sporcunun vücudunda bulunan bir maddenin normal düzenin üzerine çıkarılmasını sağlayan yöntemlerin kullanılması, sporcu sağlığına zararlı ve hakça yarışmayı engelleyen bir husustur. Bu nedenle, dopingle mücadelede Avrupa Birliği içerisinde yasa dışı doping ilaçlarının ticaretinin aynen uyuşturucu ticareti gibi algılanmasına yönelik çalışmalar dikkat çekicidir. Ülkemizde de alınması gereken önlemlerin başında, genç sporcuların doping maddeleri, bu maddeleri içerebilecek reçeteli ilaçlar ve tüm bunların doğurabilecekleri sağlık sorunları konusunda bilgilendirilmesi ve eğitilmesi gerekmektedir. Dopingle mücadele kapsamında sporcuların doping yapmasını önlemek, sporcuları dopingin zararlı etkileri konusunda bilgilendirmek, sporcu beslenmesi ve dopingle mücadelenin yaygınlaştırılması için Gençlik ve Spor Bakanlığı yeni adımlar atmıştır. Ulusal Gençlik ve Spor Politikası Belgesi'nde de dopingle mücadelenin yaygınlaştırılması için Gençlik ve Spor Bakanlığı yeni adımlar atmıştır. Ulusal Gençlik ve Spor Politikası Belgesi'nde de dopingle mücadele için önemli hedefler konulmuştur.
Profesyonel bir sporcunun doping maddesini bilerek alması kabul edilemez. Bu, spor ahlakıyla da bağdaşmaz. Mustafa Kemal Atatürk'ün "Ben sporcunun zeki, çevik, aynı zamanda ahlaklısını severim." sözü aslında her şeyi özetlemektedir.
Sporcuların sağlık nedeniyle aldıkları bazı ilaçların da kontrollerde doping gibi değerlendirildiği de görülebilmektedir. Bu duruma düşmemek için de sporcuların ilaçlar konusunda bilgilendirilmesi ve bütün ilaçların doktor kontrolünde alınması gerekir. Bu tedbirler noktasında sporcularımızın, antrenörlerin ve kulüplerinin dikkatli olması gerekir. Dopingin önlenmesi amacıyla doping yapan sporculara, antrenörlerine, hatta kulüplerine de yaptırımlar getiren yeni yasal düzenleme çalışmaları da sürmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; on buçuk yıldan bu yana devam eden AK PARTİ iktidarında her alanda olduğu gibi gençlik ve spor alanında da önemli ilerlemeler sağlanmıştır. Türkiye, büyüyen ekonomisi, güçlü demokrasisi, uluslararası alanda artan etkinliği ve dinamik, genç nüfusuyla daha büyük, daha müreffeh ve daha güçlü bir devlet ve toplum olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. Sporun sağlıklı nesillerin yetişmesinde, halk sağlığının korunmasında, ekonominin gelişmesinde, toplumsal barışın tesis edilmesinde ve sosyal uyumun geliştirilmesinde çok önemli bir yere sahip olduğuna inandığımız için spora, sporcuya ve spor tesislerine büyük önem veriyoruz. Bu anlamda, Gençlik ve Spor Bakanlığının kurulması bile AK PARTİ iktidarlarının gençlik ve spora ne kadar büyük önem verdiğinin açıkça göstergesidir.
20 yaşından küçük gençlerimiz AK PARTİ iktidarından önceki durumu hatırlamıyor diye son yıllardaki gelişmeleri görmezden gelip konuşmak doğru değildir. Gençlere ve spora çok büyük önem verdiğimizi gençlerimiz ve sporcularımız bilmektedir. Amatör sporun geliştirilmesi için verilen destekler ortadadır, açılan gençlik merkezleri, inşaatları devam eden gençlik merkezleri ortadadır. Türkiye öyle bir kısım siyasetçilerin ve bazı ulusal ve uluslararası medyanın göstermek istediği gibi bir Türkiye değil. Türkiye, 2020 Olimpiyatları'na adaylığı ile dünyanın en büyük spor organizasyonunu İstanbul'a getirmek için çalışan bir ülkedir ve bu kapsamda İstanbul'a 25'i yeni olmak üzere 36 tesis kazandırmak için kolları sıvayan bir ülkedir.
