GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBUNUN, İZMİR MİLLETVEKİLİ ALAATTİN YÜKSEL VE 21 MİLLETVEKİLİ TARAFINDAN SİGORTA ACENTELERİNİN VE SİGORTALILARIN SORUNLARININ ARAŞTIRILMASI VE ÇÖZÜM YOLLARININ BULUNMASI AMACIYLA 5/6/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 5 HAZİRAN 2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:116
Tarih:05.06.2013

MESUT DEDEOĞLU (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'de sigortacılığın sorunlarıyla ilgili Meclis araştırması önergesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.

Sigortacılık, gelişmiş ülkelerin en önemli faaliyet dallarından biridir. Bu faaliyetlerin ulaştığı seviye o ülkede ekonomik gelişmişliğin bir göstergesi olarak da kabul edilmektedir. Birçok konuda olduğu gibi sigortacılık konusunda da gelişmekte olan ülkelerin maalesef çok çok gerisindeyiz.

Ülkemizde 17 bin sigorta acentesi faaliyet göstermektedir. Bu acentelerimizin birlikleri Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuzu ziyaret ederek bütün problemlerini ortaya koymuşlar ve bu konuyla ilgili de Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak bütün hazırlıklarımızı yapmışız ve diyoruz ki Milliyetçi Hareket Partisi olarak: "Bu hazırlıklarını hep beraber ortaya koyalım ve sigorta şirketlerinin Türkiye'deki problemlerini ve bundan faydalanan tüketicileri de rahatlatacak olan kanunları hep beraber burada çıkartalım."

Türkiye Sigorta Birliğinin 2012 yılı sonu verilerine göre yaklaşık 20 milyar tutarındaki prim üretiminin 12 milyar liralık kısmını sigorta acenteleri gerçekleştirmişler. Sigorta acentelerinde teknik ve yardımcı personel olmak üzere 40 bin personelin istihdam edildiği bilinmektedir. Çalışanları aileleriyle birlikte mütalaa ettiğimizde, Türkiye genelinde yaklaşık 200 bin kişiye tekabül etmektedir. Bunun yanı sıra, kamu mali sistemi içindeki otokontrol sektörünün tam ve eksiksiz vergilendirilmesine imkân tanıdığı için de sigorta acenteleri yüksek vergi ödeyerek kamuya ciddi, sağlam kaynaklar kazandırmaktadır. Bu konunun iyi değerlendirilmesi gerekmektedir.

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'yla yeni bir statü kazanan sigorta acenteleri, bazı sigorta şirketlerince faaliyetlerine son verilmesi, komisyonlarının düşürülmesi, mobilya, kimya, plastik, kâğıt ve tekstil malzemesi ve benzeri iş kollarında teminat vermemesi ve teminatların yenilenmemesi, sigorta acentelerini aciz duruma düşüren tek taraflı sözleşmeler düzenlenmesi ve benzeri nedenlerle olumsuzluklar yaşamaktadır.

Ülkemizde hızlı bir gelişme süreci izleyen sigortacılık konusunda henüz istenilen düzeye gelinememiştir. Sigortacılık konusunda istenilen düzeye gelemeyişimizin tek nedeni, ülkemizde hemen hemen her kesimde sigorta bilincinin bir türlü yerleşmemiş olmasıdır.

Sigortacılık sektöründe yaşanmakta olan bütün bu olumsuzluklar bir yandan sigorta acentelerinin kapanmasına ve dolayısıyla sektörde çalışanların işsiz kalmasına sebebiyet vermektedir. Diğer taraftan, yüksek sigorta primleri, sigorta poliçesinin tarafı olan vatandaşların mağdur olmasına sebebiyet vermektedir.

Ülkemizde zorunlu trafik sigortasına katılım oranı bile çok düşük kalmaktadır. Bu oran zorunlu olmasına rağmen yüksek fiyatlar nedeniyle yüzde 60'lar civarında kalmıştır. Yapılan  araştırmalar trafikte bulunan yaklaşık 17 milyon 191 bin araçtan 4 milyonunun sigortasız ve muayenesiz olduğunu ortaya koymaktadır. Bunun da en büyük sebeplerinden bir tanesi sigorta poliçelerinin ve bedelinin pahalı olmasıdır.

