GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:100
Tarih:26.04.2012

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kamuoyunda "Haberal yasası" olarak bilinen bu kanun teklifinin 2'nci maddesi üzerinde değişiklik önergesi verdik, söz aldım.

Tabii, bu yasa da Haberal'ın yasası olarak biliniyor ama Haberal'ın kendisi gitti, annesi gitti, adı kaldı hâlen daha. Şimdi, Haberal'ın anasına Allah'tan rahmet diliyorum, hiç olmazsa bundan sonraki tutukluların analarıyla helalleşmeden ölmemelerine neden olduğu için de kendisini selamlıyorum.

Şimdi, burada, mevcut kanun teklifinde, 2'nci maddede, hükümlülere, yakınlarının ölümü hâlinde iki güne kadar, hastalıkları hâlinde de bir güne kadar izin veriliyor. Biz bunun ölüm hâlinde üç güne kadar, hastalık hâlinde de iki güne kadar çıkarılmasını istiyoruz. Nedeni şu: Çok basit yani amaç, bu mazeret izinleri, insan haklarına dayalı bir ceza infaz sisteminin gerçekleşmesinin en etkili yöntemlerinden birisidir. Adama bir gün izin vereceksiniz, adam, örneğin Diyarbakırlıysa, İstanbul'dan kalkacak Diyarbakır'a gidecek, o kadar da yol yorgunluğu var, bir gün için gidip gelecek. Hiç olmazsa bu hükümlünün yakınlarının hastalığı hâlinde bunu iki gün olarak yapmak, ölümü hâlinde de -bizim geleneklerimize göre taziye aslında üç gündür- bunu üç gün olarak yapmak yasanın getiriliş amacına daha uygundur diye düşünüyorum.

Yine, mali imkânları elvermediği takdirde hükümlünün kendisine refakat eden dış güvenlik görevlilerinin harcırah ve yol giderlerinin de devlet hazinesinden karşılanması gerektiği konusunda bir hüküm ilave edilmesini istiyoruz. Anayasa'mız "sosyal devlet" diyor, "sosyal hukuk devleti" diyor. Eğer bir hükümlünün mali imkânları elvermiyorsa, bunun yakınlarıyla görüşmesini engellemek doğru değildir diye düşünüyorum. Bu nedenle, önergemizin aslında kabul edilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Değerli milletvekilleri, biz, öteden beri, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, terörle mücadele gerekçesiyle yasal düzenleme yapılırken teröre karşı mücadelenin zaafa uğratılmaması gerektiğini ama buna karşılık da terörle mücadele bahanesiyle demokrasi ve insan haklarının çiğnenmemesi ve terörle mücadelenin demokrasi ve hukuk dışına çıkılmadan yapılması gerektiğine inanmaktayız. Eğer bir suç örgütü hükümlüsü, görüştüğü avukatı ve yakınları ile terör örgütünün faaliyetini yönetiyorsa, bunu önlemek devletin temel görevidir. Ancak bunu önlemenin yolu hukuku çiğnemek, insanların temel hak ve özgürlüklerini yok etmek değildir. Türkiye Cumhuriyeti devleti, demokrasi ve insan haklarından ödün vermeden terörle mücadele edebilecek güçtedir. Bu nedenle, terörle mücadele bahanesi adı altında insan hakları ve özgürlükleri kısıtlayıcı yasal düzenlemelere öteden beri karşı çıktığımızı ve karşı çıkmaya devam edeceğimizi özellikle vurgulamak istiyorum.

Bu nedenle, Adalet Komisyonundaki görüşmeler sırasında 1'inci madde olarak tanımlanan maddenin yanlış bir düzenleme olduğunu özellikle söyledik. Şimdi öyle anlaşılıyor ki Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu, bizim o tarihteki iyi niyetli uyarılarımıza aldırış etmemiştir ama bugün, burada, bu maddeyi metinden çıkarmıştır. Ancak, bu madde, Haberal'ın anasıyla helalleşmeden annesinin ölümüne neden olan bir maddedir çünkü bu kanun teklifinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmemesinin nedeninin bu 1'inci madde olduğu böylelikle açık ve seçik bir şekilde kanıtlanmıştır. Dolayısıyla, AKP grup başkan vekillerinin, Sayın Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in basına yaptığı açıklamada Haberal yasasının görüşülmesini Cumhuriyet Halk Partisinin engellediği ya da istemediği yönündeki iddiaların dayanaktan yoksun olduğu, bunların gerçek dışı olduğu bir kez daha burada anlaşılmıştır.

Bu vesileyle, önergemizin kabulünü diliyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.