GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: KAMU FİNANSMANI VE BORÇ YÖNETİMİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:86
Tarih:02.04.2013

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bu kira sertifikaları, varlık kiralama şirketi konusu çok önemli. Demin değerli Sayın Badak konuşması sırasında bir şirketin varlığından bahsetti ama bildiğimiz anlamda -biraz önce Sayın Aslanoğlu da sordu, "Bir anonim şirket deyince, ne anlıyorsunuz?" dedi- sizin anladığınız anlamda bir anonim şirketin varlığı söz konusu değil.

Bu konu, bu kira sertifikası konusu üç açıdan çok önemli. Bir: Devletin varlığı, güvenilirliği söz konusu. "Türkiye Cumhuriyeti" yazıyor orada, kira sertifikalarında, onun çok güvenilir olması lazım. O açıdan çok önemli, devlet olduğumuz için çok önemli. İki: Hukukun üstünlüğü açısından çok önemli. Hukuk her şeyin üstünde, belli kurallar manzumesinin olması lazım ve her şeyin üstünde olması lazım. Bu açıdan çok önemli. Üçüncüsü de itikadi açıdan? Bireyin inançlarının istismar edilmemesi gerekir, inanç istismarının olmaması lazım. Bu açılardan önemli.

Bakın, bu varlık kiralama şirketi üstünden çıkarılan kira sertifikalarıyla ilgili olarak baktığımızda gerçek anlamda bir şirketin olmadığını görüyoruz. Bu açıklandı; bir şirket yok, yönetim kurulu başkanı yok, sermayesi yok, genel müdürü yok, defter, belgesi yok, hiçbir şey yok. Bunun üzerinden 6 milyar liralık sertifika çıkarılmış ve Müslüman insanlara dağıtılmış, almışlar onlar da bu Türkiye Cumhuriyeti'ne güvenerek. Ama, bu faiz; üzerinde yazıyor, bunu görüyorsunuz. İş akışına bakıyorsunuz, normal olarak olması gereken: Varlık kiralama şirketinin gerçekten üzerinde gayrimenkuller olması lazım, o gayrimenkulleri gerçekten kiraya vermesi lazım, kira geliri gerçek anlamda elde etmesi lazım. Burada gayrimenkul yok, üzerinde varlık kiralama şirketinin sermayesi olmadığı için gayrimenkul de yok.  Gerçekten kurulmamış ve biz insanları aldatmışız, 6 milyar liralık -kaç bilmiyorum- binlerce Müslüman'ı aldatmışız Türkiye Cumhuriyeti olarak. Bu olacak şey midir? Biz buna nasıl "Evet" diyeceğiz? Vicdanlarımız sızlamaz mı? Bunu nasıl yapabiliriz? İnancımız, imanımız sızlamaz mı? Bunu ifade etmeye çalışıyorum; hem devlet açısından hem hukuk açısından hem inancımız, itikadımız açısından yanlış bir iş yapıyoruz. Bunun düzeltilmesi lazım. Vicdanlarınıza sesleniyorum. Böyle bir şirket yok.

Bakın, hazine diğer işlemlerinde olduğu gibi sadece hazine tahvili çıkarsaydı, belli bir faiz koysaydı hiçbir şey fark etmezdi. İnsanlar bize güvenmişler, gelmişler, "Faizsiz sertifika alıyorum." demişler ama ondan daha az faiz veren bir sisteme yakalanmışlar. Olacak şey midir bu? Olması gerekeni tekrar söylüyorum: Orada işlem akışı, varlık kiralama şirketi üzerinde muhakkak gayrimenkullerin olması gerekir ama gayrimenkul olması için muhakkak sermayesi olması gerekirdi. Böyle bir şey yok çünkü şirket de yok, gayrimenkul de yok. Hangi gayrimenkuller olduğu da tam olarak belli değil. Defalarca sorduk, anlayamadık hangi gayrimenkuller var bu şirketin üzerinde. Kâğıt üzerinde bile olsa, onlar dahi yok. Bu gayrimenkuller kiraya verilecek, gerçek anlamda kiraya verilecek, kira geliri elde edilecek, kira sertifikası onun üzerinden piyasaya arz edilecek; o da yok. E, bu durumda biz ne yapıyoruz? Nasıl bir devletiz biz? Biz muz cumhuriyeti miyiz? Biz insanların dinini, inancını istismar eden bir Türkiye Büyük Millet Meclisi miyiz, bir devlet miyiz? Hukukun üstünlüğünü hiçe sayan, güvenirliği olmayan bir devlet miyiz?

Hepinizin bu konulardaki hassasiyetine sesleniyorum. Sizlerin bu konularda hassas olduğunu, olacağını biliyorum. Böyle bir konunun, bu konuların siyaseten düşünülmemesi gerektiğini sizlerin en iyi şekilde takdir edeceğini düşünüyorum.

Tekrar vicdanlarınıza sesleniyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.