Ülkemizde sigortacılık sistemi daha fazla geliştirilmelidir. Sigorta şirketlerinin sorunları çözüme mutlaka kavuşturulmalıdır. Ülkemizde bir yandan sigorta şirketlerini çözüme kavuştururken, diğer yandan da vatandaşlara sunulan yüksek fiyatlı hizmetlerden vazgeçilmelidir, primler daha aşağı seviyeye düşürülmelidir. Yüksek oranlı fiyatlar ülkemizde sigorta sisteminin gelişmesini engellemektedir. Yaşam boyu ticari ve sosyal hayatımız her zaman çeşitli risklerle karşı karşıya kalmaktadır ve içinde bulunduğumuz durumlar da bazen bizleri bu noktaya getirmektedir. Sigorta, bu durumlarda riski bölmek, zararı paylaşmak yani ekonomide riski azaltmak amacıyla ortaya çıkmaktadır. Sigortanın bu işlevinin yanında sosyoekonomik krizleri yumuşatmak veya önlemek, toplamış olduğu birikimleri yatırıma dönüştürmek işlevleri bulunmaktadır. Ekonomiye uzun vadeli kaynak sağlamak ve her ülkede gelir seviyesinin yükseltilmesine katkıda bulunmak da sigortacılık sisteminin işlevleri arasında bulunmaktadır.

Bütün gelişmiş ülkelerde sigortanın fon yaratma fonksiyonu büyük ölçüde işlerlik göstermektedir ancak Türkiye'de sigortacılık sisteminin ekonomiye önemli kaynaklar sağladığını söylemek de mümkün değildir. Bunun en büyük nedenlerinden birisi de sigorta işlemlerinin sermaye piyasası kapsamı dışında bırakılmış olmasıdır. Sigortacılıkta prim gelirlerinin yetersiz olmasının yanı sıra ulaşılan fonların rasyonel kullanılmaması, kısa vadeli yatırımlarda değerlendirilmesi ve yatırım sahalarının yasayla kısıtlanması diğer önemli engeller arasında yer almaktadır.

Sigortacılıkta son dönemlerde firmaların teknik kârlılığı da azalmış durumdadır çünkü serbest tarife uygulaması piyasada şirketler tarafından fiyat kırma şekline dönüştürülmüştür ve rekabet konusunda şirketlerin birbiriyle rekabetinin fiyatlara yansımasından dolayı zor durumda bulunmaktadırlar. Diğer taraftan, bu sektörde şirket sayısının hızla artması nedeniyle mevcut piyasanın paylaşım rekabeti ağırlaşmış ve ortalama verimlilik seviyesi gerilemiştir.

Türkiye'de yaşanan deprem, sel ve yangın gibi doğal afetler sık sık oluşmaktadır. Durum böyle olunca devlet haklı olarak her dönemde yaraları sarmaya çalışmaya gayret göstermektedir. Devlet, doğal afetlerde vatandaşa sarılırken ve yaraları sararken sigortalı olup olmadığını gözetmemelidir, sigorta yaptıracak durumda olmayan vatandaşların zararını karşılamalıdır.

Ülkemizde sigortacılık sistemi konusunda önemli sorunlar yaşanırken en büyük sıkıntıyı ürünlerine tarım sigortası yaptıramayan çiftçilerimiz yaşamaktadır. Buna da mutlaka bir çözüm bulmamız gerekmektedir. Çiftçilerimizin ürünlerini daha ucuza sigorta yaptırmalarının önü açılmalıdır, bu konu da çok önemlidir. Aksi takdirde, her yıl yaşanan doğal afetler çiftçilerimize büyük zararlar vermektedir.

Ülkemizde sigortacılık türleri, mevzuat eksiklikleri nedeniyle işlev sorunu yaşamaktadır. Sigortacılığın sorunlarının çözümü için her şeyden önce sağlam bir hukuki yapının oluşturulması gerekmektedir. Bu sağlam ve hukuki yapı da yine bu Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçecektir. Bu bakımdan hukuki altyapıyı geliştirirken ülke şartları ve piyasa ekonomisi gerekleri göz önünde tutularak yeni bir sigorta yasasını hazırlamak durumundayız.

Ülkemizin kalkınması adına Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak, üzerimize düşen her göreve hazır olduğumuzu buradan belirtmek istiyoruz. Bu vesileyle yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)