Değerli milletvekilleri; AK PARTİ'nin on buçuk yıldan bu yana Türkiye'yi geriye götürdüğünü söyleyenler hiç de inandırıcı değiller. Eğer Türkiye söyledikleri gibi olsaydı 23'üncü Dünya Üniversite Yaz Oyunları'nın, Universiade'ın 2005 yılında İzmir'de yapılamasını sağlayabilir miydi? Türkiye on yılda 6 kez Formula 1 organizasyonlarını İstanbul'da yapabilir miydi? Türkiye, 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası'nı gerçekleştirebilir miydi? Eğer Türkiye bazı siyasetçilerin dünyaya şikâyet ettiği gibi bir Türkiye olsaydı, 2010 yılında Büyükler Halter Şampiyonası'nı Antalya'da, Avrupa Yol Bisikleti Şampiyonası'nı Ankara'da, Dünya Deniz Küreği Şampiyonası'nı İstanbul'da, Dünya Bilardo Şampiyonası'nı Antalya'da, Dünya Atıcılık Kupası finalini İzmir'de gerçekleştirebilir miydi? 2011 yılında Dünya Universiade Kış Oyunlarını Erzurum'da, Avrupa Gençlik Olimpik Oyunlarını Trabzon'da, Dünya Güreş Şampiyonası'nı İstanbul'da gerçekleştirebilir miydi? 2012 Dünya Salon Atletizm Şampiyonası'nı İstanbul'da gerçekleştirebilir miydi? Doksan yıllık cumhuriyet tarihimizin hangi on yıllık dönemine bu kadar uluslararası dev organizasyon sığdırılabilmiştir? Eğer Türkiye bugün bazı çevrelerce gösterilmek istendiği gibi bir Türkiye olsaydı bu dev organizasyonlar Türkiye'ye verilmezdi. Verilse bile, on yıl önce memuruna, işçisine, emeklisine maaş ödeyebilmek için 1 milyar dolar IMF borcuna muhtaç olan bir ülke, bu dev organizasyonların altından kalkamazdı. Ekonomik kriz nedeniyle Yunanistan'ın yapamadığı Akdeniz Oyunlarını Akdeniz havzasında başarabilecek ülke olarak Türkiye'nin görülmesinden ve bunu başarıyla gerçekleştiriyor olmasından hepimizin gurur duyması lazım.
Türkiye'nin her alandaki istatistiklerini olumlu yönde değiştiren bir iktidar var. Ekonomide ülkemizi nasıl 4 kat büyütmüşsek bu büyüme ve gelişmeyi her alanda gerçekleştirdik. Sporu da ihmal etmedik, dünyanın gelişmiş ülkelerini kıskandıracak ilerlemeler sağladık. 2002 yılında 278 bin olan lisanslı sporcu sayısı bugün 3 milyona ulaştı; spor kulübü sayısı 6 binden 11 bine çıktı; uluslararası müsabakalarda kazanılan madalya sayısı 2002 yılında 1.481 iken bu başarı 2012 yılında 2.868'e ulaştı. Spor tesisleri için ayrılan kaynak 2002 yılında 62 milyon lira iken -bakınız, 2002'de spor tesisleri için ayrılan kaynak 62 milyon lira- bugün 6 kattan fazla arttırıyoruz, 390 milyon lira. Gençlik Spor Genel Müdürlüğü bütçesi, AK PARTİ'den önce ne kadardı biliyor musunuz? Sadece, 193 milyon lira. Şimdi ne kadar? 1 milyar lira. 5 kat yükselttik. Gençlik merkezi sayısını 175'e çıkardık, nüfusu 10 binin üzerinde olan her ilçeye bir kapalı spor salonu projesini başlattık. 2003-2013 arasında 200 civarında spor tesisini sıfırdan tamamlayarak halkımızın hizmetine sunduk. Ülke çapında 28 adet olimpik havuz inşa ettik, yüzme havuzu olmayan il kalmasın diye çalışıyoruz. Gelmiş geçmiş iktidarlar arasında gençlere en fazla değeri biz verdik. Sadece, gençlerin seçilme yaşını 30'dan 25'e indirmekle kalmadık, her ile üniversite açarak, yurtlar yaparak gençlerimizin yüksek tahsil yapmalarını kolaylaştırdık. AK PARTİ'den önce üniversite öğrencilerine 45 lira üniversite bursu layık görülüyordu, bu rakamı bugün 280 liraya biz çıkardık. Bizler gençlerimizi geleceğimiz olarak görüyoruz, onların illegal oluşumlar içerisine girerek hem kendilerine hem de ailelerine zarar vermelerini istemiyoruz; vatana ve millete hayırlı birer evlat olarak yetişmelerini ve cumhuriyetimizin 100'üncü kuruluş yıl dönümünde ülkemizi dünyanın en büyük 10 ülkesinden biri yapmalarının yolunu açıyoruz, gençlere değer veriyoruz.
Sporda dopingle ilgili, AK PARTİ'li milletvekillerinin de araştırma önergesi Meclis gündemindedir. Meclis gündemimizde yargı, adaleti ilgilendiren, adli yargıyla ilgili konunun?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YILMAZ TUNÇ (Devamla) -?bugün ve yarın yasalaşması gerekiyor. O nedenle, CHP Grup önerisinin gündeme alınmamasını talep ediyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)