GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ÖDEME VE MENKUL KIYMET MUTABAKAT SİSTEMLERİ, ÖDEME HİZMETLERİ VE ELEKTRONİK PARA KURULUŞLARI HAKKINDA KANUN TASARISI (S. SAYISI: 473)
Yasama Yılı:3
Birleşim:122
Tarih:19.06.2013

İLKNUR DENİZLİ (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 473 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın tümü üzerine şahsım adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.

Değerli arkadaşlar, küresel finansal krizin başlangıcından bu yana yaklaşık beş buçuk yıl geçmesine rağmen, dünya ekonomisinde istikrar hâlâ yakalanamamıştır. Beklenmedik bir türbülansın görece zayıf ekonomileri hırpalaması ve bunun krizin etkilerinden kurtulmaya çalışan ülkeleri olumsuz etkilemesi riski ortada durmaktadır. Gelişmiş ekonomilerde zayıf büyüme ve yüksek işsizlik ortamı hâlâ etkisini sürdürmektedir. Bu ülkelerin dünya ekonomisi içindeki nispi önemi hesaba katıldığında bu sorunların küresel görünümü ne yönde etkileyebileceğini de tahmin etmek zor değildir. Dünya ekonomisinin yaklaşık yüzde 20'sini oluşturan Amerika Birleşik Devletleri'nde, iyileşmeye rağmen, büyüme hâlâ potansiyelin altında seyretmektedir. Yine, dünya ekonomisinin yüzde 19'unu oluşturan avro bölgesinde de krizin ortaya çıkardığı bazı ciddi sorunlar hâlâ sürüyor.

Gelişmiş ülkelerdeki sorunlar gelişmekte olan ülkeleri de ticaret, finansman, beklentiler kanalıyla olumsuz yönde etkilemekte çünkü ekonomik krizleri tetikleyen ve sonrasında besleyen süreçler iktisadi ve ticari aktörlerin psikolojik durumlarıdır. Genel kabul görmüş rahatlık ve geleceğe umutla bakma duygusu hâlâ yaygınlaşmamış durumda.

Dünya ekonomisinin bu belirsiz ve bir miktar da olumsuz beklentiler içeren yorgun resminin içinde ışığı sönmemiş, canlı ve zinde bir ülke var; Türkiye. Türkiye ekonomisi 2010 yılında yüzde 9, 2011'in ilk yarısında yüzde 10,2'lik büyüme oranıyla dünyanın en hızlı büyüyen, gelişen ülkeleri arasında yerini almıştır. Birçok ülke henüz kriz öncesi gayrisafi millî yurt içi hasıla rakamlarına ulaşamamışken, Türkiye ekonomisi kriz öncesi seviyesini 2011 Haziranı sonu itibarıyla sabit fiyatlarda yüzde 9 oranında aşmıştır. Bu büyümenin en önemli kaynakları özel tüketim ve sabit sermaye yatırımları olmuştur.

"Bu başarıdaki temel faktör nedir?" diye sorarsanız, bu, istikrar adına atılan adımlardır, mali disiplin ve psikolojik direnç açısından başarıyla yöneten bir kadronun eseridir.

Taviz verilmeyen bütçe disiplinimizin en önemli ve insanımız için en gurur verici sonuçları elbette ki faiz giderleriyle ilgili olarak gerçekleşmiştir. Faiz giderlerinde 2002 yılı toplam bütçe giderleri içindeki pay yüzde 44,7'dir yani toplam bütçemizin neredeyse yarısı. Bu oran 2012 yılında yüzde 14,3 olmuştur, 2013 hedefi yüzde 13. Yine, sosyal amaçlı harcamalar için ayrılan pay 2012'de yüzde 15 iken 2013 bütçesinde yüzde 28'dir. On buçuk yıllık ekonomi yönetimi bu faiz oranlarıyla ilgili hiçbir şey yapmasa ve 2002 yılındaki oran korunsaydı ne olurdu? Bu rakam tamı tamına 642 milyar liradır. Bu tutar, para değerimizin eski ifadesiyle, 642 katrilyon liradır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; elde edilen bu başarının arkasında en önemli kuvvet zamanın ruhunu iyi ve doğru okumaktır. Bir taraftan değişime açık olma, diğer taraftan değişimin taraflarının belli evrensel kurallar üzerinden yürütülmesi ve doğru siyasetle ilkelendirilmesidir.

Çağımızda hiç durmadan, hiç dinlenmeden yürüyen bir alan var, o da teknoloji. Çok hızlı ilerliyor, çok uzun adımlar atılıyor, hayatımızı kuşatıyor, kendisine yer açıyor ve yerini giderek genişletiyor, vazgeçilmezlerimiz arasına giriyor. Çağımıza bir isim koymamız gerekirse, bu isim mutlaka teknoloji ve iletişim üzerinden olacaktır. Bildiğimiz pek çok geleneksel yöntemler ya da yeni bir form olarak önümüze gelen ya da bir daha ortaya çıkmamak üzere kaybolan değerlerimiz var. Yaygın ve bilindik ödeme sistemlerinin yanında bugün ve gelecekte yeni yöntemler ve uygulamalar olacak.

