GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: GÖNEN ÇAYI KİRLİLİĞİNİN SEBEP OLDUĞU SAĞLIK SORUNLARINA VE TAKSİM GEZİ PARKI OLAYLARINA İLİŞKİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMASI VE ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU'NUN
Yasama Yılı:3
Birleşim:122
Tarih:19.06.2013

NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Balıkesir Gönen ilçemizde yaşanan çevre felaketiyle ilgili söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, duyduk ki AKP Grubundan Sayın Ertuğrul Günay'a grup söz hakkı vermemiş. Şu an itibarıyla Sayın Bakan'a söz hakkımı devretmeye hazır olduğumu burada yüce heyete ifade etmek istiyorum. Sayın Günay'a söz hakkımı CHP Grubu adına vermeye hazırım ben burada. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, Gönen'de bir çevre felaketinden söz ediyorum, gerçekten iş felaket boyutlarında. Nasıl felaket boyutlarında? Bölgeden otobüs otobüs insanlar kanser tedavisi görmeye gidiyor. Bölgede, Gönen Çayı'nın kenarında balıklar ölüyor, kaplumbağalar ölüyor, yılanlar ölüyor. Bunu, Balıkesir İl Genel Meclisinde defalarca gündeme getirdik. Bakın, orada -siyasal bir tavır olarak değil- AKP'li il genel meclis üyeleri, CHP'li il genel meclis üyeleri, MHP'li il genel meclis üyeleri, hep birlikte Gönen Çayı'nın dibinde açıklama yaptık ve Sayın Bakana burada araştırma önergesi de verdim. Sayın Bakanın bana cevabı şu: "Orada deri sanayisi var, arıtmayı yaptılar, bir sene geçici izin aldılar." E, iyi de Sayın Bakan, insanlar ölsünler mi? Ölüyor zaten. Sıra, yılanlardan, köstebeklerden, kaplumbağalardan sonra insanlara geldi; insanlar ölüyor orada. Bakın, Gönen Ovası'nda, Türkiye'nin en önemli baldo pirinci yetişiyor; orada, süt ürünleriyle Türkiye'nin markaları var; orada, 180 bin hektar arazi o suyla besleniyor. Şimdi, böylesine önemli, Türkiye'nin sulak alanı olarak ilan edilmiş bir bölgede feryat var, figan var. Şu anda, Gönen'de, Cumhuriyet Meydanı'nda sulama birliği başkanı, ziraat odası başkanı, o bölgedeki bütün köyler, o bölgedeki Musakça, Havutça, Alaattin, Bostancı, Sarıköy, Hasanbey köylerinin muhtarları feryat figan içerisinde. Bir an önce gelin, bölge SOS veriyor. Ben buradan Sayın Çevre Bakanını uyarıyorum. "Yaptırım uyguladık, ceza yazdık." değil, derhâl durdurun. Bakın, o bölgede, kaplumbağaların öldüğü, yılanların öldüğü manzaraya bakın değerli arkadaşlarım. Bakar mısınız şu manzaraya, burada insan yaşar mı, burada hayvan yaşar mı? O nedenle, bir an önce, Sayın Bakan, bölgemizdeki feryadı lütfen duyun ve derhâl müdahale edin. Aksi hâlde, ölümler başlayacaktır o bölgede.

Şimdi, değerli milletvekilleri, son on yılda kullanılan gazın tamamını on günde kullandınız. Bakın, yetmiş yaşındaki anneye, on altı yaşındaki Merve'ye, tekerlekli sandalyedeki Hayri'ye "terörist" dediniz; gaz bombaları attınız, sakatladınız, yok ettiniz. TOMA'larınızdan sıktığınız suyun içerisine kimyasal maddeler karıştırıldığı iddia edildi ve fotoğraflandı. Polisleriniz düşmana saldırır gibi, hedef gözeterek polis arkadaşlar, gözüne, kaşına, kafasına sıktınız; sanki düşmana saldırır gibi, Taksim'e, Kuğulu'ya saldırdınız. Çarşı'yı terör örgütü ilan ettiniz, gençleri çapulcu ilan ettiniz, "özgürlük ve demokrasi" diyen sanatçıları faiz lobisi ilan ettiniz. Direneni gazladınız, yürüyeni suladınız, koşanı copladınız. Şimdi de duruyorlar, Taksim'i "Özgürlük ve Demokrasi Meydanı" yapmak için duruyorlar. Duranlara ne yapacaksınız?

O nedenle, biz, bu filmi daha önce seyrettik. 12 Eylülden önce, bu memlekette "sağcı" diye, "solcu" diye, "Alevi" diye, "Sünni" diye, oluk oluk kan aktı bu ülkede; aynı filmi bir daha seyretmeyelim. Gelin, birlikte, milleti birbirine düşman etmeden, el ele, kol kola, özgürlük ve demokrasinin gereği olan yasaları, burada halkı özgürleştirecek yasaları birlikte çıkaralım ve bu ülkenin demokrasisini yukarıya taşıyalım. Halkı bölmeyin, halkı birbirine düşman etmeyin. Gelin, Taksim Meydanı'nın adını "Özgürlük ve Demokrasi Meydanı" koyalım hep birlikte. (CHP sıralarından alkışlar) Niçin bunu yapmıyorsunuz? Bu memlekette hepimiz kardeşiz, hepimiz hısımız, akrabayız.

Değerli milletvekilleri, bu feryat, hepimizin feryadı. Sizler, demokrasiye inanan tüm güçler, gelin bu anlayışla hareket edelim diyorum.

Hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)