GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:26
Tarih:20.11.2012

MEHMET VOLKAN CANALİOĞLU (Trabzon) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; emekliler ile bunların dul ve yetimlerinin sendikalaşması hakkında verilen kanun teklifinin üzerine söz almış bulunuyorum, yüce Meclisimizin siz değerli üyelerini saygılarımla selamlıyorum.

Yıllarca en verimli günlerini ülkesine ve milletine hizmet ederek emekli olmuş, bilgi, birikim ve tecrübesini kurumunda ya da yaşadığı, çalıştığı iş yerinde bırakmış ama ülkesine katkı sağlamayı, mesleklerini yeniden aktif hâle getirmeyi arzulayan emeklilerimizi maalesef park ve kahvehane köşelerinde oturtarak toplumdan soyutlamış hâldeyiz. Oysa, yıllarını bu ülkeye hizmet ederek geçirmiş, tecrübe sahibi olmuş emeklilerimiz yeniden toplum içerisinde aktif görevlere teşvik edilmelidir.

Türkiye'de 10,5 milyon emekli vatandaşımız bulunmaktadır. Ülkemizde ne yazık ki emeklilerimize yeterli düzeyde ilgi gösterilmediği apaçık bir gerçektir. Çıkarılan Sosyal Güvenlik Yasası ile de emeklileri rahatlatmak için emekliye yönelik herhangi bir iyileştirme getirilmemiştir. Emeklilerimizin yaşam şartları gerçekten çok zordur. Bu yaşam şartları içerisinde tek bir kişinin sorunlarla başa çıkması mümkün değildir. Emeklilerimiz ve onların dul ve yetimlerinin aktif çalışanlar gibi korunması, sağlık, sosyal, kültürel ilişkilerinin geliştirilmesi, aylık maaşlarının geçim standartlarının üzerine çıkarılması zaruridir. Bunun için de gerekli girişimler mutlaka yapılmalıdır.

Sayın milletvekilleri, ülkemizde emekli olabilmek çok zorlaşmıştır çünkü bugün, güvencesizleştirme, taşeronlaştırma, prim ödenmeyişi, düzensiz çalışma, işten çıkarmalar emekliliği hayalleştirmiştir. Zaten emeklilerimizin emekli olma hayalleri gerçekleşip emekli olunca da insanca yaşamı yani ekonomi, sağlık, eğitim, ulaşım gibi hakları da onların yaşamlarını sağlayacak düzeyde değildir. Bu nedenle emeklilerimizin insanca yaşaması giderek daha da zorlaşmaktadır. Sağlık alanındaki dönüşüm, maaşlardaki düşüş, ulaşım zamları, enerjiye yapılan zamlar emeklilerimizin yaşam şartlarını her geçen gün sorunlu hâle getirmektedir.

Ömrünün en verimli günlerini çalışarak, üreterek, hizmet ederek geçiren emeklilerimiz "Unumu eledim, eleğimi astım." zihniyeti ve ruh hâlinden kurtarılmalıdır. Kahvehanelerin yüzde 90'ı emekli vatandaşlarımızla dolu. Oraya sığınmış, oynadığı oyunu görev olarak, gidecek başka bir yeri olmadığı düşüncesiyle oynuyor.

Sayın milletvekilleri, şimdi sizlere çok çarpıcı bir örnek vermek istiyorum. Lütfen dikkatle dinler misiniz.

Trabzon'da karşılaştığım bir emekliyle yaptığım konuşmayı, söyleşiyi sizlere aktarmak istiyorum. Şöyle söyledi emekli arkadaşımız: "Sayın Vekilim, yıllarca çalıştık, ürettik; çoluk çocuk okutup büyüttük; yemedik içmedik ailemizi kıt kanaat geçindirdik; köyümüzden de lahanamızı, patatesimizi getirip yedik ve emekli olunca da ömrümüzün geri kalan kısmını torun severiz, arkadaşlarla sohbet edip anılarımızı konuşarak geçiririz diye düşündük ve Allah nasip etti emekli olduk. Keşke olmasaydık. Emekli olduktan iki üç ay sonra hem sıkılmaya hem de geçim sıkıntısı çekmeye başladık. Gidecek yerimiz yok. Sabah evden çıkıp kahvehaneye, hava iyiyse -Trabzon'u bilenler bilir- Meydan Parkı'na gidiyoruz. Ama evden çıkıp dolmuşa biniyoruz, eve gidiş dönüş dolmuş parası 3 TL. Kahvede ya da parkta çay içiyoruz. Önce gelen misafirperverlikten dolayı çay ısmarlamayı da yapıyor ve on çay içsek 50 kuruştan 5 TL ödüyoruz. Eh, yaşlıyız, sık sık da tuvalete gidiyoruz, 3 kez gidince de 1,5 TL tuvalet ücreti ödüyoruz. Kısaca, bir de simit yiyoruz gün geçsin diye. 50 kuruş da simit. Toplam harcamamız 10 TL ediyor ve bu, ayda 300 TL'ye geliyor. 900 lira aldığım maaştan geri kalan maaşımızla kira mı vereyim, mutfağa mı harcayayım, bu hayat şartlarında nasıl geçineyim?" diye dert yanması insanın vicdanını sızlatmaz mı?

Değerli milletvekili arkadaşlarım, emekli olduktan sonra, ne yazık ki, emekli aylığıyla geçinemeyen emeklilerimize, bakkal, manav, kahvehane gibi küçük iş yerleri açarak kendi hesabına, bağımsız olarak geçimine katkı sağlamak isteyen emekli vatandaşlarımıza, kendilerine destek olmak yerine, "Emekliyi cezalandırma primi" diyebileceğimiz yüzde 15 oranındaki "sosyal güvenlik destekleme primi" adı altında bir primin, sırf iş yeri açtıkları ve  çalıştırdıkları için emekli aylıklarından kesilmesi yanlış ve büyük haksızlıktır. Bu yanlışlık ve haksızlık bir an önce kaldırılmalı ya da bir işe yarar hâle getirilmelidir. Örneğin, bu primler çalışan emeklilerin emekli maaşlarına her yıl için belli bir oranda yansıtılmalı ama en doğrusu kaldırılmalıdır. Emeklilerimizin yasa dışı bunca olumsuzluklarının yanı sıra çalışanlarımızın emekli olmaları da hayaldir ve ne yazık ki emekli olmayı bekleyen insanlar yaşa takılmaktadır ve bilhassa öğretmenlerimiz, kadınlar da yirmi yılı dolduran, erkeklerde yirmi beş yılı dolduran öğretmenlerimiz yaş beklemektedir ve onların da sorunlarına çözüm getirmek durumundayız. Bu vesileyle bu zor yaşam koşullarında ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek için emeklilerimize ve bunların dul ve yetimlerine sendikal örgütlenmeler yasalaştırılmalıdır diyorum.

Yüce Meclisin siz değerli milletvekillerini saygılarımla selamlıyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.