| Konu: | CHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 25 |
| Tarih: | 15.11.2012 |
İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun, Hamit Fendoğlu'nun katledilmesi ve ardından başlayan Malatya olayları için, tüm yönleriyle ele alınarak gerekçelerinin ortaya çıkarılması adına vermiş olduğu Meclis araştırması talebi aleyhinde söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, öncelikle, olayın nasıl cereyan ettiğini, ne şekilde geliştiğini kısaca sizlere aktararak sözlerime başlamak istiyorum.
Hamit Fendoğlu 1965 yılında Malatya'dan senatör olmuş ancak 80 öncesinde yerel seçimlerde bağımsız aday olmak suretiyle, bir dönem birlikte iktidar olmuş olan Milliyetçi Cephe hükûmetlerinin tamamının temsilcileri tarafından Malatya'da desteklenerek bağımsızdan Belediye Başkanı olmuş bir şahıstır.
Olayın meydana geldiği tarih 17/4/1978'dir. 1978 yılının Nisan ayında, üç aylarda, gün itibarıyla da kendisinin oruçlu olduğu bir günde bu menfur saldırı nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Buradan kendisini rahmetle bir sefer daha andığımı ifade etmek isterim.
Ancak, hadisenin oluş şekline baktığımız zaman, kendisine gönderilen patlayıcı maddenin, 8/4/1978 tarihinde buradan, Ankara'dan, Emek Postanesinden postaya verildiği anlaşılmaktadır. Kendisinin postanın kendine ulaştığı tarih itibarıyla Ankara'da olması sebebiyle Belediyede makamında açamamış, kendisinin de niyetli olduğu bir günde, daha önceden de birbirleriyle özellikle hediyeleştikleri bir senatör arkadaşının üzerinde ismi bulunması sebebiyle evine götürdüğü bu paketi evinde açmak suretiyle bu hadise meydana gelmiştir.
Şimdi, aynı nitelikte bir kolinin de, burada, özellikle CHP'nin grup önerisinde ismi ifade edilmemiş olmakla birlikte, o dönem itibarıyla Cumhuriyet Halk Partisinin iktidarında Malatya eski Emniyet Müdürü olan ve o dönem itibarıyla altı ay gibi bir süre geçici olarak Maraş Valiliği görevinde bulunan, CHP'nin iktidara geldiği andan itibaren de Adıyaman'da Emniyet Müdürlüğü kadrosu bulunan bir Muhterem Milletvekilimiz Abdülkadir Aksu Bey'in, Emniyet Müdürlüğünde bir şube müdür muavinliği görevine atanmasından dolayı Malatya'da olmaması sebebiyle, adresine gönderilen bu postanın kabul edilmemesi sonrasında Ankara'ya geldiğinde tespit edilmiş ve yine, bir koli de o dönem Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinin eski Belediye Başkanına gönderilmek suretiyle, postanede posta yetkilileri tarafından açılması suretiyle 2 tane vatandaşımızın şehit olduğu bir hadise. Bombaların özelliğine baktığımız zaman, gönderildiği yer ve mevkiye baktığımız zaman, hepsinin aynı noktadan çıktığını görüyorsunuz ve özellikle Malatya'nın tercih edilmiş olması Pazarcık'ın tercih edilmiş olması, 80 olayları öncesinde nasıl bir ortamda bulunduğumuzu ve kimlerin bu hadiseleri kaşıdığını çok netliğiyle görebilirsiniz.
Elbette ki buradaki Değerli Hatip, özellikle, üyesi bulunduğum bir Komisyonla alakalı da burada bir kısım beyanlarda bulundu. İşte, Meclisin ortak iradesi ve ürünüyle ortaya çıkmış Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonunda, AK PARTİ İktidarının ne kadar arkasında desteği varsa, biz şunu bilmekteyiz ki Cumhuriyet Halk Partisinin de bir o kadar, Milliyetçi Hareket Partisinin de, Barış ve Demokrasi Partisinin de bir o kadar desteği var. Çünkü darbelerle mücadele, bir siyasi partinin konusu olamayacak kadar önemlidir, aynen terörle mücadelede olduğu gibi. Çünkü bu hadise hepimizin ortak bir yarasıdır ve bugün itibarıyla buralarda bulunmamızın yegâne sebebi de demokrasinin iyi işlemesi ve istikrarlı bir şekilde sürmesidir. Ne zaman ki demokrasi askıya alındı, en büyük zararı 75 milyon vatan evladı ve Türk milleti görmektedir.
Bunu bu kürsüden bir sefer daha ifade ederek Değerli Hatibin ifade ettiği bir kısım şeyleri de burada zikretmek istiyorum. Özellikle hadisenin vuku bulduğu andan itibaren, Malatya merkez ve çevresinde halkın galeyana geldiği ve karşılıklı olarak, sanki, sağ sol çatışmalarının revaçta olduğu dönemde, vatandaşlarımızın birbirine kırdırılacağı bir dönemi yaşadık. Sonrasında, bakıyoruz ki soruşturma evresinde, 4 kişi hayatını kaybetmiş, 79'a yakın kişi yaralanmış ve bunlarla alakalı soruşturma da o dönem sıkı yönetim mahkemesi Elâzığ'da olduğu için Elâzığ'a nakledilmiş ve bunların içerisinde, de bahsettiği gibi, faili meçhuller dosyasına dosya tevdi edilmek suretiyle uzunca süre de bu dosyalar işlemden kaldırılmış. Ama enteresan olan bir şey var: Olayın meydana geldiği gün 4 vatandaşımız hayatını kaybediyor. Bunlardan 3 tanesi Gazi Lisesi öğrencileri. Hemen altı ay sonra yapılan bir tespitle bu çocukların öldürülmesine vesile teşkil edecek eylemleri gerçekleştirenlerin TİKKO mensubu kişiler olduğu sübut buluyor.
