| Konu: | YERALTI SULARI HAKKINDA KANUN İLE KAMULAŞTIRMA KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 66 |
| Tarih: | 14.02.2013 |
MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi ve tutuklu tüm milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.
410 sıra sayılı Yeraltı Suları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerindeki önergemiz lehinde söz almış bulunmaktayım.
Bu kanun teklifi çevreyi doğrudan ilgilendiriyor olmasına rağmen, Çevre Komisyonundaki milletvekillerine haber verilmeden, görüşleri alınmadan, âdeta yangından mal kaçırırcasına, İç Tüzük'e aykırı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine gelmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisine geldiği duyumunu alınca, Sayın Emre Köprülü'yle beraber Çevre Komisyonu Başkanına bir dilekçeyle başvuruda bulunduk, neden Çevre Komisyonunda konunun görüşülmediğini sorduk. Sayın Başkanın verdiği yanıtı size okumak istiyorum. Diyor ki: "Genel Kurul gündeminin yoğunluğu gerekse teklifin kanunlaşmasını müteakiben Cumhurbaşkanlığının onay sürecinin gecikeceği göz önüne alınmış olması ve durumun aciliyetine binaen teklifin tali komisyonlarda görüşülmesine gerek duyulmamıştır." Bu nasıl anlayış, nasıl bir demokrasi bu? Adalet ve Kalkınma Partisinin ileri demokrasisinde, toplumun yararına olan herhangi bir konu gündeme geldiğinde beraber üretmek, ortak karar almak, uzlaşıya varmak gibi bir durum ne geleneklerinde var ne de siyasi anlayışlarında var. Bir taraftan diyorsunuz ki: "Gelin, toplumun değeri olan, toplumun temel taşlarından biri olan anayasayı bir uzlaşı zemininde yapalım." Bir taraftan da bir kanun maddesinin görüşülmesi noktasında komisyonlardan, milletvekillerinden kaçırarak görüşülmesine izin vermiyorsunuz. "Ben yaptım, oldu. Benim dediğim olur." anlayışından bir türlü vazgeçmiyorsunuz. Bu nasıl bir demokrasi anlayışı, nasıl bir demokrasi kültürü? İki yıla yakın süredir milletvekiliyim; şu ana kadar, muhalefet milletvekillerinin ya da muhalefetin verdiği bir önergenin Türkiye Büyük Millet Meclisinde, bu Meclisin çatısında kabul edildiğini görmedim. El insaf!
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Çok geçti, çok.
MEHMET HİLAL KAPLAN (Devamla) - Geçmişse siz düzelterek kendiniz vermişsinizdir, aksi takdirde geçmemiştir. El insaf! Muhalefet milletvekillerinin hepsinin önerisi yanlış mı, hepsi mi kötü? Biraz oturun, kendinizi gözden geçirin.
Değerli milletvekilleri, artık şu parmak demokrasisinden, "Parmağımızın sayısı çoktur." geleneğinden lütfen vazgeçin. Bu konuda siciliniz pek parlak değil. Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir taraftan çalışırken, bir taraftan kanun hükmünde kararname ile Meclisi baypas etmek isteğiniz, daha dün gibi hafızalarda. Öyle korkuyorum ki yakında Bakanlar Kurulu kararıyla, bürokratlarla, yönetmeliklerle Meclisi ve Türkiye'yi idare etmeye kalkacaksınız.
Ama bir şey dikkatimi çekiyor. Bu dikkatimi çeken konuyu sizle paylaşmak istiyorum: Ne zaman bu Mecliste bir yasa gece yarısı alelacele çıkarsa, ne zaman komisyonlarda görüşülmesine izin verilmezse, ne zaman kamuoyunda tartışılmasına izin verilmezse bilin ki altında ya rantsal bir durum var ya da kişiyi korumaya özel bir kanun tasarısı var.
Sayın Bakanım, size soruyorum: 365 bin kuyunun sayacının takılmasının DSİ tarafından bir yıl içinde yapılmasının öngörüsüyle hazırlanmış bir kurum veya kişiler var mı? Lütfen, yanıt vermenizi istiyorum.
Bakın, değerli milletvekilleri, Çevre Komisyonundan kaçırmak istediğiniz Yeraltı Suları'nın bu maddesinin çevreyi doğrudan ilgilendirdiğini birkaç konuyla size hatırlatmak istiyorum. Sayın Bakanım iyi bilir, Ergene havzasında sanayi kuruluşları yer altı kuyularından su çekmektedirler. Kullandıkları suyu kirleterek Ergene Nehri'ne veriyorlar Ergene Nehri'nin yaklaşık 3 kat bir debi fazlalığıyla. Organik atıkların atıldığı, kimyasal maddelerin atıldığı, ağır metalleri içeren Ergene Nehri'nden yer altı sularına sızan bu zehirli maddeler bu bölgede hayvancılık ve tarım yapan insanların, çiftçinin, köylünün ekmeğini engellemiyor mu? Buna karşı bir tutumunuz yok mu?
Yine, benzeri, Manisa'da Çaldağı'nda, Gediz Ovası'nda nikel fabrikasını, nikel ocağını kurarken, maden çıkarırken açıktan sülfürik asit ile yağmurla topraklara ve yer altı sularına katılması noktasında bir önleminiz var mı?
Önemli olan sayaç takılması değil, bunun çevreyi ilgilendirdiğini bile bile Çevre Komisyonunda?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET HİLAL KAPLAN (Devamla) - ?böyle bir konunun görüşülmemesini doğrusu yadırgıyorum.
Sayın Bakanım, benzer örnekleri artırmak mümkün ama bir şeyi hatırlatmak istiyorum: Geçen gün NASA'da, geçen gün NASA'nın bir haberinde Türkiye'nin uydudan çekilen resimlerinde yer altı sularının kritik seviyenin altına düştüğü net olarak görülmektedir.
BAŞKAN - Sayın Kaplan?
MEHMET HİLAL KAPLAN (Devamla) - Böyle çevreyi ilgilendiren bir konunun görüşülmesi elbette doğaldır ama Meclis komisyonlarında, alt komisyonlarında görüşülmesinde yarar vardır.
Bu anlayışa geleceğinizi umar, hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kaplan.