| Konu: | AYDIN MİLLETVEKİLİ OSMAN AYDIN?IN, PAMUK ÜRETİCİLERİNİN SORUNLARINA İLİŞKİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMASI DOLAYISIYLA |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 102 |
| Tarih: | 03.05.2012 |
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Bahsederiz, bahsederiz, sizi merakta bırakmayız.
Sayın Başkan, yüce Meclisin değerli üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gündem dışı yapılan konuşmaya cevap vermek üzere huzurlarınızdayım. Öncelikle, tabii, biraz önce pamuk ürünüyle ilgili olarak konuşan Aydın Milletvekili Sayın Osman Aydın'ın değindiği hususla ilgili bilgi arz edeceğim ve sürem içerisinde bir de gündemdeki süt ile ilgili olarak da bilgi arz edeceğim Genel Kurula. Hepinizi saygıyla tekrar selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; pamuk, Türkiye için önemli bir ürün çünkü Türkiye, dünya pamuk üretiminde 8'inci sırada yer alıyor, yine tüketimde Çin, Hindistan ve Pakistan'ın ardından dünyanın 4'üncü büyük tüketicisi, verimde de Avustralya ve İsrail'in ardından dünya ülkeleri içerisinde 3'üncü sırada yer alıyor.
Türkiye'de yaklaşık 70 bin çiftçimiz, üreticimiz pamuk üretimini gerçekleştiriyor ve üretilen pamuğumuzun ürün değeri yaklaşık 4 milyar lira civarında; tekstil mamulüne dönüşmesiyle bu değer katlanarak 24 milyar liraya çıkmaktadır. Yani pamuk bizim için sadece bir zirai ürün olarak değil, aynı zamanda sanayimiz için, tekstil sanayimiz için önemli bir ham madde ve Türkiye'nin tekstil ihracatının çok büyük bir kısmını bu pamuk karşılamakta.
2002-2009 yılları arasında pamukta alanda bir eksilme meydana geldi. Tabii bunun çeşitli sebepleri var çünkü başka ürünlerde bir artış söz konusu oldu, bundan dolayı pamukta nispi bir alan azalması oldu. Ancak 2009-2011'de -bu arada aldığımız tedbirlerin de etkisiyle- alan itibarıyla yaklaşık yüzde 36'lık bir alan artışı meydana geldi ve 2011 yılında yaklaşık 573 bin hektar alana ulaştı. Bu da son derece önemli yani pamuk üretiminde 2009'dan itibaren tekrar alan itibarıyla, ürün, üretim itibarıyla -biraz sonra onu da arz edeceğim- bir artış meydana geldi.
Kütlü pamuk üretimi: Destekleme uygulamalarıyla kütlü pamuk üretimi 2009-2011 döneminde yüzde 50 artış sağladı ve 2 milyon 580 bin tona ulaştı. Kütlü pamuk veriminde de yani sadece ürün artışıyla, üretim artışıyla, alan artışıyla sınırlı değil, aynı zamanda birim alandan elde edilen üründe de verimlilik itibarıyla bir artış var. Nedir o?ıo 2002 yılında dekara 350 kilogram pamuk alınıyordu, 2011 yılında 450 kilogram olarak gerçekleşti yani dekar başına şimdi 100 kilogram daha fazla ürün alıyoruz pamuk üretiminde.
Kütlü pamuk üretiminde ilk sırayı yaklaşık yüzde 57'lik pay ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi, yüzde 26'lık oran ile Akdeniz Bölgesi ve yüzde 17'yle de Ege ve Marmara izlemekte.
Tabii, pamuk üretim-tüketiminde de artış meydana geliyor. Biraz önce de arz ettiğim gibi, Türkiye'nin bu yıl lif pamuğu üretimi yaklaşık 1 milyon tona çıktı -ki bu 2010'da 800 bin tondu, 2009'da 638 bin ton civarındaydı- kütlüde ise 2 milyon 580 bin tona çıkmış bulunmakta. Verimde de önemli bir artış var.