İşte, görüldüğü üzere, nerede bir kargaşa olsa, nerede bir sıkıntı olsa kardeşin kardeşe katledildiği bir ortamı yaşıyoruz ancak Malatya'nın özellikle orada seçilmiş olması gelişigüzel bir tespit ve yer olarak değerlendirilmemeli.
Zira, baktığımız zaman, işte Darbeleri Araştırma Komisyonunun yapmış olduğu incelemelerden çıkarttığımız sonuçlarda şunu da görüyoruz ki Malatya, sadece 80 öncesinde değil, 28 Şubat sonrasında da karıştırılmaya çalışılan illerimizden bir tanesi. Özellikle başörtüsü eylemleri noktasında yapılan bir kısım gösterilerde İnönü Üniversitesinin önünde bir günde 200 tane gazetecinin buluşabildiği, sağdan soldan provokatif eylem yapabilecek pek çok insanın konuşlanabildiği bir alan hâline getirilmiş Malatya.
Önemli olan, darbelerle ve demokrasiyi askıya alacak her türlü girişimle alakalı hep birlikte yüreğimizi ortaya koyarak mücadele etmeliyiz. Elbette ki tarihin karanlıklarında kalmış, gizli kalmış hadiseleri ortaya çıkartmak demokratik tavır sergileyen her siyasi partinin görevidir. Olayı sadece Malatya, Maraş veyahut da Çorum olayları olarak değerlendirmemeli, bu ülkede var olan hukuk ihlalleri ve hukuka dair, somut olarak hukukun ortadan kaldırıldığı her türlü eylemin üzerine hep birlikte gitmeliyiz. Bu yüzden Malatya'daki Hamit Fendoğlu'nun yaşadığı hadiseleri bu ülkede kimsenin yaşamasını hiçbir zaman için arzu etmeyiz. Ancak burada şunun da özellikle bilinmesinde fayda var ki uzunca süre yerel yönetimde iktidarda Malatya'da Cumhuriyet Halk Partisi görev yapmış ancak bu 78'deki hadiseden önceki yerel seçimde üç partinin birleşmesi sonrasında ilk defa bağımsız bir belediye başkanı Malatya'da görev yapmaya başlamıştır. Burada oluşan toplumsal barış ve kardeşlik iklimini sonlandırmak isteyenler, aynı hareketi, sadece Hamit Fendoğlu'na değil, şu anda içimizde milletvekili olarak bulunan bir değerli büyüğümüz Abdülkadir Aksu Bey'e de yapmak istemişlerdir. Bunların tek merkezden olduğu bugün itibarıyla ortaya çıkmıştır. İşte, bunların hepsi, AK PARTİ İktidarının oluşturmuş olduğu demokratik iklimde gerçekleşen hadiselerdir. Bugün bütün yürekliliğimizle darbelerin üzerine gidebiliyorsak, dün bizleri hizaya çekmeye çalışanlara bugün demokrasi dersi verip uygun bir üslupla bir daha bu ülkede darbelerin olmaması noktasında ne tür adımlar atılabileceğini gösterebiliyorsak bu, bu Parlamentonun birlikte almış olduğu bir kararın göstergesidir. İşte, bu iradenin her konuda mutlak suretle arkasında durmakla yükümlüyüz ve bundan sonraki süreç içerisinde de demokrasinin eksiksiz olarak gelişebilmesi için, hak ve özgürlüklerin bu ülkede tavan yapabilmesi için, millî birlik ve mutabakata ihtiyaç duyduğumuzu özellikle ifade etmek isterim.
Dolayısıyla, ben, değerli arkadaşımızın, hatibimizin buradan beyan ettiği bir kısım hususlara kesinlikle katılıyorum. Ancak Rafet Küçüktiryaki ismindeki o dönemin Emniyet Genel Müdürünün yazdığı ifade edilen mektubu, ciddiye almasını da bir vekil olarak gerçekten algılayamadığımı ifade etmek istiyorum. Zira, altında ne imzası var ne de kime yazdığına dair bir muhatabı söz konusu. Dolayısıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisi gibi son derece önemli bir kurumu böyle, gayriciddi mektuplarla eğer bunları bir soruşturma konusu hâline getirebileceğimiz noktasında bir inancınız varsa, bu tamamen sizlerin eksik irdeleme ve araştırması sonucunda vardığı bir kanaattir. Lütfen, o mektubun içeriğine düzgünce bir bakalım ve ona göre de bir yol haritası çizelim.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Baktık da, bunu gündeme getiren Nimet Baş.
İDRİS ŞAHİN (Devamla) - Dolayısıyla, gündeme getirdiğiniz konu, soruşturma önergesine atfettiğiniz, keşke dayanak konusu bu mektup olmasaydı da sizlerle birlikte Malatya'da, Malatya halkının üzerine örtülen bu sis perdesini hep birlikte kaldırsaydık diyorum. Bu duygu ve?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İDRİS ŞAHİN (Devamla) - ?düşüncelerle önergenizin aleyhinde olduğumuzu ifade ederek hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Şahin, teşekkür ederim.