| Konu: | MHP GRUBUNUN, TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ GÜNDEMİNİN "GENEL GÖRÜŞME VE MECLİS ARAŞTIRMASI YAPILMASINA DAİR ÖNGÖRÜŞMELER" KISMINDA YER ALAN MERSİN MİLLETVEKİLİ MEHMET ŞANDIR VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN KAMUDA ÇALIŞAN TAŞERON İŞÇİLERİN SORUNLARININ ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ (10/185); KAHRAMANMARAŞ MİLLETVEKİLİ MESUT DEDEOĞLU VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN 5/11/2012 TARİH 6558 SAYI İLE VE MERSİN MİLLETVEKİLİ ALİ ÖZ VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN 10/4/2013 TARİH 11604 SAYI İLE TAŞERON İŞÇİLERİN SORUNLARININ ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ; ELÂZIĞ MİLLETVEKİLİ ENVER ERDEM VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN 19/2/2013 TARİH 9766 SAYI İLE KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDE ÇALIŞAN TAŞERON İŞÇİLERİN SORUNLARININ ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİNİN, GENEL KURULUN 25 HAZİRAN 2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNARAK GÖRÜŞME-LERİNİN AYNI TARİHLİ B |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 124 |
| Tarih: | 25.06.2013 |
ALİM IŞIK (Kütahya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubu milletvekilleri Sayın Mesut Dedeoğlu ve arkadaşları, Sayın Enver Erdem ve arkadaşları ve Sayın Ali Öz ve arkadaşları tarafından 2010, 2011, 2012 ve 2013 yıllarında verilmiş olan kamuda çalışan taşeron işçilerinin sorunlarının araştırılarak gerekli önlemlerin alınması amacıyla birer Meclis araştırması açılması talebinin bugün Yüce Meclisin gündemine alınması yönündeki grup önerimiz üzerinde söz aldım. Bu vesileyle yüce Meclisin siz değerli üyelerini ve bizleri televizyonları başında izleyen değerli vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bahsettiğimiz konu, bugün sayıları yaklaşık 2 milyon dolayında olan ve hakları doğrudan gasbedilen vatandaşlarımızla ilgili bir konudur. Bugün Türkiye Cumhuriyeti devletinde kadrolu olarak çalışan memur sayısı da yaklaşık bu kadardır yani kadrolu memur sayılarına eş değer diyebileceğimiz sayıda bir kitlenin sorunlarının Meclis gündemine alınarak detaylı bir şekilde araştırılıp çözüm önerilerinin getirilmesi talebiyle verdiğimiz önergeler üzerinde konuşuyoruz.
"Nedir bu insanların sorunları da Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu kadar bir önem atfediyorsunuz?" diye düşünüyor olabilirsiniz. Her ne kadar Hükûmetin gündemi çok farklı olsa da milletimizin gündeminde çok önemli bir konudur. Çünkü bu, taşeron işçilerinin devlet kurumlarından bir üst yüklenici tarafından alınan herhangi bir ihalenin daha sonra uygulama aşamasında alt yüklenicilere devri ve bu alt yükleniciler tarafından çalıştırılan işçilerin sorunlarıyla beraber doğrudan kamu kurum ve kuruluşlarında yine hizmet alımı yöntemiyle bazı işlerin, örneğin temizlik, lokanta, güvenlik, hatta laboratuvarda hemşirelik, teknisyenlik gibi birçok işin yaptırıldığı ama hiçbir imza yetkilerinin bulunmadığı, çalıştıkları zaman herhangi bir nedenle hastaneye bir gün bile gitmek zorunda kalsalar yevmiyelerinin kesildiği, herhangi bir iş kazasında kendilerine bir şey olsa bile söz konusu firmaya zarar verdiği gerekçesiyle yevmiyelerinin kesildiği, ayrıca farklı paraların istendiği, daha da önemlisi yıl sonu bir yıllık kıdem tazminatı birikmeden önce, yılı dolmadan birkaç hafta önce iş akitleri feshedilerek her an işten çıkarılmaya hazır, âdeta "Ne gün işime son verilecek?" endişesiyle evinde rahat uyuyamayan insanların sorunu bu sorun.
Değerli milletvekilleri, size sadece örnek olarak, ismini vermeden, bu tür işçilerden bir yıl çalışmış, dönemin sonunda firma değişmiş veya aynı firma işi tekrar almış. İşçileri tekrar işe almak istediği zaman "Sana vereceğim kıdem tazminatını ola ki devlet benden almak isterse benim bunu biriktirecek kârım yok. Dolayısıyla, bu parayı sen bana vereceksin, ben de sana vereceğim. Onun için, bu para karşılığında senden karşılıksız senet alırım." diyen ve senedi alan firma örneklerinden bir ikisini göstereceğim, isim vermeyeceğim.
