GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TUTUKLU MİLLETVEKİLLERİNİN TUTUKLULUK SÜRELERİNİN 2'NCİ YILINI DOLDURMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:119
Tarih:12.06.2013

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

"Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; millî iradenin tutuklu bulunduğu Silivri'den milletvekili arkadaşlarım adına ben Mustafa Balbay hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum." (CHP sıralarından alkışlar)

"Türkiye Büyük Millet Meclisinin 24'üncü Dönemini vücuda getiren 12 Haziran 2011 genel seçiminin yıl dönümü nedeniyle Silivri'den söz almış bulunuyorum. Demokrasi birikimimize önemli katkılar sağlayacak bir dönemden geçiyoruz. Hiçbir iktidar halktan büyük değildir, böyle bir iddiada bulunanlar dağ başına çıkmış bir kişinin kendisinin dağdan daha yüksek olduğunu söylemesine benzer.

Sayın milletvekilleri, demokrasilerde halk, iradesini sandıkta ortaya koyar. Bu irade en küçük partiden en büyüğüne kadar bir bütündür. Deyim yerindeyse, her milletvekili Meclis çatısının bir kiremididir, bunlardan birinin eksikliği bile sürekli hissedilir, o çatı akar. Yüce Meclis iki yıldır 8 eksikle çalışmaktadır. Her eksik, Meclisin bütünü sakatlayan, meşruiyetini yaralayan bir durumdur. Meclisin kendi söküğünü dikemez bir tablo sergilemesi bütün milletvekillerini bağlar. Gerektiğinde bir gecede temel yasaları değiştiren, her mevsim yargı paketi çıkartan, büyük bir torba hazırlayıp içine her türlü madde değişikliğini koyan bir Meclisin kendi eksiğini tamamlamaya yaraşacak bir düzenleme yapmaması millî iradenin erozyona uğramasıdır.

Sayın milletvekilleri, konu millî iradeden açılmışken bunun üzerinde kısaca durmak istiyorum: Sandık, millî iradenin kalbidir. Her bireyin attığı bir rey kalbe giden ana damarları besleyen kılcal damarları oluşturur. Bugün Meclisin 8 damarı tıkalıdır. Bunun yanında, tıpkı her canlıda olduğu gibi millî irade de salt kalpten ibaret değildir. Millî iradenin kendini ortaya koyduğu, varlığını hissettirdiği organlar, eklemler vardır.

Konuşmamın başında dikkat çektiğim gibi, demokrasinin, millî iradenin meydana geldiği bir dönemden geçiyoruz. Bu meydana çıkış Meclise de çok şeyler söylemektedir. Sizleri mayıs ayı sonundan bu yana toplumun verdiği mesajların tümünü almaya ve yapmaya çağırıyorum. Demokrasi, sadece dört yılda bir oy ver, arada konuşana gaz ver rejimi değildir. Demokrasi, sadece sandığın oy atma deliğinden nefes alıp vermeye mahkûm edilemez. Demokrasiyi sadece oya indirgemek halkı kekeme yapar, hiçbir sağlıklı toplum böyle bir kekemeliği kabul etmez.

Sayın milletvekilleri, oy vermek bir demokrasi dilidir, halkın konuşma yöntemlerinden biridir. Bir kişiye "Dört yılda sadece 1 kez konuş." diyebilir miyiz? Toplum, milletvekillerinin tümünün Mecliste özgürce görevini yerine getirmesinden hukuksuzlukların sona erdirilmesine, kalıcı bir iç barıştan doğanın korunmasına kadar her konuda düşüncesini, iradesini ortaya koyuyor. Türkiye, anaların ve ağaçların ağladığı bir hâle geldi. Sizleri bu gözyaşlarını görmeye, meydanlardan yükselen seslere kulak vermeye çağırıyorum. Öyle anlaşılıyor ki bu sesleri duymamak için de ya sağır ya da iktidar olmak gerekiyor.

Yüce Meclisin sayın üyeleri, otuz üç yıldır kalemini sadece bu ülkenin daha güzel bir geleceğe sahip olması için kullanan bir gazeteci olarak, iki yıldır kendisini toplumun bütün istemlerinden sorumlu hisseden bir milletvekili olarak her şeye karşın iyimser ve umutlu olduğumu paylaşmak isterim. Bunun başlıca nedeni toplumun bilinci, kararlılığı ve sabrıdır. Zira, halkımız sahip olduğu sağduyuyu hem korumakta hem de gerektiğinde harekete geçirmektedir.

CHP İzmir Milletvekili olarak, başta İzmir olmak üzere ülkemizin dört bir yanında yurttaşlarımızın ortak beklentisi şudur: `Özgürlük.' Bu istem sanıldığı kadar kolay benimsenen bir şey değildir. Özgürlüğü istemek, onun sorumluluğunu taşımak, değerini bilmek gerekir. Zira, diktatörlük bir kişinin milyonlarca kişiye hükmetmesi değildir. Peki nedir? Diktatörlük, milyonlarca kişinin özgürlüğünü, iradesini bir kişiye teslim etmesi, ona boyun eğmesi, kabul etmesidir. Türkiye'de bu eşik aşılmıştır. Milyonlarca kişi ülkemizin daha demokratik, daha hoşgörülü, daha paylaşımcı bir anlayışla yönetilmesini istemektedir. Bu istemin Türkiye'nin bütün kentlerini, toplumun bütün kesimlerini sarması demokrasimizin en güçlü sigortasıdır.

Bu bağlamda, seçilmiş tüm milletvekillerinin Meclis çatısı altında olacağı, halkın ortak istemlerinin tümünün Mecliste de yankılanacağı günlerin özlemiyle hepinize saygılar sunuyor, o günlerin uzak olmadığına inanıyorum. CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay." (CHP sıralarından alkışlar)