GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:86
Tarih:02.04.2013

YUNUS KILIÇ (Kars) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; tabii, öncelikle bir konunun iyi ya da kötü olduğunu söyleyebilmek için onu biraz bilmek, anlamak, dünya bu konuda ne yapıyor, bunları değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum.

Nükleer santral? Tabii ki, Türkiye neden bu yola başvuruyor, Türkiye neden nükleer santral kurmak istiyor, dünya bu konuda neler yapıyor? Arkadaşlar, dünyada bugün 442 tane kurulu, 64 tane de yapımı devam eden ve programlanan nükleer santral olduğunu öncelikle bilmemiz lazım. Bizim, medeniyette, teknolojide, ekonomide örnek aldığımız, ulaşmaya çalıştığımız ülkeler Amerika, Avrupa ülkeleri başta olmak üzere özellikle turizmde ve bu, araştırılması istenen tarım ve hayvancılıkla alakalı konularda dünyada öne çıkmış, ilk onda bulunan, tarımsal ihracatları ilk onda bulunan -Amerika başta olmak üzere-  ülkelerin hemen hemen elektrik enerjilerinin yüzde 75'ini nükleer santrallerden sağladıklarını görüyoruz.

Peki, nükleer santrallerde olumsuz şeyler olmaz mı? Doğaya, çevreye, hayvana, insana zararlı şeyler olmaz mı? Olur elbette. Fakat Türkiye bu nükleer santralleri en son teknolojiyle, sizin bahsettiğiniz Fukuşima'da veyahut da Çernobil'de olmayan teknolojilerle yapma gayreti içerisindedir. Beş güvenlik önlemli sistemler kuruyor Türkiye ve bu güvenlik önlemleriyle kurulan santrallerde, saygıdeğer milletvekilleri, kaza olma ihtimali üç yüz milyonda 1'dir. Bakın, Türkiye'nin bu kadar enerjiye ihtiyacı olduğu bu devirde, 2023 vizyonunda 500 milyar kilovatsaat enerjiye ihtiyacımız olacağı açıkken, yenilenebilir enerjilerinin tamamını bu ülke kullanabildiği takdirde bile bunun yarısına yakınını elde edemeyeceği ortadayken siz, üç yüz milyonda 1 olan bir ihtimal üzerine, bu kadar iyi niyetli bir girişimi nasıl baltalamaya kalkarsınız? Bu, ülkeye hayır mıdır, yarar mıdır? Bunların hesabını, kitabını neden yapmazsınız?

Şimdi, arkadaşlar, ben bir tecrübemi aktarayım, daha doğrusu bir anımı anlatarak bu olayın ehemmiyetini vurgulamak istiyorum. Kars Kafkas Üniversitesinde, bir gün, bu konuyla alakalı bir konferans verileceğini duydum. Biz  Amerika'dan bilim adamlarının geldiğini ve bu konuyla alakalı ayrıntılı oturumlar yapılacağını duyduk, biz de katılalım dedik. Ve işin daha ilginç tarafı, bu akademisyenler içerisinde, Amerika'da bu işi yöneten, organizasyonların içerisinde bulunun hocalardan bir tanesinin de Karslı olduğunu duyunca, dedik hem böyle bir bilim adamını tanıyalım hem de ne diyor bunu iyice anlayalım. Arkadaşlar, üç dört saat süren toplantılarda -can kulağıyla dinledik- gelmiş olduğumuz sonuç, bizim oradan çıkardığımız şuydu: Bu teknolojiyi öncelikle kullanan ülkelerden birisi olan Amerika ve Batı ülkeleri, bunu kendileri ziyadesiyle yaparken, enerjilerini buradan temin ederken, ekonomilerini geliştirirken, dünyaya çeşitli ürünleri bu sayede ihraç ederken, ülke insanının gelir seviyesini, yaşam standartlarını yükseltirken, bizim gibi bu işe soyunmakta olan ülkelere de zamanında kendi ülkelerinden götürmüş oldukları, yetiştirmiş oldukları, onlara emek verdikleri insanlara "Arkadaş, sizin kullanılacağınız zaman geldi. Siz, dönün, bu şekilde niyetlenmiş olan ülkelere bu işlerin zararını anlatın." Ama kendileri yapmaya devam ederken? Yani toplantının sonunda, arkadaşlar, şunu sorduk: "Ya, Hocam, iyi diyorsun, güzel diyorsun da, sen bu işle mi görevlendirildin? Yani başka toplumların -Amerikalıların dışında, İngilizlerin dışında, Fransızların dışında, Almanların dışında- bu işi yapmaya aklı yetmez mi demek istiyorsun? Yani bu teknolojiyi siz kuramazsınız mı demek istiyorsunuz? Neden biz bu enerjiden yararlanmayalım dünya bu işi bu kadar abartmış bir şekilde sürdürürken?"

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Üçüncü jenerasyon teknolojiyle yapmış.

YUNUS KILIÇ (Devamla) - Bakın arkadaşlar, doğru değil. Bakın, bu teknoloji sayesinde dünyada son yıllarda sera gazı salınımı yüzde 17 oranında azalmıştır. Yani dünya çevredeki iklim değişikliklerinin önüne geçmek için, tarımı, hayvancılığı ve insan sağlığını korumak için, çevre kirliliğini engellemek için, biyoçeşitliliği düşürmemek, artırmak için nükleer enerjilere yeniden geri dönüyor.

