GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:113
Tarih:30.05.2013

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; ben bir üniversite öğretim görevlisi değilim, bilimsel bir tarafım da yok ancak yaşadıklarım ve gördüklerimi de söylemek zorundayım.

Sayın Bakanım, Sayın YÖK temsilcim, Sayın Komisyon Başkanım; görüyorum ki cadde, minibüs geçiyor, bazı fakülte ve yüksekokullar araba tamircilerinin içinde. Bu çocuklar buraya giremiyor, hiçbir sosyal etkinliği yok, bahçesi yok, sadece çıkıyorlar, caddede trafiğin içinde kalıyorlar. Eğer izin veriyorsanız bazı yüksekokullara ve bazı fakültelere, bu çocukların sosyal ve psikolojik durumlarını gözetmek zorundasınız. Ben size İstanbul'da böyle -ben kimseyi küçümsemiyorum ama- tamircilerin içinde, çocukların girip çıkmasında sorun olan yerlerde bazı yüksekokulları gösterebilirim. Bir kere, bunu net söylüyorum.

İki: Arkadaşlar, dikkatle şu rakamı dinleyin: Türkiye'de şu anda -ki benim aldığım bilgiye göre- vakıf üniversitelerinin öğrenci sayısı 210 bin. Beni herhâlde Komisyon Başkanım teyit edecektir. Sayın Elitaş, 210 bin vakıf üniversitesinde okuyan öğrencimiz var ama bu vakıf üniversitelerinin bu çocuklara yaptığı yurt sayısı 8 bin. Vakıf hayırdır, eğer biz vakıf üniversitelerine izin veriyorsak bu çocuklarımızın gelecekte nerede, nasıl kalacaklarını da, bunlar hayır kurumları ise düşünmek zorundalar. Onun için, Sayın Bakanım, bugünden, bugüne kadar kurulmuş vakıf üniversiteleri belli bir süreçte -bu süreç beş yıl mı olur, on yıl mı olur- öğrencilerini? Bazı vakıf üniversitelerine çok saygı duyuyorum. Aynı kampüste kalıyorlar, aynı kampüste çok güzel yurtları var, sosyal donatıları var. Ben hakikaten bunu yapan vakıf üniversitelerinin önünde saygıyla eğiliyorum ama bugün Türkiye'de vakıf üniversitelerimizin yüzde 5'inin dahi yurdu yok. Öğrenciler nerede kalacak, hiç düşünmüyor arkadaşlar.

Sayın Bakanım, buna bir zorunluluk getirmek zorundasınız. YÖK Temsilcim, vakıf üniversitelerine hemen izin veriyorsunuz. "Hayır, kardeşim. Sen bu çocukları nerede yatıracaksın, bu çocuklar nerede kalacak?" Bunu düşünmeden izin veriyoruz, ondan sonra çocuklar sefil oluyor. Zaten Kredi Yurtlar Kurumu hızla açılan devlet üniversitelerine, her yerdeki devlet üniversitelerine yetişemiyor, bütçesi yetmiyor. Bir tek Kredi Yurtlar Kurumunun dışında siz eğer vakıf üniversitelerine bu zorunluluğu getirmezseniz belli bir süreçte -bugünden yarına demiyorum- kaç öğrencisi varsa her vakıf üniversitesi bu öğrencilerin nerede kalacağına, nerede yatacağına? İşte, hayırsa esas hayır budur arkadaşlar. O zaman amaç başka oluyor, amaç değişik oluyor, amaç para kazanmak oluyor, bu çocukların sosyal ve psikolojik hiçbir sorunu ile ilgilenmemek oluyor. Bir kere bunu da söylemek, Sayın Bakanım, benim boynumun borcu.

Üç, Sayın Bakanım, biz çocuklarımızı sevmiyoruz. Ben öğretim görevlisi değilim. Yabancı dille eğitim, yabancı dille öğretim, bunun takdirini ben yapamam ama Türkiye'de ilköğretimden başlayarak lise sona kadar bir lisanı, üniversite sonuna kadar ikinci lisanı biz çocuklarımıza? Yine söylüyorum, ben yabancı dille eğitim ve öğretim konusunda ahkam kesemem. Eğer biz başlamazsak, çocuklarımızı dünyayla entegre etmezsek? Biz çocuklarımızı katlediyoruz. Dünyanın her tarafındaki çocuklar iki lisan, üç lisan biliyor. Biz, bu konuda hakikaten çocuklarımızı katlediyoruz.

Hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)