Tabii, tüketimde artış var; esas yani pamukla ilgili dikkate almamız gereken temel noktalardan bir tanesi bu. Örneğin, bundan birkaç sene önce 1 milyon 600 bin ton, 1 milyon 300 bin tonlardayken şimdi 1,5 milyon tonu aşmış durumda.
Tabii, burada dünyadaki gelişmeler, dünya fiyatları, diğer ülkelerin durumları, pozisyonları, hepsi bir şekilde etkili oluyor ama bizim açımızdan, Türkiye açısından, gerek tekstil ham maddesi olması gerek yağlı tohum olması ve pamuk tohumu küspesinin aynı zamanda yem ham maddesi olarak kullanılması gibi birden fazla alanda kullanımı bulunduğundan dolayı bizim için stratejik bir ürün olarak değerlendirilmekte ve biz de Hükûmet olarak göreve geldiğimizden bu yana bununla ilgili sürekli, hem pamuğa verilen prim desteğini artırmak suretiyle hem de bununla ilgili üretimi teşvik edecek diğer destekleri devreye koymak suretiyle bu alanda buna dönük politikalar izlemekteyiz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'nin pamuğa dayalı tekstil ihracatı -2002 yılında 549 bin ton lif pamuk ithal ediyor Türkiye- 4,5 milyar dolar ama 2011 yılında 612 bin ton lif pamuk ithalatıyla tekstil ihracatımız 11,5 milyar dolara çıktı. Bu da şu demektir: Türkiye'de hem içerideki üretim hem de aslında ihtiyaç duyulan ve Türkiye'deki talep fazlasının bir şekilde ithalat yoluyla karşılanması sebebiyle bu, sanayiye dönüşüyor, sanayi ürününe ve ihracat içerisinde önemli bir kalemin oluşmasına yol açıyor. Tabii burada şöyle bir şey var: Bu tekstil ihracatı sanayide görünüyor, tarımda görünmüyor sınıflandırmamıza göre ama ithalatı tarımda görünüyor. Onu da sizinle bu vesileyle paylaşmak istiyorum.
Biz kütlü pamuk prim desteğini kilogram başına 2002 yılında 85, bugünkü parayla 8,5 kuruştan 2012 yılında 46 kuruşa çıkardık. Bu, sertifikalı tohum olmak kaydıyla 8,5'tan 46'ya çıkardık. Bu önemli bir gelişme ve destek, aslında, kalemi içerisindeki en önemli husus şu: 2002'de toplam pamuk desteği 184 milyon lira, 2011'de bizim ödediğimiz 792 milyon lira. Burada da 4 kattan daha fazla bir artış söz konusu. Bu da yine bizim, Hükûmet olarak pamuğa verdiğimiz değeri göstermesi açısından son derece de önemli. Ayrıca, Bakanlığımızca 2011 yılı kütlü pamuk ürününe dekar başına 6 TL kimyevi gübre, dekar başına 6 lira mazot ve 2,5 lira da dekar başına toprak analizi desteği verilmiştir, 14,5 lira ediyor dekar başına. Bu da yine önemli bir destek oluşturmakta. 2012 yılı ürünü için de 6,3 lira kimyevi gübre dekar başına, 6,4 lira mazot dekar başına ve 2,5 lira da toprak analiz desteği ayrıca verilecektir ve biraz önce söylediğim gibi prim desteği olarak da kilogram başına 46 kuruş ödeme yapacağız. Dekar başına 2011 yılı ürünü pamuk için prim, mazot, gübre ve toprak analizi olmak üzere yaklaşık 202 lira destek ödenmiştir. 2002 yılında kütlü pamukta desteğin maliyeti karşılama oranı yüzde 19'dur arkadaşlar. Bu çok önemli bir gösterge. Yani bizim verdiğimiz destek pamuk üreticisinin maliyetinin 2002'de yüzde 19'unu karşılıyor iken, bugün bu oran yüzde 41'e çıkmıştır. Yani 100 lira pamuk üreticisi masraf yapıyorsa, maliyetinin 41 lirasını biz destek olarak kendisine ödüyoruz. Burada pamuk üretimiyle de, pamuğun stratejik bir ürün olarak değerlendirilmesiyle ilgili en önemli kıstas esasen bu.
