| Konu: | MHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 108 |
| Tarih: | 22.05.2013 |
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin, özel güvenlik görevlilerinin sorunlarına ilişkin grup önerisi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisinin görüşlerini belirtmek üzere söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde çalışma hayatı çok ciddi sorunlar içeren bir alan olma niteliği taşımaktadır ve AKP döneminde, AKP hükûmetleri döneminde çalışma hayatının gittikçe artan bir biçimde Uluslararası Çalışma Örgütünün normlarından uzaklaştığı, güvenceli ve sürekli çalışma ilişkilerinin yerini geçici ve süreksiz çalışma ilişkilerinin aldığı ve hemen hemen her alanda yaygın bir taşeronlaşma ilişkisinin tesis edilmeye başlandığı görülmektedir. Öncelikle yardımcı hizmetler sınıfında, sağlık hizmetleri, koruma ve güvenlik -ki biz burada özel güvenlik görevlilerinin sorunlarını konuşacağız şimdi- ve onun dışında başka birçok alanda da hızlı bir biçimde taşeronlaşma yaygın çalışma normu, ilişkisi normu hâline gelmeye başlamıştır. Tabii, taşeron çalışma ilişkileri, dünyanın birçok ülkesine baktığınızda ve bizim gibi gelişmekte olan ülkelerle kıyasladığımızda, belki "Evet, biz gelişmekte olan bir ülkeyiz; işte, bunun için buna mecburuz." gibi bir bahanenin altına, arkasına sığınılarak savunulabilir ama bunun, Türkiye ekonomisinin bugün ve gelecek perspektifleri açısından baktığımızda, hiç iler tutar yanı yoktur.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'nin yapması gereken, katma değeri yüksek, bilim ve teknolojiye ağırlık veren, çalışma hayatında kayıt dışılığın ortadan kaldırıldığı, yüksek ücretlerin ve nitelikli emeğin egemen olduğu bir çalışma hayatını egemen norm hâline getirebilmektir ama ne yazık ki biz son dönemde bundan ciddi biçimde uzaklaşıldığını görüyoruz ve şunu biliyoruz ki taşeron çalışma ilişkisinde son derece düşük ücretlerle, âdeta köle gibi çalıştırılmaktadır insanlar.
Şimdi, tabii, koruma ve güvenlik hizmetlerinin taşeronlaşması dedik yani bu özel güvenlik görevlilerinin sorunlarına geçelim buradan. Şimdi, 2004 tarihli ve 5188 sayılı bir Kanun var. Bu Kanun, kamu kurum ve kuruluşlarında ve özel sektör firmalarında çalışan özel güvenlik görevlilerinin çalışma ilişkilerini düzenlemek üzere çıkartılmıştır ancak ne yazık ki bu konuda gerekli bir mesafenin katedildiğini söyleyemiyoruz çünkü bu alanda var olan sorunların hâlâ ciddi biçimde devam ettiğini görüyoruz.
Şu anda, özel güvenlik sektöründe 900 bine yakın kişi sertifika sahibi olmuştur ve şu anda mevcut çalışanların sayısının da -tabii, zaman içinde gittikçe değişiyor, çok dinamik bir yapıdır bu- 220 bin kişi civarında olduğunu görmekteyiz.
Değerli milletvekilleri, sektörün bazı temel sorunları şunlardır: Çalışma koşullarının ağırlığı en önemli sorunlardan bir tanesidir. Diğer bir sorun düşük ücret ve yetersiz mali haklara sahip olunmasıdır. Gene aynı şekilde, sosyal haklar alanında yeterli güvencelere sahip olunamamış olması, özel güvenlik sektörünü son derece kırılgan ve emek sömürüsüne açık bir alan hâline getirmiştir.
Değerli milletvekilleri, ücretlerin düşüklüğü ve yetersiz mali ve sosyal haklar gerçekten de bu alanın en temel özelliklerinden birisi hâline gelmiştir. Kamu kurum ve kuruluşlarında ve özel sektör firmalarında hizmet sözleşmesiyle taşeron bir çalışma ilişkisinin egemen kılındığı bir yapı içinde biz şunu biliyoruz: Taşeron firmalar, özel güvenlik firmaları işverenlerden kişi başına, personel başına belli bir ücret almakta ama onun çok az bir kısmını çalıştırdıkları işçilere aktarmaktadırlar. Onun sonucunda da özel güvenlik sektöründe çalışanların çok büyük bir çoğunluğunun asgari ücretle istihdam edildiğini görmekteyiz.
Gene başka bir sorun, çalışma saatlerinin uzunluğudur. Yasal çalışma saatlerine yani günde sekiz saatlik çalışma süresine hiçbir şekilde uyulmamaktadır. Özel güvenlik görevlileri günde en az on iki saat çalıştırılmaktadır. Bunun, on iki saat ve daha uzun sürelerle bir çalışma ilişkisi yaratmanın da hiçbir şekilde savunulacak bir yanı yoktur.
Gene benzer şekilde, fazla mesai ücreti, yemek parası, yol parası gibi işverenin normal şartlar altında, özel güvenlik alanında istihdam ettiği personele ödemeyi taahhüt ettiği -etmesi gereken- ek ödeneklerin hiçbiri işverenler tarafından işçilere ödenmemektedir. Bu alanda işçilere ödeme yapan firma sayısı parmakla gösterilecek kadar azdır.
