GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINMALARININ DESTEKLENMESİ VE HAZİNE ADINA ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILAN YERLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ İLE HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:59
Tarih:30.01.2013

VAHAP SEÇER (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; bugün Gaziantep'te sanayi bölgesinde bir fabrikada meydana gelen patlama sonucu 8 işçi hayatını kaybetti ve 15 işçi de yaralandı.

Türkiye'de iş kazaları artık iş cinayetlerine dönüşmeye başladı. Bunlar mukadderat olmasa gerek. İlgili bakanlar, özellikle maden alanlarında meydana gelen kazalardan sonra bu işi mukadderat olarak değerlendiriyorlar ama Avrupa Birliğine girecek olan Türkiye'ye, gelişmiş Türkiye'ye, dünyanın 16'ncı büyük ekonomisi Türkiye'ye bu ülkeye herhâlde bu tablolar yakışmıyor. Her yıl 1.100 civarında işçimiz iş kazalarında, iş cinayetlerinde hayatını kaybediyor. Gelişmiş ülkelere bakıyorsunuz, aynı nüfus oranına sahip ülkelere, bu rakam yarısı civarında. Demek ki Sayın Bakanın dediği gibi? Sayın Faruk Çelik "İş kazalarından sonra yerin dibine batıyorum." diyor. Tabii, bakanlık makamları şikâyet etme makamları değildir, sorun çözme makamlarıdır. Bu tedbirleri almak zorundasınız. İşletmelerde, fabrikalarda, iş sahalarında fiziki koşulları düzenlemek zorundasınız; denetimleri arttırmak zorundasınız; 21'inci yüzyıl 2013 Türkiye'sine, dünyasına yakışır bir çalışma ortamı sağlamak zorundasınız. Tabii ki bu görev bizlere ait değil, bu görev iktidara ait, Hükûmete ait.

Değerli arkadaşlarım, dünden bu yana 2/B konusunu konuşuyoruz. Aslında konuşulan aynı şeyler, sorunlar belli. Dokuz ay önce çıkardığımız 6292 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden bu yana fiiliyatta ortaya çıkan sorunlar belli, bize ulaşan şikâyetler belli ama bugün sizlerin Türkiye Büyük Millet Meclisine getirdiği kanun teklifiyle, o, bize ulaştırılan sorunların çok küçük bir kısmını çözmek için burada mesai harcıyoruz. Dün de konuşmamda söyledim, bu düzenleme elbette ki olması gereken bir düzenleme ama eksik bir düzenleme. Ortalama 300 bin hektarın, 2/B alanları içerisinde çok az bir miktarda alanın sorunlarını çözmeye yönelik bir düzenleme. Sadece İstanbul'da; Beykoz'da, Sarıyer'de, Ümraniye'de, Sultanbeyli'de, o bölgede küçük alanların ama buna mukabil de rantı yüksek, fiyatı yüksek alanların sorunlarını çözmeye yönelik bir teklif. Oysaki 2/B alanlarıyla ilgili ortaya çıkan sorunlardan muzdarip olan sadece İstanbul'daki bu bölgede yaşayan yurttaşlarımız değil, Türkiye'nin birçok yerinde, özellikle sosyal sınıflar içerisinde en yoksul olan orman köylülerinin de önemli sorunları var. 2/B alanları üzerinde tarımsal faaliyet yapan, hayvancılık yapan üreticilerimizin de sorunları var. 2/B alanları üzerinde işletmeler kurmuş, küçük sanayi tesisleri kurmuş, atölyeler kurmuş esnaflarımızın, küçük orta boy işletme sahiplerimizin de sorunları var. Eğer ki 2/B'yle ilgili sorunları çözmeye yönelik bir kanun teklifi yapacaksak bunu bu kadar dar tutmamamız gerekiyordu. Dün söyledim, yine söylüyorum: Yarın başka bir kanun teklifiyle geleceksiniz ama bir ay sonra, ama üç ay sonra diyeceksiniz ki: "Yine yaptığımız kanun tam anlamıyla işimizi görmedi, fiiliyatta sorunlar var, şu şu şu düzenlemeleri tekrar yapmak zorundayız."

Bakın, gruplar -Barış ve Demokrasi Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi- üç muhalefet grubu da bu konuya yönelik önergeler verdiler yani sorunların çözümüne ilişkin önergeler verdiler ama yine bunları reddettiniz. Bir konsensüs sağlama peşinde değilsiniz. Sorunlar size göre, çözüm yolları da size göre.

Hayırlı olsun yasanız. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Seçer.