Yine, 2011 yılı prim destekleri Türkiye Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeline göre yapıldı ve 13 havzada pamuk üretimi desteklenmektedir. Bizim, pamuk, gerek sertifikalı tohumluk üretimi desteği ve kullanımı gerekse sübvansiyonluk kredi kullanım desteği gerek kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi, ARGE desteği gibi çeşitli destek kalemlerimiz ayrıca var. Yani Türkiye'de pamuğun gerek verimliliğinin artırılması gerek pazar ve pazarlamayla ilgili sorunlarının giderilmesi gerekse bu alanda kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi gibi. Örneğin, makine ekipman desteklerinde biz pamuğa dönük makine ekipmanların alımında çiftçiye yüzde 50 hibe destek sağlıyoruz kırsal kalkınma desteklemeleri kapsamında.
Yine, ARGE'yle ilgili çeşitli bizim desteklerimiz var. Ulusal Pamuk Konseyi yine bizim Hükûmetimiz döneminde, yakın yıllarda, 2007 yılında kuruldu ve onlar da, gerek Türkiye'deki gerekse dünyadaki gelişmeleri yakından izlemekte ve pamukla ilgili alınabilecek tedbirleri görüşmekte, biz de istişare etmek suretiyle bunlardan uygulanabilir olanları hayata geçirmekteyiz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; diğer önemli bir hususla ilgili sizlere bilgi arz etmek istediğimi ifade etmiştim, o da şu: Dün, Türkiye genelinde 75 ilde, 30 bin civarında, 30.180 okulda yaklaşık 7 milyon öğrenciye süt dağıtımı yapıldı. Bu, tabii, Türkiye için önemli bir proje çünkü ilk defa Türkiye'deki ilkokul çağındaki, altı sınıfa giden bütün 7 milyon 200 bin civarındaki öğrenciye dönük, haftada beş gün dağıtılacak bir proje.
Bu, Türkiye'de sağlıklı beslenme açısından son derece de önemli. Neden? Çünkü özellikle gelişme yaşındaki çocukların büyümesi üzerinde çok önemli etkisi olduğunu bildiğimiz, bilim insanlarının, tıp doktorlarının tavsiye ettiği sağlıklı beslenmede süt içilmesi önemli bir husus. Biz de Bakanlık olarak, Hükûmet olarak, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tedarik boyutuyla, Sağlık Bakanlığımız ve Millî Eğitim Bakanlığımızla birlikte üç bakanlığın koordinasyonunda illerimizde valilerimiz ve orada oluşturulan komisyonlar marifetiyle, diğer ilgili birimlerin de sorumluları katılmak suretiyle bir proje başladı.
Burada hedef şu: Günlük olarak 200 mililitre UHT'yle, tetra pak kutulara doldurulmuş, hazırlanmış bir süt bulunmakta. Burada, tabii, şunu ifade etmemiz lazım çünkü zaman zaman, birkaç gündür bu konuyla ilgili konuşuluyor: Türkiye'de 200 mililitre süt üretimi yapabilen bütün tesislerin tamamı çağrıldı ve aşağı yukarı bunların hepsi, on altı firmanın tamamı -on yedi firmaymış, bir tanesi ihale yasaklı olduğu için girememiş- bunu ortak olarak üretiyor yani bir tek firma veya iki firma, üç firma değil.