Gene aynı şekilde, hizmet sözleşmelerine ve şartnamelerine konulmadığından dolayı özel güvenlik görevlileri kıdem ve ihbar tazminatlarını alamamaktadırlar. Şimdi, yaşadığımız zamanın içinde kıdem tazminatını alamayan bir çalışanın nasıl bir durumda olacağını hepinizin takdirlerine bırakıyorum.
Aynı şekilde, başka bir sömürü alanı özel güvenlik görevlilerinin görev dışı alanlarda çalıştırılmasıdır. Özel güvenlik görevliliği bildiğiniz üzere son derece hassas bir alandır. Son derece dikkat gerektiren -biraz önce diğer vekillerimiz de açıkladılar- dikkat edilmesi gereken, çalışan insanların özel bir eğitime sahip olduğu ve yoğun dikkati gerektiren bir güvenlik alanı olmasına rağmen, bu alandaki insanların bu alan dışındaki görevlerde çalıştırılmasının da çok yaygın olduğunu görmekteyiz.
Gene başka bir alan, özel güvenlik görevlilerinin -onların bir kısmı silah taşımaktadır, bir kısmı silah taşımıyor- silahlı güvenlik görevlilerine fiili hizmet zammı yani yıpranma hakkının tanınmamış olmasıdır. Hâlbuki, yaptıkları iş itibarıyla baktığınız zaman askerler, polisler gibi önemli bir görev icra etmektedirler ve birçok alanda da yaptıkları işin niteliği gereği Polis Vazife Ve Salahiyet Kanunu'na göre görev yapmaktadırlar. Bu anlamda, neden yıpranma hakkının özel güvenlik görevlilerine verilmediğini anlayabilmiş değiliz.
Yine, başka bir sorun alanı bu duruma ilişkin olarak, özel güvenlik eğitimi veren kursların nitelikli eğitim vermekten uzak bir durumda bulunmuş olmasıdır. Çünkü, sonuç itibarıyla, bu işte, bu insanları güvenlik ve koruma gibi son derece özel alanlarda istihdam edecekseniz onların özel bir biçimde bu kurslarda yetişmesi ve sertifika almasına ihtiyaç vardır ama ne yazık ki, yeterli eğitim verilmediği için çoğu zaman sertifikalar âdeta kâğıt üzerinde alınmaktadır. Bu açıdan da ciddi bir problemin olduğunu görüyoruz.
Gene başka bir alan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 4857 sayılı İş Kanunu'na göre, bu alana ilişkin olarak yaptığı denetimlerin son derece yetersiz olmuş olmasıdır. Nitekim, daha önce konuyu yazılı soru önergeleriyle ilgili bakana ilettiğimizde gelen cevapta da bu alanda bazı sorunların, bu biraz önce bahsettiğim sorunların var olduğunun kabul edildiğini gördük ancak ne yazık ki bunların yasadaki bir eksiklikten, yasadaki bir yetersizlikten değil, gerekli denetimin yapılmamasından kaynaklandığı cevabını aldık. O zaman ben sormak istiyorum: Bu konuyla ilgili olan özel bir bakanlık, ilgili bakanlık bu denetimi yapmayacaksa bu denetimi kim yapacak, hangi kurum vardır? Görev alanına giren konuda gerekli denetimleri yapmaya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını davet ediyorum.
Gene, somut bir sorundan da burada bahsedeyim. Çünkü, konu, biz Plan ve Bütçe Komisyonundayken, bütçe zamanından itibaren, 2013 yılı bütçe görüşmelerinden itibaren sıklıkla gündeme getirildi. Belediyelerde çalışan koruma ve güvenlik memurlarının fazla mesai ücretleri kesildi. Bütçe Kanunu'nun (K) cetvelinde vardı böyle bir husus. Zabıta, itfaiye ve koruma ve güvenlik görevlileri fazla mesai alırken ne yazık ki (K) cetvelinden çıkartıldı ve ciddi bir mağduriyet oluşmuştur. Bu alandaki mağduriyetin de ortadan kaldırılmasına ihtiyaç vardır.
Son olarak şunu söylemek istiyorum: Bu kadar özel, bu kadar hassas bir alanda, var olan, mevcut 5188 sayılı Yasa'nın sektörün sorunlarını çözmekten uzak bulunduğunu tekrar ifade etmek istiyorum. Onun için, özel güvenlik görevlilerinin çalışma şartlarını düzenleyecek bir özel güvenlik iş kanununa ihtiyaç olduğunu düşünmekteyiz. Yani şu anda 5188 ve aynı şekilde, değişik hükümler açısından İş Kanunu'na tabidir ama eğer bir özel güvenlik iş kanunu çıkartırsak ve bu alanda çalışan personelin çalışma şartlarından ücretlerine, yasal haklarına, kayıtlı sosyal güvenlik sistemine bağlı olarak çalışmasına kadar bütün hususları bunun altında düzenleyebiliriz ve alanı derli toplu, bütün bir yapı içinde görebiliriz ve sorunları çözebiliriz diye düşünüyorum.
Ben de sonuç olarak Milliyetçi Hareket Partisinin özel güvenlik görevlilerinin sorunlarına ilişkin grup önerisinin lehinde oy vereceğimizi belirtiyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)