| Konu: | CEYHAN ENERJİ İHTİSAS BÖLGESİNİN SORUNLARI HAKKINDA |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 8 |
| Tarih: | 18.10.2011 |
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adana ve Ceyhan Enerji İhtisas Bölgesi'nin sorunları hakkında gündem dışı söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, bir şehir düşünün: Plaka kodundaki sıralaması 01. Dört bin yıldır adı aynı olan ve Hititlerden Perslere, Romalılardan Bizanslılara, Selçuklulardan Osmanlılara kadar on bin yıldır nice medeniyetlere ev sahipliği yapmış. Doğu ile Batı arasında bir geçiş köprüsü, Orta Doğu'ya açılan bir pencere. Seyhan ve Ceyhan nehirleri arasında dünyanın en bereketli ovalarından birine sahip. 46 kilometrelik, Türkiye'nin en bakir ve en güzel kumsalında denize girip, aynı anda karlar üzerinde yürüyebileceğiniz turizm için potansiyeli olan bir şehir. Bir zamanlar "beyaz altın" denilen pamuğun başkenti olmuş, Türkiye'nin ilk sanayi tesislerine ev sahipliği yapmış, başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu olmak üzere iş, aş bulmak umuduyla insanların akın ettiği bir kentimiz Adana. Ticaretin merkezi diye başta komşu iller, Kayseri, Niğde, Gaziantep, Kahramanmaraş olmak üzere çeşitli illerden ticaret yapmak için göçenlerin kenti Adana.
Değerli milletvekilleri, bu, geçmişin Adanası; bir de bugünün Adanası'na bakalım. Bugün, İktidarın ve Sayın Başbakanın ajandasından çıkardığı ve âdeta cezalandırdığı bir kent Adana. Nasıl mı? Bugünün Adanası'na ait birkaç veriyi sizlerle paylaşmak istiyorum: Son on yılda otuz dokuz fabrika kapanmış, 40 bin kişi işini kaybetmiş. Adana, işsizlikte TÜİK'in raporuna göre yüzde 19,1 oranıyla Türkiye'nin işsizlik oranının en yüksek olduğu kenttir. BDDK'nın raporuna göre batık kredi kartları sıralamasında Adana Türkiye şampiyonu. Osmaniye'den sonra en az kamu yatırımı alan ikinci il. Kamu yatırımı olarak Ankara'da kişi başına 283 TL düşerken Adana'da kişi başına 75 TL düşüyor; Ankara ikinci büyükşehir, Adana ise beşinci büyükşehir ama dörtte 1 yatırımı anca alıyor. Emniyet Genel Müdürlüğünün raporuna göre planlı yolsuzluk ve sağlık yolsuzluğunda Türkiye birincisi Adana. Yaşanabilir iller sıralamasında on üçüncü sıradan elli üçüncü sıraya gerilemiş. Okuryazarlık oranında kırkıncı sırada. Ortaöğretime geçiş sisteminde il millî eğitim müdürlüğü verilerine göre elli altıncı sırada. Her yıl 50 bin niteliksiz göç alan, 50 bin nitelikli göç veren kent Adana. Daha başka ne söylenebilir ki! Saysak maddelerce sayabileceğimiz, Adana'nın durumuyla ilgili, olumsuzluklarıyla ilgili konular var.
Oysa Sayın Başbakan, seçim öncesinde Adana mitinginde "Adanalı Karacaoğlan bu toprakları ne kadar seviyorsa inanın biz de bu toprakları o kadar seviyoruz." diyordu. Sayın Başbakan, bu nasıl sevgidir, bir de sevmeseniz Adana'nın durumu nice olacaktır?
Devam ediyor Sayın Başbakan: "Adana medeniyet şehridir, Adana ticaret şehridir, sanayi şehridir, Adana Çukurova'nın fedakâr çiftçisinin şehridir." diyor. Evet öyleydi, ancak siz cezalandırmadan önce, sizin iktidarınızdan önce. Şimdiyse, işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk ve çarpık kentleşme gibi sorunlarla anılan bir kent olmuştur Adana.
Gençlik ve Spor Bakanımız Sayın Suat Kılıç geçen hafta Adana ziyaretinde şöyle diyor: "Sayın Başbakanımızın siyasetine yön veren temel felsefe, aldanan da olmayacağız aldatan da olmayacağız." Bu, şu anlama geliyor; ne söz verildiyse bilfiil harfiyen yerine getirilecek. O zaman kabinenin ilgili bakanlarına sormak istiyorum: Sayın Başbakanın 04/06/2011 tarihlerinde Adana İstasyon Meydanı'nda yaptığı mitingdeki verdiği sözlerden hangisi gerçekleşti? Bırakın gerçekleşmeyi hiçbiri projelendirildi mi?
Sayın Başbakanın seçimden önce verdiği sözleri kendi ifadeleriyle hatırlatmak istiyorum: "Metroyla ilgili müjdemle geliyorum. Şu anda Adana Büyükşehir Belediyesinin gelirinin yüzde 40'ı metro borcuna kesiliyor. Biz bundan dolayı metroyu Ulaştırma Bakanlığına devrediyoruz. Biz, ne söz verdiysek yaparız, Türkiye genelinde yaptığımız gibi." Sayın Recep Tayyip Erdoğan söylüyor bunları. Kaç ay önce? Dört ay önce.
Şimdi Ulaştırma Bakanımıza soruyorum: Metronun borcuyla ilgili tek adım atıldı mı? Tabii ki hayır.
Evet, çok teşekkür ediyorum. Süre yetmedi herhâlde . (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)