| Konu: | GÜMRÜK KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (S.S.:437) |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 84 |
| Tarih: | 28.03.2013 |
ALİM IŞIK (Kütahya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 437 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 49'uncu maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge hakkında söz aldım. Bu vesileyle yüce Meclisi ve bizleri izleyen değerli vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Önergemiz bu tasarıda yer alan maddenin tasarı metninden çıkarılmasını öngörmektedir. Neden derseniz, bu madde 18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu'nun "Denetim" başlıklı 100'üncü maddesinde yeni düzenlemeler getiriyor. Mevcut uygulamadaki hâliyle bu madde "Odalar, borsalar, Birlik ve bunların bağlı ve ilgili kuruluşları, Bakanlığın denetimine tabidir." şeklindedir. Şimdi, Bakanlık 2004 yılında kendi Hükûmetleri döneminde çıkardıkları bu düzenlemedeki hükmü yetersiz buluyor; getirdiği yeni düzenlemeyle denetimin nasıl yapılacağını, bir yönetmelikle düzenlenebilecek hükümleri kanun hükmü hâline getiriyor. Bununla da yetinmiyor, diyor ki: "Denetleyeceğimiz oda, birlik veya borsanın personelini müfettiş uygun görürse görevden el çektiririz, denetim bitimine kadar bunu görevden alırız. Dolayısıyla -bu arada zaten seçimler de yaklaşmış- seçim öncesi iktidar aleyhine veya uygulamalar aleyhine herhangi bir ses çıkması hâlinde boyunun ölçüsünü ona gösteririz."
Değerli milletvekilleri, bir demokratik ülkede bunlar olmaz. Şimdiye kadar odalar ve borsalarla ilgili hangi denetimde hangi sorunlar çıktı da sizin çıkardığınız kanun size yetersiz kaldı, şimdi bu düzenlemeyi getiriyorsunuz? Buradan da TOBB yetkililerine seslenmek istiyorum. Bu düzenlemeye sesini çıkaramayan odalar, borsalar ve Birlik yöneticileri bundan sonra çıkıp da herhangi bir konuda şikâyet etmemelidirler, edememelidirler. Dolayısıyla, bu düzenleme tamamen bir meslek örgütü konumunda olan Odalar ve Borsalar Birliğinin çalışmasını engelleyecek ve iktidarın emrine amade bir sivil toplum kuruluşu hâline dönüştürecektir. Bunun burada yeri olmadığını düşünüyoruz. İnanıyorum ki bu düzenlemeyi yüce Kurulun siz değerli üyeleri de haksız buluyorsunuzdur.
Bir de bu düzenlemede "Verilen talimatlara yönetimler uymak zorundadır." diye bir fıkra eklenmiş. Şimdi, bu talimat nedir? Bu talimatı kim verecek, nasıl verecek? Sayın Başbakanın televizyondan TOBB yöneticilerine gönderdiği bir mesaj talimat olarak mı kabul edilecek ve bunun gereği nasıl yapılacak? Böyle bir düzenleme bu Meclise yakışmıyor. Talimatla bu ülkede, eğer, sivil toplum kuruluşlarını Hükûmet yönetmeye kalkarsa, o sivil toplum kuruluşlarını kapatsın daha iyidir diyorum. Onun için bu madde son derece ağır hükümler içeren bir madde ve mutlaka tasarı metninden çıkartılması gerekiyor.
Değerli milletvekilleri, bu vesileyle Sayın Başbakanın 2008 yılında bir AKP grup toplantısında açıkladığı ve tutarının 36 milyar dolara ulaştığını ifade ettiği petrol kaçaklarıyla ilgili şimdiye kadar Hükûmetin ne yaptığını, bu kaçakların ne kadarını devlet hazinesine gelir kaydettiğini ve yıllık bundan dolayı ne kadar hazinenin gelir elde ettiğini öğrenmek istiyoruz. O günden bu güne bu kaçaklar artmış mıdır, azalmış mıdır? Arttıysa, bu kaçaklar PKK terör örgütünün beslenmesinde ne derece etkili olmuştur? Bununla ilgili Sayın Bakanın bir açıklama yapmasında büyük yarar olduğunu düşünüyorum. Kimler hakkında bugüne kadar ne gibi işlemler yapılmış ve Müfettişlerin raporlara geçirdiği "Devlet kurumlarından yeterli bilgi alınamamaktadır." ibarelerinin gereği yapılmış mıdır? Yapıldıysa, bugün bu kaçakçılık hangi noktaya gelmiştir? Bunun açıklanmasında yarar olduğunu düşünüyor, tekrar hepinizi saygıyla selamlıyor, önergemize desteğinizi bekliyorum. (MHP sıralarından alkışlar)