| Konu: | ÖDEME VE MENKUL KIYMET MUTABAKAT SİSTEMLERİ, ÖDEME HİZMETLERİ VE ELEKTRONİK PARA KURULUŞLARI HAKKINDA KANUN TASARISI (S. SAYISI: 473) |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 123 |
| Tarih: | 20.06.2013 |
ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 473 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 40'ıncı maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge hakkında söz aldım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Önergemiz, bu maddede yer alan BDDK Yönetim Kurulu üyelerinin sayılarının artırılmasıyla ilgili düzenlemenin madde metninden çıkartılmasını öngörmektedir. 3 olan sayının 5'e çıkartılmasının bir gerekçesi olması lazım. Bugüne kadar, BDDK, acaba bu 3 kişiyle bu bankaları denetlemekte ne tür sıkıntılar çekti, neden bu ihtiyaç doğdu, bununla ilgili ciddi bir açıklamanın olmadığı bilinmektedir. Anlaşılan odur ki Hükûmetin giderayak yine birkaç yandaşa ve buna bağlı olarak birkaç koltuğa ihtiyacı bulunmaktadır, bu düzenleme bu nedenle vicdanları sızlatmaktadır. Bu önergenin bu anlamda makul bir önerge olduğunu düşünüyorum.
Diğer taraftan, Sayın Bakan tabii daha önce bu konuda vermiş olduğumuz soru önergelerini ciddiyetle cevaplayan birisi, kendisine teşekkür ediyorum. Merkez Bankasının bugüne kadar yapmış olduğu para basım işlemlerinde, bugün hâlâ Türkiye'de ekonominin çevrilmesinde kullanılan toplam para arzının 60 milyar TL üzerinde olduğunu bildirmiştir, hatta bunların banknot ve madenî para olarak dağılımları da ayrı ayrı dökümlü bir şekilde verildi. Ancak, aynı şekilde, Sayın Bakanın ifadeleriyle bu parayla döndürülen ekonomik büyüklüğün de mevcut para miktarının 15 katından fazla olduğu yani 900 milyar TL'lik bir borç stokuyla bu ekonominin döndürülmeye çalışıldığı da resmî kayıtlarda ifade edilmektedir.
Şimdi, bu, özellikle son dönemde esnafın, emeklinin, genç işsizlerin giderek arttığı ve her geçen gün sıkıntıların daha da büyüdüğü bir dönemde ekonomiye kaynak yaratma çalışmalarından birisi olan bu kanun tasarısında da beklentimiz hiç olmazsa kara paranın veya bu kara para oluşumuna yönelik faaliyetlerin kontrol altına alınabilmesidir. Ancak, düzenlemelerde bunu garantileyecek bir hükmün yer almadığı da maalesef tasarının eksikliklerinden birisidir.
Özellikle son dönemde Türkiye genelinde meydana gelen sosyal olaylarla ilgilenen kamuoyu bu süreçte? Doğu ve güneydoğu illerinde, yaklaşık 20'ye yakın ilde KCK'nın resmen haraç kestiği ve vergi topladığı iddiaları maalesef Hükûmet tarafından bugüne kadar cevaplandırılamamıştır. Bu vergi toplama işini, Hükûmetin tüm olaylara polis gücüyle müdahale etmesine rağmen eğer o bölgede bir paralel yapılanma elini kolunu sallaya sallaya gerçekleştirebiliyor ise bu ülkenin ekonomisinden bu ülkenin normal vatandaşlarının endişe etmesi son derece haklıdır ve yerindedir.
Sayın Bakan, özellikle bu KCK'nın güneydoğuda topladığı haraç işini bir açıklamanız lazım. Bugüne kadar Hükûmetiniz bu konunun engellenmesiyle ilgili hangi tedbirleri aldı? Bu amaçla hangi şirketler hakkında nasıl bir işlem yürüttü ve ne sonuçlara ulaştı? Hangi şirketler bugüne kadar PKK'ya haraç olarak veya vergi olarak, bilerek ya da bilmeyerek ülkenin kaynaklarından ne kadar aktardı? Bununla ilgili kontrolü nasıl sağladınız, şimdiye kadar ne yaptınız?
Özellikle bir kez daha duyuruyorum: Yüksekova'daki Esendere Sınır Kapısı'nda bu devletin resmî müfettişlerinin raporlarına rağmen, bu raporlar ilgili bakanlıklara ve Başbakanlığa iletilmiş olmasına rağmen, orada PKK terör örgütü tarafından şirketlerden kesilen haraçların miktarının oldukça büyüdüğü -hatta medyaya da yansıdı- 400 milyon doların üzerinde bir haksız kazanç elde edildiği iddiaları ve müfettiş raporlarında bu sınır kapısının geçici olarak kapatılması gerektiği defalarca Hükûmetinize bildirilmesine rağmen, son üç yıldır bu konuda hiçbir gelişmenin olmamış olmasını da esefle karşıladığımı ifade ediyorum, bir kez daha bu konuyu size de hatırlatmayı görev biliyorum.