| Konu: | ARAP BAHARI VE GEZİ PARKI PROTESTOLARINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 120 |
| Tarih: | 13.06.2013 |
EMRULLAH İŞLER (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Saygıdeğer milletvekilleri, Gezi Parkı eylemleri çerçevesinde son iki haftadır yapılan protestoları "masum birkaç gencin demokratik hak talebi" olarak açıklamamız mümkün değildir. Nitekim eylemlerin gelişimi, atılan sloganlar ve süreç içerisinde tespit edilen marjinal gruplar göz önüne alındığında fotoğraf net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Hükûmetimizin hak ve özgürlükleri genişletmek için attığı onlarca adım olmasına rağmen, geçmiş hükûmetler dönemindeki ayrıcalıklarını kaybeden, bu nedenle durumdan istifade ederek halkı manipüle eden bir oligarşik sermayeyle karşı karşıya kaldığımız aşikârdır. Tam anlamıyla, bu kesimlerin "Siz nasıl orta sınıfı daha iyi bir noktaya getirirsiniz, onları nasıl zenginleştirirsiniz!" diye iktidardan öç alma mücadelesine girdiklerini görüyoruz.
AK PARTİ'nin başarılarını gölgelemeye ve Sayın Başbakanımızın imajını zedelemeye yönelik başlatılan dezenformasyon çabaları çerçevesinde ifade edilen "diktatör Erdoğan", "Türk baharı" gibi söylemler ancak bir akıl tutulması ile açıklanabilir. Yaşanan olayları Arap Baharı'yla kıyaslamak ancak cahillik veya art niyetle ifade edilebilir. Zira, Arap Baharı'nın ortaya çıkışına neden olan toplumsal dinamikler ile ülkemizde yaşanan protestoların toplumsal dinamikleri taban tabana zıttır.
Arap halkları, bölgenin genelinde yıllar boyu süren baskılara, zorbalıklara, haksızlıklara, hayal kırıklıklarına, ekonomik, siyasal ve sosyal başarısızlıklara "Yeter!" demek için sokaklara dökülmüştür. Ünlü Arap edebiyatçısı İlya Ebu Madi'nin ifadesiyle, "Arap halkları despot rejimlerce her türlü insani haklardan mahrum bırakılmış, açlık ve sefalet içinde yaşamaya zorlanmıştır." Arap Baharı işte bu tarihsel sürecin bir birikimi olarak ortaya çıkmıştır. Nitekim, sokağa dökülen halklar demokrasi, özgürlük ve ekonomik iyileşme talebiyle sloganlar atmışlardır.
AK PARTİ iktidarındaki Türkiye, zor şartlar altında da olsa hızla büyüyen ekonomisi, içeriden ve dışarıdan dayatılan sorunlara rağmen işleyen demokrasisi, yönetimin serbest seçimlerle el değiştirmesi, legal muhalefetin varlığı, ifade ve örgütlenme özgürlüğüyle demokratik bir ülkedir. Ülkemizin sahip olduğu bu özellikler ve son yıllarda, her alanda gerçekleştirdiği göz kamaştırıcı başarıları Arap halkları tarafından karşılık bulmuş ve devrim hareketleri için model veya ilham kaynağı olduğu yönünde tartışmaların yaşanmasına neden olmuştur.
Türkiye'de yaşanan olaylara baktığımızda, başlangıçta üniversite gençlerinden oluşan bir grubun Taksim Gezi Parkı'ndaki bazı ağaçların başka bir yere nakledilmesine karşı çıkmasıyla başlamıştır. Ancak, başta ana muhalefet partisi olmak üzere, marjinal grup ve faiz lobisi kendi çıkarları adına âdeta ganimet bulmuşçasına durumu sahiplenmişlerdir. Demokratik bir talep hızlı bir şekilde karşı şiddet üreten bir ortama dönüştürülmüştür. Gösterilerde atılan sloganlar etik değerlerin sınırını aşmış, nefret duyguları mümkün olduğunca derinleştirilmiştir. Hâl böyleyken, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en büyük demokratik reformları gerçekleştiren bir Hükûmetin Başbakanına "diktatör" demek veya protestoları Arap Baharı'yla kıyaslamak cahillik veya art niyetle değil de ne ile açıklanabilir? Mesele, Taksim meselesi veya ağaç meselesi değildir. Mesele, milletin iktidarına, millet adına yaptıklarından dolayı sözde hesap sorma meselesidir. Mesele, bizim payımızı küçültüp milletin payını nasıl büyültürsünüzün hesabını görmedir. Velhasıl, mesele, bütün bunların öcünü ve rövanşını alma meselesidir. Bunu yapanlar bellidir. Bir ülkede, aynı anda rektörler kendi öğrencilerine "Sınavlara girmemek sorun değildir, telafisini yaparız." mesajını veriyorsa, lisedeki çocuklarımız istismar edilip meydanlara gönderiliyorsa, sosyal medya üzerinden birtakım manipülasyonlar ve yalanlarla halk galeyana getiriliyorsa, nihayetinde bu, bir ortak davranış hâline gelebiliyorsa, büyük bir organizeyle karşı karşıya olduğumuz açıktır.
Sayın milletvekilleri, Arap Baharı'nın yaşandığı ülkelerde işbaşına gelen yönetimleri başarısız kılmak için son zamanlarda kirli bir oyun oynandığı bilinmektedir. Bu oyunun uzun süreli başarılı kılınması için söz konusu devrimlere ilham kaynağı olan başarılı Türkiye tecrübesi başarısız kılınmak istenmektedir. Esasen, Türkiye çapında yapılan gösterilerde verilmek istenen örtülü mesaj budur.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)