Bakınız, bu, taşeron işçisinden tekrar işe almak üzere alınmış 2 bin TL'lik bir senet, açığa senet. Adı var, T.C. kimliği var, imzası var; hangi firmaya verildiği, ne zaman ödeneceği yok değerli milletvekilleri. İstediği zaman bunu alacak. Altında 2.500 TL'lik bir senet, arkasında 2.500 TL'lik bir senet, arkasında 2.500 TL'lik bir senet, arkasında 2 bin TL'lik bir senet. Bunun sayıları binleri buluyor. Her firmanın uyguladığı örneklerden birisi bu. Bunu vermezse işe giremiyor, verirse, eğer herhangi bir nedenle söz konusu işçi bu kanuni hakkını resmî makamlar nezdinde aramak yoluna giderse önce bunu verecek, hemen önüne dayıyorlar, ertesi gün zaten işten alınıyor. En önemli sorunlardan birisi, bu kıdem tazminatı sorunudur. Bu insanların bu sorunu, mutlaka bu yüce Meclis tarafından çözülmelidir.
İkinci ve diğer bir önemli sorun: Değerli milletvekilleri, bu taşeron şirketleri, aldıkları işçileri kendi işlerine yarayan işçiler arasından seçemiyorlar. Bu taşeron şirketlerine ihaleyi alır almaz bir liste veriliyor, "Bu şirkete bunları alacaksın." deniyor. Bir kişi dahi alma hakları yok bu şirketlerin. O bölgedeki Adalet ve Kalkınma Partisi il ya da ilçe teşkilatlarının hazırladığı listeyle çalışmak zorunda. Bu listeyle o işe giren işçi âdeta patron gibi davranıyor çünkü arkasında bir koca Hükûmet var. "Ben iktidar partisine oy verdim çünkü bu oyu verirken bana vaatte bulundular; ailemle beraber gittim, teşkilata üye oldum, Kur'an-ı Kerim'e de el bastırıldım, oyu verdim ve bu oy karşılığında işe girdim. Benim arkamda Recep Tayyip Erdoğan var." diyor. Bunu diyenlerin ne kadar çok olduğunu sizler de kendi illerinizdeki değişik örneklerde görüyorsunuz. Dolayısıyla, arkasında Hükûmet güvencesi olan bu işçi işini yapmıyor. Oradaki taşeron şirketinin sahibi bu işçiden bu kadar verim de alamıyor. Bu ayrı bir konu.
Peki, o zaman ne yapması lazım taşeron şirketin? Ya ikiüç ay bunu çalıştırıp maaşını geç ödeyecek veya zor işleri de deneyerek? O zaman da parti kararıyla giren bu çok torpilli işçi diyor ki: "Ben bu işi, kusura bakmayın, bu şartlarda yapamam, paramı ver veya başka bir yere gidiyorum." Çıkardığı zaman bu defa ailesine diyor ki taşeron şirketi: "Bak, senin oğlanı işe aldım, ben artık sözümde durdum ama senin oğlan bizim işi beğenmedi, çıktı." Bu iki ay, üç ay sonra oluyor. Hemen yerine, başka söz verilmiş başka bir ailenin çocuğu giriyor, aynı hikâye üç ay devam ediyor. Bir yılda bir işe 4-5 kişi alınıp çıkartılarak sözde, iktidar partisi memleketin çocuklarına iş buluyor ama memleketin çocukları bu işi beğenmiyor oluyor. Bunun önüne geçmek zorundayız. Bugün sayıları 2 milyona ulaşan -1,7 milyon kişi, resmî, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının verileriyle kamuda doğrudan çalışanlar, ayrıca özel sektörde çalışanları eklersek 2 milyondan fazla- kişinin de yaşadığı çok önemli sorunlardan birisi. Bu açığa senetlerin her şirkette olduğunu herkes biliyor.
Diğer taraftan, taşeron işçiler İş Güvenliği Kanunu nedeniyle bazı haklarını aramaya kalkarlarsa kapı dışına konma ve işten çıkarılma tehdidiyle her an karşı karşıyalar ve maalesef, bu yüce Meclis, gündemine aldığı İş Güvenliği Kanunu'ndaki buna yönelik bir düzenlemenin şimdi iki üç yıl daha geriye ötelenmesiyle ilgili karar verme aşamasında.
Değerli milletvekilleri, kimse birbirini kandırmasın, bu sorunu çözeceksek burada çözeceğiz. "Seçim dönemine giriyoruz, seçimleri atlatalım, ondan sonra Allah kerim." diyecek anlayış daha devam ederse çok iş kazaları yaşarız, çok insanın canına kıyarız ve bunun karşılığında da hiç kimse sorumlu olmaz.
Değerli milletvekilleri, özellikle çalışan bu taşeron işçilerinin izin hakkı yok, tatil hakkı yok, sendika hakkı yok; diğer taraftan, prim, ikramiye ve benzeri sosyal haklarının hiçbiri yok. Sekiz saat çalıştırılmak üzere alınan bu işçiler on-on iki saat çalışıyor ama aldıkları para asgari ücret veya üzerinde bir para fakat bunun da yarısını ya şirketin verdiği bankamatik kartıyla kendi çekip ertesi gün muhasebeye geri verecek ya da bankamatik kartları toplanıyor, şirketin muhasebecisi veya görevli birisi tarafından bankaya parası yatar yatmaz çekilip şirkete ve şirketle beraber olan diğer iktidar partisi yöneticileri arasında paylaştırılacak kadar, terörist olsa belki bu kadar acımayacak, sıkıntı duymayacak bir konuyla muhatap olan işçiler bunlar.