| Konu: | SERMAYE PİYASASI KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 04.12.2012 |
CHP GRUBU ADINA BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; sıra sayısı 337 olan Sermaye Piyasası Kanunu Tasarısı'yla ilgili olarak söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, biliyorsunuz, ekonomi çok karmaşık milyonlarca olaydan oluşuyor, karmaşık bir süreçtir. Ekonomiyi tahlil etmek zordur, sıkıntılıdır. Ekonomi içerisinde de sermaye piyasası, finans dünyası çok önemli bir yer tutar. Sermaye sektörü âdeta ekonominin kanıdır, canıdır, ona hayatiyet kazandıran sektördür. Böyle bir benzetme yapabiliriz. Bizde de tabii ki finans sektörü, sermaye piyasaları çok önemli. Bizim ekonomimiz, biliyorsunuz, geri kalmış bir ekonomi, sıkıntılı bir ekonomi. Bu çarpık ekonomi içerisinde, sermaye piyasalarına, finans sektörüne çok önemli görevler düşüyor. Özellikle son 10 yıl içerisinde dünyada sermaye piyasalarında çok önemli gelişmeler oldu; finans piyasalarında hem enstrüman yönünden, çeşitlilik yönünden hem miktar yönünden çok büyük gelişmeler oldu. Bunun sonucu olarak ve bunun iyi düzenlenmemesi sonucu olarak da 2008'de olduğu gibi, en yapısal, en derin ekonomik krizle karşı karşıya kaldık.
2000 yılında -bazı rakamlar vereceğim, bu rakamlar gerekçede de var- dünyada 4,7 trilyon dolar olan yabancı sermaye akımları 2007'de 10,9; 11 trilyon dolara ulaşıyor. Bu, dünya için oldukça büyük bir gelişme, çok hızlı bir gelişme. Yine, yabancı yatırımcıların başka ülkelerdeki varlıkları toplamı 1990'da 9,6 trilyon dolarken, 10 kat artarak bu 2007'de 96 trilyon dolara ulaşıyor. Müthiş bir rakam, dünya tarihinde görülmemiş bir rakam. Türkiye bu nakit bolluğundan maalesef yeterince yararlanamadı. Tabii ki bize de bunun çok olumlu etkileri oldu, Türkiye de bu nakit bolluğundan yararlandı ama yeterince yararlanamadı ve Türkiye bu nakit bolluğundan çok büyük maliyetler karşılığında ancak yararlanabildi, çok büyük bedeller ödedi. Biliyorsunuz, bizde faizler de yüksek olduğu için, bize son 10 yıl içerisinde çok büyük maliyetleri olan bir noktada kaldı ve bizim sermaye piyasamız 2010 rakamları ile 197 milyon dolarlık borsa kapitalizasyonuyla Malezya ve Endonezya gibi ülkelerin gerisinde kaldı. Yine, faaliyet hacmi açısından da oldukça geride kalındı, çünkü Türkiye'nin maalesef tasarrufları yetersizdi, sıkıntılıydı. Birçok açıdan yetersiz kaldı, geri kaldı.
Biraz önce söylediğim gibi, sermaye piyasalarımızın eksik kalmasının en önemli sebebi, ekonomimizin durumu; ekonomimizin geri kalmış olması, çarpık yapısı ve gelişme düzeyinin düşüklüğü. Bu böyle olmakla beraber, mevzuatımızda da sermaye ve finans piyasası alanında önemli eksiklikler vardı. Dünyadaki yeni finansal enstrümanları yeterince kavrayamayan bir finansal yapımız, sermaye piyasamız vardı fakat dünyaya açık olan insan kaynaklarımızla, insan yapımızla mümkün olduğunca da bunları kavramaya çalışıyorduk. Şimdi, Sermaye Piyasası Kanunu Tasarısı'yla bütün bu eksiklikleri gidermeye çalışan bir hedefimiz var. Önemli ölçüde ilgili bürokratlar, teknisyenler tarafından hazırlanan bu kanun tasarısıyla, bu eksiklikler, mevzuattaki bu eksiklikler önemli ölçüde giderilmiş olacak.
Komisyonda da biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu konuda önemli ölçüde destek vermeye çalıştık, mümkün olduğunca bu konuda gördüğümüz eksiklikleri gidermeye çalıştık. Güzel bir çalışma olduğunu düşünüyorum, belli bir yere kadar. Fakat tüm bu desteğimize rağmen bazı konularda yine de eksiklikler var, onları özellikle sizlere belirtmek istiyorum. Mesela, şu konuyu çok önemli görüyorum, Komisyonda da görüşmedik: Sermaye piyasalarında fon yönetimi çok önemli bir konudur değerli arkadaşlarım, sermaye piyasalarında fon yönetimi çok önemli bir konudur. Sermaye piyasaları konusunda da yeni bir döneme giriyoruz dünyada. Biliyorsunuz, Bireysel Emeklilik Kanunu geçen dönem burada Meclisimizden geçti, kabul edildi. Bireysel Emeklilik Kanunu'yla ilgili olarak da aşağı yukarı on küsur yıllık bir uygulama döneminin sonunda ilk emeklileri önümüzdeki yıllarda vermeye başlayacağız.