Bizim bu kanunla yapmaya çalıştığımız, değişen koşullara yasal sistemi uygun hâle getirmek, gelecekte olacak öngörülebilir gelişmelere yasal mevzuatımızı hazırlamaktır. Teknolojinin değişimi hayatın her alanını etkiliyor. Siyaseti de etkiliyor, yasalarımızı zorluyor. Siyasetin temel bir ekseni ve bir tanımı var: Siyaset, bir öngörme sanatıdır; değişimi, gelişmeyi, olabilecek sorunları, yaşanacak aksaklıkları tahmin etme ve gerekli düzenlemeleri yapma sanatıdır.

Bugün görüşmekte olduğumuz Ödeme Sistemleri Kanun Tasarısı da böyle bir motivasyonla hazırlanmaktadır. Tasarının temel ve özet amacı, ekonomik hayatta önemi giderek artan ve kullanım alanı yaygınlaşan nakit dışı ödeme sistemini kavrayacak hukuki bir altyapı oluşturulmasıdır. Tahmin edileceği üzere, ödeme hizmetleri ve elektronik paraya ilişkin olarak başta Avrupa Birliği müktesebatı olmak üzere uluslararası mevzuata da uygun bir biçimde bütüncül bir hukuksal çerçevenin oluşturması acil ihtiyacımızdır.

Tasarıyla ulaşılmak istenen önemli hedeflerden birisi, ödeme hizmetleri alanında rekabetçi bir ortamın tesis edilmesidir. Böylece, banka dışı kuruluşların da ödeme hizmetleri alanında faaliyet gösterebilmesine imkân tanınacak, bu sektörde hizmet kalitesinin artırılması ve maliyetlerin düşürülmesi mümkün olacaktır. Bu da söz konusu hizmetlere erişim yoğunluğunu şüphesiz artıracak.

Ödeme yöntemleri açısından, ülkemizde herhangi bir izin sürecinden geçmeden ve denetlenmeden icra edilen ödeme faaliyetleri mevcuttur. Bunların bazıları da teknolojik gelişmelerin önümüze koyduğu ve kural altına alınması gereken ödeme biçimleridir. Bunlara ilişkin yasal mevzuatın oluşturulması, vatandaşlarımızın ekonomik güvenliğinin sağlanması ve sektöre bir kalite standardının kazandırılması bakımından son derece önemlidir.

Sayın milletvekilleri, tasarıyla sık sık gündeme gelen ödeme sistemleri kavramlarından bazıları: Bankalar arası fon transferi, müşteriler arası fon transferi, menkul kıymet transferi, çek takası, menkul kıymet takası, banka kartı ve kredi kartı takası. Bunların hepsiyle ilgili başka kurumlar ve başka mevzuatlar var yani bir dağınıklık söz konusu, ayrıca uygulamada da bir karmaşa potansiyeli var. Tasarının kanunlaşması hâlinde ödeme sistemleri alanında mevzuat dağınıklığından kurtulunacak, tüm ödeme ve menkul kıymet mutabakat sistemlerinin ortak özellikleri tek bir çatı altında düzenlenecektir. Bu konuyla ilgili olarak hâlâ bazı yabancı elektronik para kuruluşları, ülkemizde, bir biçimde, izin almaksızın faaliyetlerini sürdürmektedirler. Diğer taraftan, ödemeler alanında faaliyet gösteren yurt içinde yerleşik bazı kuruluşlar da açık bir mevzuata tabi değildir. Bu ve benzeri gri alanların ortadan kaldırılması ve net bir mevzuat çerçevesinin oluşturulması tasarının en önemli hedeflerinden biridir.

Tasarının hazırlanmasında, son finansal krizden alınan dersler de belirleyici olmuştur çünkü ödeme sistemleri ve yöntemlerinin yoğunluk ve kalitesi, ekonomilerin kriz karşısındaki esnekliğini ve gücünü artırmaktadır. Son finansal krizde doğrudan finansal piyasa altyapılarından kaynaklanan bir sorun yaşanmamış olsa da etkin işleyen finansal piyasa altyapılarının, kriz zamanlarında piyasaların sorunsuz işlemesine önemli katkılar sağlayacağı da açıktır.

Tasarının kapsamındaki ödeme ve menkul kıymetler mutabakat sistemleri, ödeme hizmeti sağlayıcıları ve PTT'dir. Bunların hepsiyle ilgili ayrı ayrı düzenlemeler yapılmıştır; PTT özel bir izne gerek olmadan faaliyetlerine devam edebilecektir, bankalar da ayrıca lisanslandırılmışlardır.

Değerli arkadaşlar, hakkında genel bir değerlendirme yaptığım Ödeme Sistemleri Kanun Tasarısı'nın kanunlaşması durumunda, ülkemize hem tüketici güvenliği hem de finansal istikrar ve yüksek hizmet kalitesi getireceğine inanıyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)