| Konu: | DÜNYA ÇOCUK İŞÇİLİĞİ İLE MÜCADELE GÜNÜ HAKKINDA |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 119 |
| Tarih: | 12.06.2013 |
MUHAMMED MURTAZA YETİŞ (Adıyaman) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; tüm kadim öğretiler "Doğan her çocuk Allah'ın insanlardan umudunu kesmediğini gösterir ve çocuklar gibi saf ve masum olmadıkça cennete giremezsiniz." der. Tüm yeryüzünü kendine vatan ve tüm yaratılmışları da kendisiyle eşit gören bir anlayış, tüm şartlanmışlıklardan ve kirlenmişliklerden bizi kurtaracak. Çocukların dünyalarında ırk yoktur, sınırlar yoktur, bayraklar yoktur, zengin-fakir yoktur, statü yoktur. Onların pahalı oyuncakları da yoktur. Onlar pahalı, lüks arabaları olmadan da bir çakıl taşıyla da eğlenebilirler. Onlar bu arabalarını çoktan satmış, silahlarını çoktan gömmüş bilgelerdir.
Değerli arkadaşlar, büyümek, varoluşsal saflıktan ve masumiyetten uzaklaşmak ve cennetten kovulmaktır; bir yandan da saflıktan ve masumiyetten egonun tutsaklığına ve doymak bilmeyen ihtiraslarına sürgündür biraz. Rekabet ekonomisi, piyasa, faiz, ulusal çıkarlar, kutsal idoller, kapitalizm, ideolojiler bundan sonraki serüvenimizin ve cennetten kovulmuşluğumuzun da argümanları olacaktır. İşte, çocuk işçiliği, bu azgınlaşmış ruh hâlinin en yaralayıcı sonuçlarından biri olarak tüm insanlığın, tüm büyüklerin ortak günahı olmaya devam ediyor.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; çocuk işçiliği, çocukları çocukluklarından, potansiyellerinden ve onurlarından yoksun bırakan, fiziksel ve zihinsel gelişimlerine zarar veren her türlü çalışmayı içerir. Çocukların çalışma yaşamına girmesi geçmişten bugüne kadar çeşitli şekillerde var olmakla birlikte, özellikle sanayileşmeyle birlikte çok yoğun bir istismar ve manipülasyon yaşanmıştır. Çocuk işçiliği, hâlen, gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi, gelişmiş birçok ülkenin de sorunu olmaktadır. Çalışan çocuklar, çoğu zaman okula devam edememekte veya zorunlu eğitimlerini yarıda bırakmakta ve dolayısıyla da toplumsal hayatın ileriki safhalarında da yine sorun olmaya devam etmektedir. Bu çerçevede uluslararası birçok çalışma yapılmış ve Çocuk Emeğinin Sona Erdirilmesi Uluslararası Programı'yla da bu konu bir çerçeveye bağlanmaya çalışılmıştır.
Ülkemizde de, özellikle 2009 yılında, Çalışma Genel Müdürlüğü bünyesinde çalışan çocuklar birimi oluşturulmuş ve bu çerçevede Türkiye'deki çocuk işçiliğine yönelik birtakım çalışmalar yapılmıştır.
İstatistikler bize şunu gösteriyor: 1999 yılında 6-14 yaş arasında yüzde 5,1 olan çocuk işçiliği oranı 2006 yılında yüzde 2,6 olmuştur, ancak, maalesef, 2012 yılında da hâlâ yüzde 2,6 olarak aynı oranı korumaktadır. Bununla da, ülkemizde yapılan onca çalışmaya rağmen, özellikle tarım alanında ve aile içi ücretsiz çocuk işçiliği konusunda önemli sıkıntıların olduğunu görebiliyoruz.
Şu anda, ülkemizde, çalışan çocukların yüzde 44,7'si -ki bu 400 bin çocuğa tekabül ediyor- tarım alanında, yüzde 25'i sanayi sektöründe ve yüzde 31'i de hizmet sektöründe çalıştırılıyor. Bu çocukların yaklaşık yarısı da maalesef okula devam edemiyor.
Değerli arkadaşlar, çocuklar, bugün, insanlığın tüm yüce hedeflerinin ve ideolojilerinin yanından bile geçemeyeceği bir saadete bizi kavuşturabilirler. Büyüklerin dünyasının rekabetçi, ötekileştiren, hiyerarşik, faşizan, negatif kelime ve kavramlarını tekrar gözden geçirmeliyiz. Evlerimizi, sokaklarımızı, kurumlarımızı, reklam panolarımızı, televizyon dizilerimizi, haberlerimizi bu idealin teminini sağlayan araçlar hâline getirmeliyiz. Sokaklarda çocuk seslerinin korna seslerinden daha çok duyulduğu, "geçim derdi" kavramıyla ağzına ilk lokmayı aldığında karşılaşmadığı, kendisine ucuz iş gücü gözüyle bakılmadığı, çocukların masumiyetlerinin teslim edildiği ve çocukça yaşamlarının önündeki tüm engellerin kaldırıldığı çocuk yüzlü bir medeniyet için hepimiz çaba göstermeliyiz.
Bu duygularla hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)