| Konu: | YERALTI SULARI HAKKINDA KANUN İLE KAMULAŞTIRMA KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 66 |
| Tarih: | 14.02.2013 |
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gecenin bu saatinde lehte istemek zorunda kaldım, prosedür gereği, İç Tüzük gereği ama bu kanunun neresine bakarsanız bakın lehte konuşacak bir şey bulmak mümkün değil.
Tabii, Sayın Elitaş, buradan size ufak bir sözüm var. Yakalandınız, daha fazla uzatmayın. Yani hiç burada bu konuyu uzatmayın. Arkadaşlarınız da sıkıldı bu konunun uzamasından ama yakalandığınız bir gerçek. Yargıya nasıl müdahale ettiğiniz bir gerçek olarak ortada. Hiç bunu uzatmayın. Benim size bir kardeş tavsiyem olsun bu çünkü üç dönemdir milletvekilliği yapıyorsunuz, bize örnek olmanız gerekirken çok farklı şeyler yaptığınız ortaya çıktı.
Neyse, şimdi, Sayın Bakan, tabii, bu kanunun bir kamudaki tarafı var, bir de kuyu suları tarafı var. İlk önce ona değineyim. Sayın Elitaş burada örnekler verdi, otuz yıl önce kamulaştırılmış bir arazinin daha sonra nasıl üzerindeki müktesebatla atıl duruma düştüğü ve tekrar, işte, kanun gereği eski sahiplerine çok ucuz bir şekilde döndüğünü ve bununla ilgili yargı kararlarına örnek verdi.
Peki, Sayın Elitaş, bir yıl önce bir belediye bir kamulaştırma yapıp da sizin arazinizi alsa ve bir yıl sonra da bu araziyi o kamulaştırma niteliklerinden çıkarıp da bir AVM'ye verse bunu nasıl önleyeceğiz?
Şimdi, burada hukukçu arkadaşlar var, gerçekten yargının vermiş olduğu karar doğrultusunda bir kanun maddesi getirmediler. Bu kanun maddesi tamamen insanın mülkiyet edinme hakkını elinden alan? Bir Büyükşehir Afet Yasası çıkarttınız, orada mülkiyet hakkını elinden aldınız, bir de bu kanunla yine mülkiyet hakkını elinden alıyorsunuz.
Biliyorsunuz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde Türkiye'nin yargılandığı iki konudan bir tanesi, yani lider olduğu, en çok yargılandığı iki konudan bir tanesi de mülkiyet hakkı. Birincisi neydi? Bireysel hak ve özgürlüklerde dünya rekoru elimizde, en çok yargılanan ülkeyiz. İkincisi ne? Mülkiyet hakkı.
Bakın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargılamalarının sonuçlarına, bunu göreceksiniz. Ha, bundan sonra bu bireysel özgürlüklerdeki yargılanmayı da geçecek, çünkü Afet Kanunu'yla da insanın mülkiyet hakkını elinden aldınız, şimdi bu kanunla da mülkiyet hakkını elinden alıyorsunuz.
Kuyu suları deyince saatler geliyor akla ve saatlerle bu işte fazla kullanımı engellemek istediğinizi söylüyorsunuz. 29 tane ili Kocaeli Büyükşehir Belediyesini örnek alarak büyükşehir yaptınız. Zannetmeyin ki yarından itibaren Büyükşehir Yasası ve Bütünşehir Yasası uygulanmaya başladıktan sonra o çiftçiler bedava su kullanacaklar kendi açtıkları kuyulardan. Yanılıyorsunuz, büyükşehir zabıtaları gidecekler, o kuyuları mühürleyecekler ve saat takana kadar da o mühürlerini sökmeyecekler. Yaklaşık 16 bin köyü mahalle yaptınız, hiçbir tanesinde Devlet Su İşlerinin ve Orman ve Su İşleri Bakanlığının etkisi olmayacak, tamamen büyükşehrin inisiyatifine geçmiş olacak.
Sayın Bakan, size içimi acıtan bir konuyu daha önce de nakletmiştim. Şimdi, bizim bölgemizde bir hızlı tren yapılıyor, yüksek hızlı tren. Ne güzel, müthiş bir kamu yatırımı. Kentin valisi çıktı "Kamu çıkarları lehine Maşukiye'de taş ocağı yapacağız, Yanık'ta taş ocağı yapacağız, Yanık'ta taş ocağı yapacağız." dedi. Yanık ve Maşukiye neresi, bilmeyen milletvekilleri için söylüyorum: Türkiye'nin doğa harikası; İstanbul'un, Kocaeli'nin ve Sakarya'nın nefes alma alanları; Kartepe'nin eteğinde, Sapanca'yla İzmit arasında bir bölge. Aynı zamanda bu ormanlık alan, bu iki güzel beldenin bulunduğu ormanlık alan Sapanca su havzasını da besliyor yani oradaki dereler Sapanca'ya akmakta. Yüksek hızlı trende "kamu menfaati" diyerek AKP milletvekilleri, Büyükşehir Belediye Başkanı ve Vali kamu menfaati diyerek orada bir taş ocağı açmaya çalışıyor.
Sayın Bakan, size soruyorum: Bu taş ocağına izin verecek misiniz? Burada kamu menfaati yok arkadaşlar. Yüksek hızlı tren iki bölümden oluşturulmuş 2006 yılında. Bir tanesi Vezirhan-Köseköy, diğeri de Kösesöy-Gebze hattı. Vezirhan-Köseköy hattında Rizeli bir iş adamının ortak olduğu bir konsorsiyum ihaleyi almış ve ihalede birim fiyatlar belirlenmiş. Taş ocağının yerleri belirlenmiş, nereden getirileceği belirlenmiş fakat şimdi çıkıyorlar diyorlar ki, demiryoluna 500 metreden taş ocağı getirecekler, taş ocağı açacaklar, bu taşı demiryoluna?
Sayın Elitaş, size buradan sesleniyorum. Madem yolsuzluklarla mücadele ediyorsunuz, hadi gelin bununla mücadele edin, Bakanı da ikna edin orada taş ocağı açılmaması konusunda. Oradaki maliyetlerin düşürülmesinin devlete bir katkısı olmayacak. Kime katkısı olacak? O konsorsiyuma katkısı olacak çünkü konsorsiyum birim fiyatları vermiş ve ihaleyi almış. Şimdi bunları yaparsanız size yolsuzluklarla mücadele ediyorsunuz deriz. Deniz Feneri'nde adil yargılanmayı sağlarsanız yolsuzluklarla mücadele ediyorsunuz deriz ama Kartepe Belediye Başkanının yaptığı yolsuzlukları bir dosya hâlinde getirip buraya sundum, bakanlarınıza, sizlere sundum ama sesiniz çıkmıyor. Şimdi, oradaki müfettiş yargılanıyor. Eğer gerçekten mücadele etmek istiyorsanız bunlarla mücadele edin diyorum.
Hepinize sevgiler saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)