Öncesinde, tabii, ihale yapıldı. Bazı vilayetler, bazı bölgelere başvuru olmadığından dolayı o ihale iptal edildi ve en son 17/4/2012 tarihinde ikinci ihaleye çıkıldı, ihale sonucunda UHT süt üretimi yapan ve Kamu İhale Kanunu'nun 14'üncü maddesi gereğince ehil olan firmaların katıldığı bir ihale gerçekleşti. İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu Bölgesi birlikte; Marmara, Karadeniz birlikte; Doğu Anadolu, Ege birlikte ve Akdeniz ayrı olmak üzere dört bölgeyle ihale gerçekleşti. Tabii, bu, ilk defa ve bu kadar büyük ölçekli bir proje, 7 milyon 200 bin öğrenci, çocuk yaşta. Tabii, bunlar farklı sosyoekonomik yapıya, gelir grubuna veya tabii kuşkusuz farklı biyolojik özelliklere sahip bireyler, çocuklarımız olabilir, bunların bir kısmı süte hassas olabilir, bir kısmının süt şekerine hassasiyeti yüksek, bir kısmı belki alerjisi olabilir.
PERVİN BULDAN (Iğdır) - Sütün hiç suçu yok mu Sayın Bakan?
OKTAY VURAL (İzmir) - Veya süt bozuk olabilir.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Dolayısıyla, bunlarla ilgili olarak da önceden bir eğitim programı?
OKTAY VURAL (İzmir) - Ya Allah'ını severseniz ya!
ALİM IŞIK (Kütahya) - Ne alerjik olabilir ne psikolojik olabilir, sadece sütler bozuk Sayın Bakan.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Değerli arkadaşlar, sabredin, sabredin?
OKTAY VURAL (İzmir) - Belki bozuk da olabilir, değil mi?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Öyle değil.
ALİM IŞIK (Kütahya) - Öyle efendim, öyle.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Öyle değil.
TURGUT DİBEK (Tekirdağ) - Bozuk olamaz arkadaşlar! Bozuk olabilir mi?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Değerli arkadaşlar, sütlerin bozuk olma ihtimalini de elbette göz önünde bulundurduk. Bunlarla ilgili olarak da?
OKTAY VURAL (İzmir) - Dalga geçiyorsunuz milletle ya!
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Şimdi, siz illa öyle istiyorsunuz diye bozuk olmaz, sizin hatırınız için süt bozuk olmaz. Biz süte bakarız, eğer bozuksa zaten onu incelemeye aldık. Hatta şüphe duyduğumuz her yerle ilgili de durdurduk. Teknik inceleme yapıyoruz. O konuda kimsenin endişesi olmasın. Ama illa?
MÜLKİYE BİRTANE (Kars) - Mardin Devlet Hastanesi zehirlenme olduğunu belirtti Sayın Bakan.
OKTAY VURAL (İzmir) - Milletimizle dalga geçmeyin ya! Yapmayın! Ayıptır!
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Değerli arkadaşlar, sütle ilgili şu anda?
OKTAY VURAL (İzmir) - Saygı gösterin millete!
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Yani bir gıda zehirlenmesi, sütten dolayı bir zehirlenme şüphesi ve tanısıyla şu anda hastanede tutulan, yatan, tedavi gören çocuğumuz yok çok şükür. Dün müracaat eden?
PERVİN BULDAN (Iğdır) - Mardin Devlet Hastanesi açıklama yaptı Sayın Bakan.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Dün müracaat eden çocuklarımızın?
OKTAY VURAL (İzmir) - İşte, bugün var ya!
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - 4 binin üzerinde çocuk dün müracaat etti. Bu çocuklarımızın hepsinin ayakta tedavisi yapıldı. Tabii, şikâyetleri alındı, kimisinin mide bulantısı, kimisinin başka birtakım belirtileri; bunlar tedavi edildi ve şu anda gıda zehirlenmesi veya süt zehirlenmesiyle ilgili, böyle bir tanıyla şu anda tedavi altında bulunan bir çocuğumuz yok. Bu önemli bir durum. Bu, şu demektir: Demek ki, bu belirtilerin hepsi son derece de hafif belirtiler. Bunların nedeni üzerinde şu anda ayrıntılı bir şekilde duruluyor. Şüphe olabilecek, şüphe doğurabilecek bütün durumlarda sütler toplandı. Bunlarla ilgili bakteriyolojik, biyokimyasal, diğer bütün analizler yapılıyor. Yirmi dört saat ile kırk sekiz saat içerisinde bunların sonuçları alınıyor. Çocuklarımızla ilgili yine?