Bakın, nükleer enerji, dünyada şu anda kullanılan en temiz ve en güvenli enerji çeşididir. Bunlar ortadayken, bütün bunlar dururken, siz buna neden karşısınız? Bakın, hemen yanı başımızda en eski teknolojiyle bu işi çalıştıran Ermenistan'da Metsamor Nükleer Santrali var. Neden bununla alakalı bu tür gayretlerimizi hep birlikte sürdürmüyoruz?

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Evet, yapalım, haklısınız!

YUNUS KILIÇ (Devamla) - Kars'ın hemen dibinde, 16 kilometre ötede; teknolojisi eskimiş, kullanım süresi bitmiş. Şimdi, bizim kurmaya çalıştığımızda -tekrar ediyorum- 5 kademeli güvenlik sistemi olan bir teknoloji kuruyoruz ve bu kuracağımız 2 nükleer santralle birlikte, inşallah, enerji ihtiyacımızın altıda 1'ini karşılıyor hâle geleceğiz. Türkiye, açık, net olarak enerji ithalatçısı bir ülke, yılda 55 milyar dolar enerjiye para veriyor ve bu kadar temiz bir enerji imkânımız varken ve bunun yanı sıra yenilenebilir enerjiye dayalı politikalarımızı geliştirirken, rüzgâr enerjisini, jeotermal enerjiyi, efendim, su, hidrolik enerjiyi, termik santrallerimizi de bir taraftan yapmaya devam ederken, neden daha basit, daha ucuz ve kısa sürede geriye dönüş sağlayabilecek bu santrallere karşısınız? Bakın, bu iki santral eğer üç yıl içerisinde çalışmaya, dönmeye başlarsa sağlanacak enerjiyle üç yıl içerisinde kendisini finanse edecek bir hâle gelecek.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Yok artık!

YUNUS KILIÇ (Devamla) - Yani aşağı yukarı 40 milyar Türk lirası bu iki santral bittiğinde Türkiye'ye geri dönüşü olacak. Yani santrallerin, arkadaşlar, bu devasa santrallerin, Türkiye'nin enerjisinin aşağı yukarı altıda 1'ini karşılayacak bu temiz enerjiden oluşan santrallerin geriye dönüşümü aşağı yukarı üç yıl içerisinde olacak. Buna karşı olmanın bir mantığı var mı?

Hayvanlar, insanlar açısından, tabii, değerlendiriliyor. Evet, siz bunun önlemlerini almazsanız, kötü kullanırsanız, atmosfere gazlarını yayarsanız, atık sularını soğutmadan çevreye yayarsanız, efendim, stronsiyumu, plütonyumu, toryumu, bunları eğer koruyamazsanız, koruma altına alamazsanız, iyodu insanlara, hayvanlara ulaştırırsanız, e, tabii ki kanserojen, buna bağlı tiroit kanserleri, cilt kanserleri gibi radyoaktif olaylara maruz kalan şeylere elbette sebebiyet verirsiniz. Ama bu, Metsamor gibi santrallerden kaynaklanan sıkıntılar. Bu, Türkiye'nin kurmak istediği modern ve dünyanın en son teknolojilerini barındıran santrallerde korkulacak meseleler olmadığını açık bir şekilde söylemek isterim.

Bakın, Çernobil'de bir olay oldu, evet, dünya bunun yeterince sıkıntısını çekti, çekmeye devam ediyor. Bizim kuracağımız santral, inşallah, 9 büyüklüğündeki bir depreme dayanıklı bir santral olacak. Arkadaşlar, ha, 9'dan büyüğü olmaz mı? Ya, "9'dan büyüğü de olur." diye düşünmeye kalkarsanız, o zaman, hiçbir şey yapmış olamayız. Alınan teknolojik önlemler bunları korumaya yeterince muktedir olacak şeylerdir.

Bakın, 4 tane önemli, atmosfere salınan -şu andaki mevcut santrallerde, özellikle fosil yakıtlarla çalışan santrallerde- çevreye salınan sera gazları, özellikle iklimi değiştiren, hayvanlar, insanlar, bitkiler üzerinde son derece olumsuz etkileri olan, biyoçeşitliliği azaltan, yok eden, bazı ırkların tükenmesine yol açan sera gazları; karbonmonoksit, karbondioksit, azotdioksit ve sülfürdioksit gazlarının, yapılacak olan, yapılması düşünülen, planlanan, inşallah, nükleer santrallerde atmosfere verilmesi söz konusu değil. Dünyanın şu anda bu nükleer santralleri özellikle yapma gayretinin en önemli sebeplerinden bir tanesi bu sera gazlarının salınımını azaltmak, iklim değişikliğini durdurmak, çevre ısınmasını azaltmak ve biyoçeşitliliği korumak. Eğer biz bu santrallerden bunun dışında başka bir amaç planlıyorsak, eyvallah, tamam, sıkıntılı bir süreçtir, korunması gerekir, önlemlerin alınması gerekir, hükûmet de şu anda biziz, tedbiri bizim almamız gerekir ama ben şu anda buna emin olmanızı istiyorum ki dünyanın şu anda en temiz olarak gördüğü enerji şekli budur ve ülke hedefini 2023 vizyonuna göre bu yönde düzenlemiştir.

Ülkemize hayırlı olacağını düşünüyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.