Bireysel Emeklilik Kanunu da fon yönetimi gerektiren bir kanun. Bireysel emeklilik fonlarının iyi bir şekilde değerlendirilmeleri gerekiyor. Bireysel emeklilik fonları şimdiye kadar hazine kâğıtlarına ve İMKB'ye oldukça önemli tutarda yatırımlar yaptılar ama bu dönemde, bireysel emeklilik fonlarının hazine kâğıtlarına yaptığı yatırımlar, enflasyonu da hesaba katarsak, oldukça düşük kaldı. İMKB yatırımları daha iyi idi bireysel emeklilik fonlarının. Onun için bu dönemde özellikle bireysel emeklilik fonlarının İMKB'ye yönelmesi kaçınılmaz, yani böyle bir durum söz konusu olabilir, dolayısıyla bireysel emeklilik fonları hazine kâğıtlarından daha fazla olarak -bu bireysel emeklilik fonuna yatırım yapan kişilerin de tercihine bağlı önemli ölçüde- İMKB'ye kayabilir, sermaye piyasasına kayabilir. Biliyorsunuz, bizim İMKB'miz de önemli ölçüde yabancıların elinde.
Demin sordum, Sayın Bakan da herhâlde yazılı olarak cevap vereceğini söyledi.
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ BABACAN (Ankara) - "Yüzde 62." dedim ben.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Yüzde 62 mi dediniz? Kaçırmışım, Sayın Bakan. Yüzde 62 oranında yabancıların elinde.
Şimdi, bu dönemde yabancılar ellerindeki fonları boşaltabilirler, buna dikkat etmemiz lazım, yani ellerindeki portföyleri boşaltabilir, bizim bireysel emeklilikten bu tarafa geçmek isteyen, hazine kâğıdından İMKB'ye geçmek isteyenlere satabilirler. Bu konunun Türkiye için çok önemli bir konu olduğunu, hassas bir konu olduğunu düşünüyorum. Bu konuyla ilgili olan tarafların bu konuda hassasiyet göstermesini özellikle rica ediyorum, gerektiğini düşünüyorum.
Bir diğer konu da Komisyonda tasarı olarak gelmediği hâlde daha sonradan bir ek maddeyle, geçici madde 9'la getirilen Borsa İstanbul Anonim Şirketi. Şimdi, bu konu yeterince tartışılmadı, Komisyonda yeterince bu konuyu tartışmadık. Borsa İstanbul'un anonim şirket şeklinde kurulması bence tartışılması gereken bir konu. Anonim şirket şeklinde kurulmasının ötesinde, bu anonim şirketin yüzde 51'inin özel sektörde bulunması, bu özel sektör kuruluşlarının kimler olacağının, nasıl olacağının belirlenmesi de ayrı bir tartışma konusu. Bunları yeterince tartışmadan Genel Kurula getirdik, burada çok önemli bir eksiğimiz var. Bu konuları bence çok daha fazla tartışmalıydık, alt komisyonda daha fazla değerlendirmeliydik, ondan sonra buraya gelmeliydi. Bu konuların özellikle düzelmesi gerekiyor.
Yine, bu konuyla ilgili, Komisyona sonradan gelen bu geçici 9'uncu madde aslında ayrı bir kanun olarak düzenlenmesi gereken, başlı başına bir kanun olarak düzenlenmesi gereken hükümler ihtiva ediyor. Detaylarının yeterince tartışılması lazım.
Mesela TOKİ'ye 1.600 dönüme yakın İstinye'de arazi devri söz konusu, İMKB'ye ait arazilerin TOKİ'ye devri söz konusu. Bu konunun da yeterince tartışılmadığına inanıyorum, bunun da düzeltilmesi gerekiyor.
Yine, geçici 9 içerisinde 8'inci fıkra "Borsa İstanbul Anonim Şirketi yönetim kurulu başkanı en yüksek icra amiri sıfatıyla şirketi sevke, idareye ve tek başına temsile ve ilzama yetkilidir." diyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Bu konunun da düzeltilmesi gerekenler arasında olduğuna inanıyorum.
Diğer konuları da söz aldığımda dile getireceğim.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.