| Konu: | YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 119 |
| Tarih: | 12.06.2013 |
ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın son maddesi üzerinde şahsım adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, bu tasarıyla kurulan 5 yeni vakıf üniversitesinin ülkemize hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Ancak, bu vesileyle bu tasarının da daha öncekilerde olduğu gibi ne kadar alelacele hazırlanarak Genel Kurula getirildiğini birkaç somut örnekle sizlerle paylaşmak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, kurulan üniversitelerden birisinin adı Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi. Elbette ki ilimize böyle bir üniversite, iyidir, kurulmasında fayda vardır ama adıyla üniversitenin içerisindeki fakülte isimlerine baktığınız zaman bu işin ne kadar gayriciddi hazırlandığını görürsünüz. "Tarım ve gıda üniversitesi" adı var, altındaki fakülteye bakınız -mühendislik ve doğa bilimleri fakültesini çıkıyorum bununla doğrudan ilgili olduğu için- iktisadi ve idari bilimler fakültesi, insan ve toplum bilimleri fakültesi, meslek yüksekokulu, sosyal bilimler enstitüsü, fen bilimleri enstitüsü. Değerli milletvekilleri, kimseyi kandırmayalım. Ya bu ismi değiştirin ya bu fakültenin adını bu isme uygun hâle getirin. Bu doğru bir şey değil. Artık bu işin âdeta suyu çıktı, bu olmaz. Bunu yarın, mutlaka, en kısa zamanda, yeniden buraya isim değişikliği için getirmek zorunda kalacaksınız. Bunlar doğru değil. Bunu özellikle eleştiri olarak vurgulamak istiyorum.
Bu vesileyle, Sayın Bakanım, özellikle sizin de görevin başında olmanızı fırsat bilerek üniversitelerimizde âdeta sayın rektörlerin kendilerine oy vermeyen öğretim üyelerinden öç alma ya da siyasi linç aracı olarak kullandığı kadro dağıtım sorununu sizlerle paylaşmak istiyorum. Bugün -ismini de verebilirim ama şu anda vermeye gerek görmüyorum- birçok üniversitede, doktorasını bitirmiş yeni öğretim üyesi adayı birçok gencimiz, yardımcı doçent kadrosu o üniversitede boş bekletildiği hâlde kadro alamamaktadır. Sordukları zaman hiçbir gerekçe yok. Doçentlik sınavını geçmiş ama kadrosunun ilanını bekleyen yüzlerce, belki de binlerce arkadaşımız vardır. Profesörlükle ilgili tüm yeterlilikleri tamamlanmış, süresi dolmuş, hâlâ sayın rektörlerin keyfi yetmediği için ilanı verilmeyen yüzlerce aday vardır. Sorulduğu zaman "Niye ilan edilmedi" diye için "Biraz bekle, senin oy verdiğin rektör adayı rektör olamadı, e biraz da sen bekleyeceksin." gibi son derece pişkin, bilim adamına yakışmayacak cevaplarla muhatap olan öğretim üyesi arkadaşlarımız vardır.
Sayın Bakanım, çok önemli bir sorundur. Bugün gençlerin sokakta olduğu bir dönemde yarın üniversiteler kendi içinden öğretim üyeleri veya öğretim yardımcıları kanalıyla karışırsa bunun sorumluluğu tamamen Bakanlığınız ve Hükûmetinizde olacaktır. Bunu çözmek zorundayız. Bu ülkenin kimseyi siyasi düşüncesinden dolayı ayırt etme, hor görme hakkı ve lüksü yoktur. Sayın rektörler istedikleri gibi o koltukta oturabilirler ama bir öğretim üyesine, devletin parasıyla, yıllarını vermiş, eğitim öğretim imkânlarını her türlü kullanmış ve yeterliliğini ispat etmiş insana terbiye verme hakkı bir rektörde yoktur. Rektör, evet, üniversitenin tüzel kişiliğinden sorumludur ama her şeyden daha önemlisi o üniversitede yıllarca hizmet veren öğretim elemanlarının haklarını da korumak zorundadır. Bu önemli konuya bir an önce çözüm getirilmesini talep ediyorum.
Özellikle son dönemde kurulan vakıf üniversitelerine hızlı bir öğretim üyesi akışı söz konusudur. Yıllarca devletin imkânlarıyla devlet üniversitesinde yetişmiş ama bir şekilde emekliliği gelmiş, üniversiteden aldığı öğretim üyesi maaşıyla geçinemeyen tüm arkadaşlarımız emekli olarak veya olmayarak doğrudan vakıf üniversitelerine geçiş yapmakta, 1.500-2.000 dolar gibi paralarla gülünç bir şekilde öğretim üyeliği görevini orada sürdürmeye devam etmektedir. Bunun tek sebebi vardır, on bir yıldır Hükûmetin üniversite öğretim elemanlarının özlük hakları konusunda verdiği sözleri yerine getirememesi ve bugün bir araştırma görevlisinin 2.000-2.200 TL bir maaşla geçinecek hâlde?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİM IŞIK (Devamla) - ?mecbur bırakılmasıdır. Dolayısıyla, bu konunun çözümünü bekliyor, tekrar üniversitemizin ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)