| Konu: | YERALTI SULARI HAKKINDA KANUN İLE KAMULAŞTIRMA KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 66 |
| Tarih: | 14.02.2013 |
İZZET ÇETİN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; görüşülmekte olan kanun tasarısının 3'üncü maddesi üzerine verdiğimiz önerge üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, AKP'nin kanun yapma tekniğine yeni bir ucube daha ekleniyor. Tasarılarda torba kanunlara rastladık ama, yürürlük ve yürütmeyi çıkarttığınızda, iki maddelik bir teklife de torba kanun gibi madde eklenmesine ilk kez rastlanıyor ve gerçekten, kamulaştırmayla ilgili bir düzenlemenin yer altı sularıyla ilgili bir teklifin içine dercedilmesi -Elitaş ne derse desin- akla pek çok soru işaretini getiriyor. Ne bir süre konulmuş ne herhangi bir şey. Yarın bütünşehirlerde AVM ya da büyük ticaret merkezleri kurmak için, bu, çok kötüye kullanılacak bir düzenleme. O nedenle, metinden çıkartılmasını talep ettik ve doğru bir talep olduğunu düşünüyorum.
Değerli arkadaşlar, bu kanun teklifi de -esasında Sayın Özgür Özel arkadaşım konuşmasında söyledi- iki yıl evvel yapmışsınız, o günkü arkadaşlarımız çok güzel eleştiriler getirmişler, iki yıl sonra yeni bir düzenleme getiriyorsunuz. Amacınız yer altı sularının ölçümlemesi falan değil, doğrudan doğruya yer altı sularını da bir rant kapısına çevirmek ama seçimler yaklaştığı için de onu şimdilik öteliyorsunuz. Buna somut olarak örnek vermek istiyorum. Bakınız, değerli arkadaşlar, hepiniz bilirsiniz, Kalecik Ankara'nın en güzide ilçelerinden birisi. Kalecik Karası üzümüyle, tarım ürünleriyle, hayvancılığıyla, doğasıyla gerçekten Ankara'nın güzel ilçelerinden. Oranın Çandır diye bir köyü var, Ankara'ya
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Bakıyorum.
İZZET ÇETİN (Devamla) - Şimdi, arkasından, bu tepeyi görünüz. Sonra da bu ormanı görünüz değerli arkadaşlar. 1986 yılında Millî Emlak, Orman Bakanlığına, ağaçlandırma vaadiyle, ön koşuluyla -belgesi burada- bu araziyi, 833 bin metrekarelik bir araziyi devrediyor ve ağaçlandırmayı köylüler yapıyorlar çünkü o arazi, gördüğünüz arazi köyün su havzalarından oluşuyor. Ama daha sonra, geçtiğimiz günlerde birdenbire bir firma çıkıyor orta yere: "Ben burada taş ocağı yapacağım, kırma, eleme tesis projesi yapacağım, kalker üreteceğim." Hâlbuki orada doğrudan doğruya taş ocağı yapacak. Firma, Özgün Yapı Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi. Ruhsatını alıyor, gerekli işlemleri yaptıktan sonra köylü haberdar oluyor, köylü birdenbire "Bizim içme sularımız kaybolacak, kaybolabilir, tarım alanlarımız toz toprak içinde kalabilir." düşüncesiyle Jeoloji Mühendislerine, Maden Mühendislerine yazı yazıyor, üniversitelere yazı yazıyor. Jeoloji Mühendislerinin raporu aynen şöyle, diyor ki: "Sonuç olarak, yapılan gözlemsel etüt neticesinde patlamalı ocak işletmeciliğinin işletme alanındaki içme suyu kaynaklarını olumsuz olarak etkileyeceği kanaatine varılmıştır." Bu, Jeoloji Mühendislerinin raporu. Bu da, Ziraat Fakültesi: "Bu nedenle, taş ocağı açma faaliyetinin ortak yerleşim alanlarını tehdit etmeyecek farklı bir yerde planlanması, hem köyde yaşayan insanların geçim kaynaklarını tehdit etmeyecek hem de yatırım yapacak firmaların gelir kaybını engelleyecektir." diyerek oradaki sakıncaya dikkat çekiyor.
Yine, bu arada konu Valilik nezdinde değerlendiriliyor ve Vali adına Genel Sekreter arkadaş diyor ki: "Korunması ve zarar görmemesi için içme suyunun ruhsat sahibi tarafından gerekli tedbirlerin alınması kaydıyla." Yani Valilik de o köyün içme suyunun ve doğasının, tabiatının, tarım alanlarının ve köylünün diktiği ormanların zarar göreceğini kabul etmesine rağmen bir bakanın ve bürokratların iş takibi neticesi önceki gün ruhsat veriliyor değerli arkadaşlar.
Şimdi, burada samimiyet testine AKP'nin bu teklifini tabi tutma ihtiyacı var çünkü teklif samimi değil; teklif, ülkenin çıkarlarını, yer altı sularının korunmasını, onların ölçümlenmesini değil, doğrudan doğruya yeni kazanç kapılarının sağlanmasını düzenleyen ve seçim nedeniyle onu ötelemeye çalışan bir düzenleme. Köylüler bununla ilgili imza kampanyaları yaptılar. Köy dernek başkanı ve muhtarlar bana geçtiğimiz hafta geldiler. Ben, böyle bir yasa teklifinin bugün geleceğini bilmiyordum. Şimdi, bu teklifi alın, bu kanun teklifiyle bütünleştirin; AKP'nin bu yasadaki kastını, amacını görün ve ona göre karar verin.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Çetin.