GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRK PETROL KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:111
Tarih:28.05.2013

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 4'üncü maddedeki önerge üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, "enerji" deyince canlılık, yaşam akla gelir; yaşamın sürdürülebilmesinin unsurlarından bir tanesi de enerjidir. Bu enerji yaşamın kaynağıdır ama Türkiye'de "enerji" deyince petrol, doğal gaz, kömür ve maden akla gelir. "Petrol" denilince de akla Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı gelir. 1954'ten beri, Türkiye'de yer altı petrollerinin çıkarılmasında  ve pazarlanmasında çok önemli rol üstlenen bir millî kuruluşumuzdur.

Şimdi, bu kanun tasarısı ile, petrol aramacılığını teşvik etmek üzere getirilen bu kanun tasarısı ile bizim ulusal çıkarlarımız göz ardı ediliyor. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının bu millî yanı, ulusal yanı yok ediliyor ve bizim yer altı kaynaklarımızın kamu yararına uygun olarak işletilme ve çıkarılma ilkesi ortadan kaldırılıyor. Dolayısıyla, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının özelleştirilmesinin önü açılarak Türkiye'deki petrol kaynaklarının uluslararası tekeller tarafından peşkeş çekilmesinin koşulları oluşturuluyor.

Bugün, biliyoruz ki artık enerji politikaları sadece bir ülkenin ekonomik unsuru olarak değil, aynı zamanda ülkenin dış politikasının güvenlik eksenini oluşturan bir unsur olarak algılanmaktadır. O nedenledir ki bugün, Orta Doğu savaşın kaynağı hâline gelmiştir. Orta Doğu'ya ABD'nin ve diğer Avrupa ülkelerinin göz dikmelerinin temel nedeni de buradaki enerji ve petrol kaynaklarıdır.

Değerli milletvekilleri,  bu kanun tasarısına baktığımız zaman, yabancı devlet şirketlerinin petrol faaliyetlerinde bulanabilmeleri için aranan Bakanlar Kurulu kararı kaldırılıyor, arama ve üretim faaliyetlerinde yabancı devletlerin hâkimiyetinin önü açılıyor.

Yine "Devlet adına arama ve işletme ruhsatı alma hakkı TPAO'ya aittir." hükmü neden yasadan çıkarılıyor, ben bunu anlayabilmiş değilim.

Yine, petrol arama ruhsatı için yapılacak başvuruda aranan  teknik yeterliliğe ve tecrübeye sahip olunma şartı kaldırılıyor, yetkin olmayan şirketlere ruhsat verilmesinin önü açılıyor.

Petrol şirketlerinin mevcut kanunla ödemekte oldukları vergi, yüzde 55 toplam vergi tabanı yüzde 40'a indirilerek vergi oranlarında yapılabilecek artışlardan kaynaklanan devlet gelirlerinin önü kesilmiş oluyor.

Değerli milletvekilleri, bu petrol, demin de söyledim, stratejik bir olaydır ve gerçekten de bugün savaşların kaynağıdır. Şimdi, böyle bir kanunda daha çok ulusal çıkarları düşünmek gerekirken ve kamu yararını etkin bir şekilde kullanmak gerekirken bunun bu şekilde getirilmesi çok yanlıştır.

Şimdi, bir de "TPIC" denilen bu Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına bağlı bir kuruluş vardı, hepimiz bunu biliyoruz. Bu TPIC, TPAO'ya bağlı bir şirket iken 150 milyon dolar olan sermayesi üzerine 350 milyon dolarlık sermaye eklenerek 500 milyon dolara 2013 yılının başlarında BOTAŞ'a devrediliyor. TPIC, Enerji Bakanlığının izni olmaksızın "çalışma" adı altında personelini Genel Müdürün inisiyatifiyle yurt dışına gönderebilmektedir. Bir devlet bakanımız ve Başbakan yardımcımızın oğlu bu TPIC'te "danışman" adı altında çalışmaktadır. Öyle anlaşılıyor ki, TPIC'in sermayesinin 150 milyon dolardan 500 milyon dolara çıkarılmasının nedeni, herhâlde bu Başbakan yardımcımızın oğlu yurt dışlarında rahat rahat dolaşsın diye yapılıyor. Şimdi, ben merak ediyorum ve bu kürsüden söylüyorum: Bu Başbakan yardımcısının oğlu ne kadar yurt dışına gitmiştir, ne iş yapmaya gitmiştir?

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)