ORHAN DÜZGÜN (Tokat) - Bunların çocuklara verilmeden önce yapılması gerekmiyor muydu Sayın Bakanım?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Mesela bazılarıyla ilgili gaita örnekleri alındı, muayeneler yapıldı, hepsi yapıldı, bunların hepsi; tedbir alındı.
OKTAY VURAL (İzmir) - O sütten içtiniz mi Sayın Bakan?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Şüphe duyduğumuz sütlerin hepsini durdurduk, onu da söyleyeyim ve onlar piyasadan çekildi. Dolayısıyla, bu konu da hassasiyetle takip edilmekte. Tabii, Türkiye ilk defa bu kadar büyük ölçekli bir sağlıklı beslenme projesi hayata geçiriyor. Bu projeyi birilerinin provoke etmesine de müsaade etmeyeceğiz.
OKTAY VURAL (İzmir) - Peki, çocuklar mı provoke ediyor? Ne demek?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Bir şekilde yanlış bir uygulaması olanlar varsa o yanlış uygulama içerisinde olanlara en ağır cezaları vereceğiz, ondan hiç şüphe yok.
OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkan, çocuklar mı provoke ediyor ya? Yani çocukları suçluyor, diyor ki: "Provokatör onlar." Çocukların günahı ne, niye provokatör olsun?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Kimseyi de peşin olarak suçlamıyoruz, hiç kimseyi peşin olarak suçlamıyoruz. Değerli kardeşlerim, dolayısıyla, bütün ilgili bakanlıklar illerdeki komisyonlar marifetiyle bu süreci şu anda izlemekte ve takip etmekte. Bu proje tabii devam edecek.
Çocuklarımızla ilgili, ailelerle ilgili, başta zaten eğitimler verildi, hepsinden formlar alındı. O formlara göre çocuğun eğer bir hassasiyeti, özel? Mesela bakın, form örneği burada, bunların hepsi çocukların ailelerine imzalatıldı daha uygulama başlamadan önce ve bir şikâyet bildiren veya bir hassasiyet bildirenlere zaten verilmemesiyle ilgili talimat verildi. Normal şartlarda UHT sütle, eğer tekniğine uygun olarak hazırlanmışsa -bunun içerisinde eğer sonradan bir bozulma, bir delinme, bir bombaj vesaire bir şey yoksa- normal olarak onun üç ay dört ay gibi bir süre -ki üzerinde yazıyor son kullanma tarihi- bir zarar vermesi beklenmiyor. Ancak, bütün bunlara rağmen, biz, her vilayette -şüphe olan veya olmayan- verilmiş olan, dağıtılan sütlerin hepsinden numuneleri aldık, bu numunelerin analizleri yapıldı, şu anda bazıları alındı bazıları alınıyor ve alır alınmaz da biz zaten bunların hepsini kamuoyuyla paylaşıyoruz, son derece şeffaf bir şekilde, gizli saklı hiçbir şey yok, açık, şeffaf. Eğitimler yapılıyor, eğitimler veriliyor.
Bundan sonraki süreçte biraz daha dikkat etmek lazım, biraz daha eğitime önem vermek lazım. Çocuklarımızın bu proje vesilesiyle kesinlikle sağlıklı beslenmesi söz konusu ve bu sağlıklı beslenmeyi de kesinlikle bizim durdurmamamız lazım. Şu anda uygulamamız devam ediyor, devam edecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Sayın Başkan?
BAŞKAN - Sayın Bakan, teşekkür ediyorum efendim.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Peki.
Ben, teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)