| Konu: | MHP GRUBUNUN, TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ GÜNDEMİNİN "GENEL GÖRÜŞME VE MECLİS ARAŞTIRMASI YAPILMASINA DAİR ÖNGÖRÜŞMELER" KISMINDA YER ALAN (10/96) VE (10/148) ESAS NUMARALI, ÜLKEMİZDE EMEKLİLERİN İÇİNDE BULUNDUKLARI SIKINTILARIN ARAŞTIRILMASI, HÜKÛMETİN UYGULAMALARINDAN DOLAYI ORTAYA ÇIKAN MAĞDURİYETLERİN GİDERİLMESİ, TABAN AYLIKLARININ EŞİTLENMESİ, MAAŞ FARKLILIKLARININ GİDERİLMESİ VE ÇÖZÜM YOLLARININ BELİRLENMESİ; 22/5/2012 TARİH VE 5058 SAYI İLE HÂLEN GÖREVDE BULUNAN VEYA EMEKLİ ASTSUBAYLARIN ÖZLÜK HAKLARI VE İMKÂNLARI KONUSUNDA YAŞADIKLARI SORUNLARIN ARAŞTIRILMASI VE ALINMASI GEREKEN TEDBİRLERİN BELİRLENMESİ; 23/5/2012 TARİH VE 5128 SAYI İLE MUVAZZAF VE EMEKLİ ASTSUBAYLARIN SORUNLARININ ARAŞTIRILARAK GEREKLİ ÖNLEMLERİN ALINMASI; 24/5/2012 TARİH VE 5130 SAYI İLE EMEKLİLERİN KARŞILAŞTIKLARI SORUNLARIN ARAŞTIRILMASI VE REFAH SEVİYELERİNİN ARTTIRILMASI; 21/2/2013 TARİH VE 9928 SAYI İLE ÜLKEMİZDE EMEKLİ MAAŞI BAĞLAMA ORANLARINDAKİ HAKSIZLIĞIN VE ÇÖZÜM YOLLARININ BELİRLENMESİ AMACIYLA |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 119 |
| Tarih: | 12.06.2013 |
İZZET ÇETİN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin emeklilerin sorunlarının araştırılması üzerine vermiş olduğu araştırma önergesi lehine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, gerçekten biraz evvel Sayın Kalaycı emeklilerin durumuna ilişkin rakamlarla gerekli açıklamaları yaptı. Ben rakamlara boğmak istemiyorum sizleri ama emeklilerimiz gerçekten doksan yıllık cumhuriyetimizin bugünlere gelmesinde, ülkemizin kalkınmasında, gençlerimizi, bugün gazladığınız, copladığınız, plastik mermilerle hedef hâline getirdiğiniz o gençleri yetiştirdiler, kıt bütçeleriyle çocuklarını okutup bugünlere getirdiler. Ama bugün, kabul etmeli ki iktidar partisi de "Ne yapalım imkânlarımız bu kadar, ülkenin imkânları olduğu takdirde onları da görürüz." mantığıyla yaklaşmak yerine, emeklilere hak ettikleri ücretleri, maaşları vermekten kaçınmamalılar. Siz, iktidara tüccar siyaset mantığıyla geldiniz, keser gibi "Hep bana, hep bana." deyip yandaş olarak kendinize doğru yonttunuz ama "Enflasyona karşı koruduk." işte "Şu yılda şunu verdik, bunu yaptık." derken esasında ne emeklilere ne işçilere ne işsizlik sigortasından yararlananlara ne memurlara ne de çiftçilere, esnafa hak ettiği ücreti hiçbir zaman vermediniz. "Devletin kıt imkânları." dediniz, devleti kıt bütçeye muhtaç edebilmek için kendinize yakın derneklere ve vakıflara kamunun musluklarını aktaracak yasal düzenlemeler yaparak devletin bütçesini kendi yandaşlarınıza akıtmanın yasalarını yaptınız.
Değerli arkadaşlar, bugün 10 milyon 372 bin emekli var. Bunların yarısı kadar da eşinin olduğunu düşünseniz 15 milyon seçmen. Emeklilere de söylenecek çok söz var esasında. Birazcık akıllarını başlarına alsalar, on yıldan bu yana her seçim döneminde AKP'nin kendilerine vadettiği sahte vaatlere kanma yerine gerçekçi davransalar belki bugünlere kadar düşmezler.
Gerçekten bugün emekliler neden çalışıyor? Bunu sormak lazım. Bu kadar mutluysa, bu kadar müreffehse niye çalışıyor? Peki, dünyada çalışanını cezalandıran Türkiye'den başka bir ülke var mı? Yani, övünüyorsunuz "Emeklilerin maaşını 2002'den buradan buraya çıkardık." diye ama siz iktidara gelinceye kadar sağlıkta katkı primi, ilaçta katkı primi ödüyorlar mıydı? Hastanelerde önce sağlık sistemini bozduktan sonra "Her yerde muayene olabileceksiniz." dediniz ve şimdi gittikleri yerde muayene olabiliyorlar mı? Muayene paralarının altından kalkabiliyorlar mı? Torunlarına harçlık verebiliyorlar mı? Ya da çocuklarının yüzüne bakabiliyorlar mı?
Değerli arkadaşlar, gerçekçi olmak lazım. Emeklilerin bugün pek çok sorunu var. Emekliler 2012 yılını intibak yasası beklentisi içerisinde geçirdiler ve dediler ki: "İntibak çıkacak, düzelecek." Bakan bir parmak bal çaldı, dağ fare doğurdu. İşte, 10 liradan 250 liraya, 260 liraya kadar kademeli bir biçimde, büyük kitle 50 liranın altında, adı "intibak", kendi yasasında bile "intibak" kelimesinin geçmediği bir düzenlemeye muhatap oldular. 2013'te ne oldu? Çalıştıkları için cezalandırıldılar. Geçmiş dönemlerde o sosyal destek primini ödemedikleri için doğrudan doğruya yüklü borçlara muhatap oldular. Bereket, Meclis ocak ayı içerisinde yaptığı bir düzenlemeyle o mağduriyeti kısmen giderdi.
Değerli arkadaşlar, gerçekten emekliler bugün üzgün, emekliler bugün ihtiyar delikanlı değil, yorgun delikanlı konumunda. Görüyorlar ülkelerinin durumunu, torunlarının, çocuklarının durumunu. Gezi Parkı'nda, İstanbul'da Taksim'de; burada Kuğulu Park'ta, Kızılay'da çocuklarına, torunlarına yapılan muameleyi görüyorlar. O kendi ürettikleri değerlerden oluşan bütçeden gaz bombasına, biber gazına, plastik mermiye giden paraları düşünüyorlar.
Değerli arkadaşlar, gerçekten ülkeyi öyle bir noktaya getirdiniz ki doksan yıllık cumhuriyetin hiçbir döneminde ülke bu kadar gerginleşmedi. Ben size bir soru sorayım. Tabii, bu soruyu vicdan sahibi her milletvekilinin düşünmesi gerekir ve olaya doğruca bakması gerekir. Zengin çocuklarının içerisinde bir tane polis olan bulabilir misiniz ya da zengin çocuklarının içinde bir tane asker bulabilir misiniz, askerliği meslek olarak edinen? Onlar da fakir aile çocukları. Ama bu sabah gittiğimizde Kuğulu Park'ta gördüğümüz manzara, bereket, belki İstanbul kadar değildi ama yine bir vahşete gebeydi. Orada polis şefleriyle konuşarak aşırı bir şiddeti önledik, bekledik saatlerce. Orada gördüğümüz manzara yürekler ürpertici. Gençler hiçbir şekilde şiddet göstermiyor, hiçbir şekilde tepki göstermiyor. Ama orada geleceklerine sahip çıkan, özgürlüklerine sahip çıkan, AKP'nin on bir yıllık iktidarında hakları elinden alınmış, baskılanmış, sindirilmiş gençlerin yeniden filiz gibi fışkıran düşüncelerinin zenginliğine tanıklık ettik. Yani bir ülke düşünün, başbakanı gerçekten ülkeyi geriyor, âdeta provokatörlük yapıyor, âdeta kışkırtıyor. Ve oradaki polis şefleri vatandaşın Kuğulu Park'a giremediği gerekçesiyle gençleri oradan çıkaracaklarını söylüyorlar. Oysa vatandaş Kuğulu Park'a o saatte gerçekten giremiyordu çünkü polis etrafı tam anlamıyla kuşatmış, ne kimseyi çıkarıyor ne kimseyi içeriye alıyor idi.
Değerli arkadaşlar, bu gerginlikten, bu gerilimden Türkiye'ye yarar gelmez ama Başbakana ve AKP'ye hiç yarar gelmez, aklınızı başınıza toplayın. Birisinin Başbakana siyasetin tek kişilik bir iş değil kolektif bir uğraş olduğunu, ülke yönetiminin, gerçekten demokrasi kültürü almış, demokrasiden nasibini almış insanların elinde demokrasinin de, ülkenin de yüceleceğini hatırlatması gerekir. Ülkeyi giderek geriyorsunuz, kan gölüne götürmeye çalışıyorsunuz. Gerçekten Suriye'ye müdahale için neredeyse Başbakanın ve Hükûmetin ağzından salyalar akıyordu yani bir an evvel girmek, ne olursa olsun Suriye'ye müdahale etmek. E, şimdi de bakıyorum, ülkede, yüzde 50 yüzde 50 bölüp, halkı birbirine düşürmek için elinden geleni yapan bir başbakan gördüğümde şöyle düşünüyorum? "Acaba AKP ve Başbakan on bir yıllık kirini kanla mı temizleyecek?" diye düşünmeden kendimi alamıyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Bu düşüncenin yaygınlaşması toplumu daha da kötü noktalara getirecektir. Onun için herkesin aklını başına alması lazım.
İşçiler huzursuz, sendikaları etkisiz hâle getirdiniz. Memurlar huzursuz, yandaş memurları ve yandaş sendikaları büyüttünüz, diğerlerini sağa sola sürdünüz. İşsizler iş bulamıyor. Emeklilerin durumunu bu araştırma önergesi ortaya koydu. Esnaf, pek çok yerde siftah yapamadığını, durumun iyi olmadığını söylüyor, siz ülkeyi germekle meşgulsünüz. Gelin bu araştırma önergesiyle, hiç olmazsa toplumda mağduriyeti had safhada olan bir toplum kesiminin sorunlarının araştırılmasına katkı verin, oy verin ve sorunu bu Meclis ele alsın.
Değerli arkadaşlar, ülke yönetmek gerçekten erdemlilik ister, yüreklilik ister. Kabadayılıkla ülke yönetilmez. Yani bu kötü gidişe dur demek için milletvekillerinin özgürce, Başbakan bile olsa Genel Başkanına yanlışlarını söylemesi gerekir. AKP'li milletvekillerini göreve çağırıyorum; hem Başbakanlarını uyarma görevi hem de emeklilerin sorunlarının araştırılması için verilmiş önergeye katkı vermelerini bekliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)